ben o "yedinler birbirini" manşetini okuyunca irkilmiştim. solcu dediğin bu kadar duygusuz, vicdansız olamazdı. 70 yaşında bir adam, bir yazar, iyi-kötü bir aydın, evinden geceyarısı veya sabaha karşı alınıyor, bu "solcu", "ilerici", "aşkın ve devrimin" partisinin yayını olan bu gazete böyle bir olay karşısında bu manşeti atabiliyordu.

bunun sadece ufuk uras'la ilgisi olduğuna inanmam. tepede ufuk uras varsa, çevresinde ve tabanında da diğer devrimci vb kesimler vardı. ama alttan alta duyulan rahatsızlık pek de yüzeye yansımadı. zamanında ciddi bir özeleştiri verilmedi bu konuda.

y.a evetçilerse akp'nin değil, referandum maddelerinin yanında yer almışlardı. o zamanki vesayetçi rejimin gitmesi için bu tavrı benimsediler. ülkenin nispeten demokratikleşmesi için yaptılar bunu. ülkemiz eskiye göre biraz daha nefes alınabilir bir yer mi, dğeil mi? bu soruya yanıtı, kimin nefes alması hususunu da gözardı etmeden yanıtlayalım. mesela dün aykırı sorularda konuşan, hırsla burnundan soluyan ertuğrul özkök'ün mü?

o adam en karanlık zamanlarda nefe alabiliyordu ve şikayetçi olmuyordu. her gün birkaç gencimiz, ilericimiz, devrimcimiz "çatışmada ölü ele geçirildi" denilerek öldürülüyordu. bu adam nefes alabiliyordu. yargısız infazlar döneminde de nefes alıyordu. ama şimdi alamıyor. biz buna bakmayalım. bize bakalım.

kendi güçsüzlüğümüzün, kitlelerle temas etmeyen, onlara nüfuz etmeyen, onları kucaklayamayan ham ve havada politikalarımızın ve söylemlerimizin suçunu başka etmenlere yüklemeyelim. bunca malzeme varken etkisiz durumdayız. bunun suçunu başkalarına atmak en önce dürüstlüğe sığmaz.

başkalarını suçlamak, bahaneyi onlara atmak kolay. kırk yıldır bir araba şuradan şuraya gitmez mi ya? buna bir açıklama getirmek gerekmez mi? masallarda "az gittik, uz gittik, bir de bakmışız bir arpa boyu yol gitmişiz" diye bir giriş tekerlemesi vardır. artık bunu terkedelim. az da olsa, uz da olsa artık gidelim. yol katedelim artık.

tamam, haydi mahçupyan "akp şakşakçılığına devam ediyor hâlâ" olsun. peki ya biz? yabi biz?!.. biz neye devam ediyoruz? hâlâ?..



not: umarım bu soruma "biz de vatan hainliğine devam ediyoruz hâlâ" şeklinde bir cevap vermezsin.

Biz sosyalist mücadelemize devam ediyoruz. Senin ne yaptığın belli değil. Onu da sen anlatacaksın.

solcu'cuğum, ben sana sanal alemde ne yaptığını sormadım. onu biliyoruz zaten.

Çok bir fark yok. Sanalda yapmaya çalıştıklarımızı gerçekte de yapmaya çalışıyoruz. Bilgimiz oranında sosyalizmi anlatmaya çalışıyoruz. Sen ne yapıyorsun? Sanalda AKP'ci olup inandırıcı olmasa da solcuyum demek kolay, gerçek hayatta çok zorlanıyor olmalısın? Kimseyi inandırabiliyor musun? Solculuğu AKP çatısı altında mı sürdürüyorsun?

"solcu" karsindakilere kulp takmaktan ne zaman vazgececeksin? Kimin daha fazla inandirici oldugu toplumdaki yerinden belli degilmi? Sen simdi binde birlerlemi inandirici oldugunu zannediyorsun? Lütfen artik polemik yerine, karsindakine kulp takmak yerine adam gibi görüs bildir, fikrini söyle, ......
Türkiye'de sosyalis sol yillardir toplum karsisinda "inandiriciligiyla" alakali büyük sorunu varken sen kalkiyorsun burada ahkam kesiyorsun. Bu kafaylada zaten klavye basinda sosyalizmi ancak getirirsin ülkeye. Oysa yanlislari, hatalari,... masaya yatirip toplumun, emekcilerin,..... güvenini nasil kazanirsin sorusunun cevabini arasan sol adina daha fazla is yapmis olursun.

"sanal" derken sadece interneti kastetmedim ki. gerçek hayattaki "sosyalizm" mücadelesi" iddianı da sanal olarak nitelemek istedim. yani sosyalizm mücadelesi verdiğini sanıyorsunuz anlamında.

benim uzun yazımı tekrar okumanı öneririm. birisi bir şeyler yazıyor ve sen de bir cümlelik bir cevap vermeyi yeterli görüyorsun. oysa yazmışım oraya "not: umarım bu soruma "biz de vatan hainliğine devam ediyoruz hâlâ" şeklinde bir cevap vermezsin." diye. "umarım" diye eklemişim. ama umduğum değil, beklediğim geldi başıma.

benim akp'li olmadığıma inanıp inanmaman çok mu umurumda? hatta öyle sanman senin için çok önemliyse, "evet öyleyim" diyeyim de rahatla. sanaldaki sanılarını sarsmak istemem. inançlarla uğraşmak doğru değil. özellikle kişi değişmek için aklen çok yaşlanmış ve pıhtılaşmışsa.

Kaçak, senin AKP'li olup olmaman hiç kimsenin umurunda değil. Burada sana AKP'li diyorsak kendini sorgulamalısın. Bir insana üstelik kendini ara sıra da olsa sosyalistim, sizi sosyalist yapacağım diyen bir insana AKP'ci deniliyorsa bunun bir hikmeti olmalı. Bu konularda düşünmelisin. Neden böyle bir algı yaratıyorum, ya da bir solcu olarak neden bu kadar açık veriyorum diye düşünmen lazım. Sen AKP meşru bir partidir, seçimdir, sandıktır, demokrasidir falan demeyi sürdürdüğün sürece bu cümlelerle hep karşılaşacaksın.

ama karşılıklı umursuzlaşmayalım şimdi. umurumda olmadığımı yazdım. sen yine "neden böyle sorgula" diyorsun. ben nedenini biliyorum. normal bir genel seçimle gelmiş bir partiye meşru demek bile beni sizin gözünüzde akp'li yapıyorsa, bunu asıl sizin sorgulamanız gerekir.

sosyalizm mücadelesi verme biçiminizi, tarzınızı, yönteminizi sorgulayın bence siz asıl. ama öncelikle dürüstlüğünüzü sorgulayın. kendinize karşı bile samimi olamayan, gerçeği kabullenemeyen, kendinizi aldatan yalancı dilinizi sorgulayın.