SOL PAYLAŞIM »
Siyasi Gündem ve siyasi tartışmalar
Siyasi Gündem ve siyasi tartışmalar
Sebahat Tuncel'e PKK'ya ABD silahı sorusu
Tuncel, bir gazetecinin, "PKK, on binlerce insanı öldüren ABD'den silah yardımı istedi. Buna ne diyorsunuz?" sorusu üzerine, "IŞİD orada ağır silahlarla saldırıyor. Kürtlerin eşit şartlarda savaşmak içim yardım istemesini çelişki olarak görmüyorum. IŞİD'e karşı eşit savaşmak, oradaki halkların yaşam güvencesi için normal bir durum" değerlendirmesini yaptı.
Tuncel, aynı gazetecinin, "Hem IŞİD'e ABD silah verdi diyorsunuz, hem de ABD'den silah istiyorsunuz" ifadeleri üzerine, "Bunu isterseniz toplantı bittikten sonra baş başa konuşalım" dedi.
http://www.gazeteler.net/link.php?url=http%3A%2F%2Fwww.radikal.com.tr%2F
teorik ve pratik sefaletin artık eğlencelik malzeme hâline dönüştüğü görülüyor. gazeteciler bile hdp'yi ti'ye alıyorlar. 
Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış
Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış
Solun sefaleti konusunda başka bir şey yazmamışsınız ki. Biz basite indirgemiyoruz, siz bozuk bir dürbünle etrafı görmeye çalışıyorsunuz.
bunları yazacağınız yerde benim iddialarımı çürütecek cevaplar vermeniz daha uygun olmaz mı? oysa sizler basit birkaç cümlelik "cevap"larla kaçak güreşiyorsunuz. oysa "kaçak" benim.
mesela perinçek'in ışid ve kobani görüşü ile ilgili yazdıklarım yanlış mı? bu bir teorik sefalet değil mi? ulusalcı solculuğun, vatan kurtaran şabanlığın, böylesi çalkantılı bir coğrafyaya dar ulus-devletler mantığıyla bakmanın vardığı içler acısı yer değil mi? halkları kendi yaşadığı coğrafyadan edip göç yollarına düşüren, insanları katleden veya pazarlarda satan vahşi ışid çetelerini savunur duruma düşmüş bir politik teorik tavır için daha kibar bir sıfat bulmaya çalışmalı mıyız?
esad için "vatanını savunuyor" deyip katliamlarını mazur gören ve gösterenlerin, şimdi abd'nin iran'la anlaşarak esad rejimine râzı gelmesi üzerine artık katliamları görmeye başlayacaklarını ümid edebilir miyiz? halep halen esad rejimince bombalanmaya devam ediliyor. taş üstünde taş kalmamış görüntüleri tv.lerden görmeye devam ediyoruz. acaba bugüne kadar bu konuda solcu olduğunu iddia eden ulusalcı çevrelerden tek bir itirazı da bırakın, bir soru geldi mi? "bu kadar bombardıman fazla", "okulu neden bombalamışlar ki"yi bırakın; "kendi şehirlerini bombalayarak vatan savunması olur mu?", "şehirler yerle bir edilince geriye vatan kalır mı?" sorularını bile duyamıyoruz.
perinçek, ulusalcı cenahın en karikatürize karakteri. onun kadar dürüst(!) olmayıp daha çekingen bir dille kobani'nin düşmesini içten içe isteyenlerin tümünün siyasî konumlanışındaki sefaleti "cesur" perinçek ele vermiş oluyor.
perinçek madalyonunun öbür yüzü olan pkk-hdp-pyd çizgisinin vardığı yerse bir pratik sefalet değil mi? onları 3 maymun tavrıyla destekleyen solumuzun tavrı pratik sefalet değil mi? 16 yaşındaki bir çocuğun katledilmesini suskunlukla ve bilmezden gelerek geçiştirmenin sol ahlakî değerlerimiz açısından kabul edilebilir bir yanı var mı?
pkk-hdp-pyd çizgisinin, kobani'ye kdp'den bile yardım gelmesi karşısında düştüğü kaygı ve panik hâlindeki zavallılığı, kendi kurduğu kanton'u savunamayıp, buraları ateşlerde yakmaya çalışmanın korkunç çelişkisini görmemek mümkün mü?
pyd'nin düne kadar esad'la flörtü ve esad rejiminin diğer kesimlere yönelik katliamlarını görmezden gelip susmasıyla; şimdi sıra kendisine gelince kobani'yi "stalingrad direnişi"ne benzeterek insanî duyarlılık istemesindeki çelişkiyi "sefalet" değilse hangi kelimeyle ifade etmeliyiz?
daha dün (4 temmuz 2014) kendi basın organlarından olan özgür gündemde, takma isimle manüplatif haber yayınladılar. güya abd, türkiye ve barzani, ışid'i destekleyen gizli bir toplantı düzenlemişti amman'da. bu manüplatif haber "sol" haber sitelerinde kısa sürede yayılıp bir çok kez tekrarlandı ve bizler inandırıldık. ama o yalan haberin foyası kısa sürede, ışid'in barzani güçlerine saldırması ve savaşmasıyla, abd'nin ışid'i havadan bombalamaya başlamasıyla ve türkiye'nin de ışid'e karşı peşmerge birliklerine koridor açmasıyla dökülüverdi. herhangi bir açıklama, özeleştiri vb okudunuz mu?
bu dediklerim "bozuk dürbün" görüntüleriyse, siz kendi dürbününüzle gördüklerinizi anlatın ki bilelim. bakalım, sizin dürbün nasıl gösteriyor.
Bir yazı yazmışsınız, AKP'nin torba yasası gibi olmuş, aklınıza ne gelmişse, birbiriyle ilgili mi değil mi diye bakmadan içine doldurmuşsunuz, adını da abartmışsınız. Perincek'in söyledikleriyle ilgili konumuz vardı orada düşüncelerimizi savunduk, o konuyu konuşmak istiyorsanız orada devam edilir. IŞİD konusunda yazdıklarınız insani şeyler. Böyle siyasi değerlendirme olmaz. Sonuçları da kapsayacak biçimde politik bir görüş ileri sürerseniz siyasi değerlendirme olur. Sizin yazınızda ne böyle bir yöntem izleniyor ne de söyledikleriniz arasında bir bağ var. Adını zaten ilgisiz. Neyini tartışacağız, siz neyi tartışmak istiyorsanız varsa o konuya girer, yoksa yeni bir konu açarsınız. Yazdıklarınız bana mantıklı eleştiri gelmiyor.
Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış
Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış
Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış
Solun sefaleti konusunda başka bir şey yazmamışsınız ki. Biz basite indirgemiyoruz, siz bozuk bir dürbünle etrafı görmeye çalışıyorsunuz.
bunları yazacağınız yerde benim iddialarımı çürütecek cevaplar vermeniz daha uygun olmaz mı? oysa sizler basit birkaç cümlelik "cevap"larla kaçak güreşiyorsunuz. oysa "kaçak" benim.
......
bu dediklerim "bozuk dürbün" görüntüleriyse, siz kendi dürbününüzle gördüklerinizi anlatın ki bilelim. bakalım, sizin dürbün nasıl gösteriyor.
Bir yazı yazmışsınız, AKP'nin torba yasası gibi olmuş, aklınıza ne gelmişse, birbiriyle ilgili mi değil mi diye bakmadan içine doldurmuşsunuz, adını da abartmışsınız. Perincek'in söyledikleriyle ilgili konumuz vardı orada düşüncelerimizi savunduk, o konuyu konuşmak istiyorsanız orada devam edilir. IŞİD konusunda yazdıklarınız insani şeyler. Böyle siyasi değerlendirme olmaz. Sonuçları da kapsayacak biçimde politik bir görüş ileri sürerseniz siyasi değerlendirme olur. Sizin yazınızda ne böyle bir yöntem izleniyor ne de söyledikleriniz arasında bir bağ var. Adını zaten ilgisiz. Neyini tartışacağız, siz neyi tartışmak istiyorsanız varsa o konuya girer, yoksa yeni bir konu açarsınız. Yazdıklarınız bana mantıklı eleştiri gelmiyor.
Sizin yazdıklarınızsa bana gayet mantıklı ve anlamlı geliyor. Dürbününüz olmadığını anlıyorum. Aksi halde böyle, "burada yerim dar, oynayamam, öbür tarafa gidelim, orada oynayabilirim" tarzında 'cevap' vermezdiniz.
Kalınlaştırdığım cümleniz ise çok daha anlamlı! Demek sizin gözünüzde siyasî tartışmaların pek de insanî olmaması gerekiyor. Perinçek'in o kan donduran kobani açıklamasını nasıl yapabildiğini şimdi daha iyi anlıyoruz.
''IŞİD çok kötü, kafa kesiyor, kol bacak kopartıyor'' diyerek siyasi bir değerlendirme mi yapmış oluyorsunuz? PKK ile IŞİD'den hangisini desteklerseniz sorusuna yanıt, IŞİD daha fazla kafa kestiği için IŞİD'i mi anlıyorsunuz? Yazınızın adını ''Teori ve pratiğin sefaleti'' koymuşsunuz ancak içi çok boş; gereksiz işlere soyunmuşsunuz.
Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış
''IŞİD çok kötü, kafa kesiyor, kol bacak kopartıyor'' diyerek siyasi bir değerlendirme mi yapmış oluyorsunuz? PKK ile IŞİD'den hangisini desteklerseniz sorusuna yanıt, IŞİD daha fazla kafa kestiği için IŞİD'i mi anlıyorsunuz? Yazınızın adını ''Teori ve pratiğin sefaleti'' koymuşsunuz ancak içi çok boş; gereksiz işlere soyunmuşsunuz.
Sizin dürbün hatalı imalat olmalı. Yazılanları okumaktan bile aciz. Demediğim sözleri demişim gibi algılamanıza sebep olmuş. Belki dürbün diye elinize güldüren aynalardan almışsınızdır.
Türkiye'nin kobane'ye koridor açmaması gerektiğini ve kobani'nin Işid'in eline düşmesinin "bizim" millî çıkarlarımıza uygun olacağını savunacak kadar insaf ve izandan, akıl ve vicdandan azade olmuş bir lideriniz var. Böyle olunca size de, dürbününüzün gösterdiklerinden başka her şeyi içi boş ve gereksiz görmek kalıyor.
Alıntı Çizelgesi: Kaçak yazmış
Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış
''IŞİD çok kötü, kafa kesiyor, kol bacak kopartıyor'' diyerek siyasi bir değerlendirme mi yapmış oluyorsunuz? PKK ile IŞİD'den hangisini desteklerseniz sorusuna yanıt, IŞİD daha fazla kafa kestiği için IŞİD'i mi anlıyorsunuz? Yazınızın adını ''Teori ve pratiğin sefaleti'' koymuşsunuz ancak içi çok boş; gereksiz işlere soyunmuşsunuz.
Sizin dürbün hatalı imalat olmalı. Yazılanları okumaktan bile aciz. Demediğim sözleri demişim gibi algılamanıza sebep olmuş. Belki dürbün diye elinize güldüren aynalardan almışsınızdır.
Türkiye'nin kobane'ye koridor açmaması gerektiğini ve kobani'nin Işid'in eline düşmesinin "bizim" millî çıkarlarımıza uygun olacağını savunacak kadar insaf ve izandan, akıl ve vicdandan azade olmuş bir lideriniz var. Böyle olunca size de, dürbününüzün gösterdiklerinden başka her şeyi içi boş ve gereksiz görmek kalıyor.
İki paragraf kurmuşsun ikisinin de birbiriyle çelişik olduğunu anlamıyorsun. Bunu normal karşılıyorum, çünkü ilk yazında yazdıklarınla konuya verdiğin isim bile çelişkiler içinde olduğunuzu gösteriyor. Bu yazıyı okuyan bir ''torba yasacı'' bile yazınızı okuduğunda ne ilgisi var diyerek gülüp geçmiştir. En iyisi sizi kendinizle baş başa bırakmak, solun teorik ve pratik sefaleti konusundaki yazacaklarınızı merakla! beklemek olmalı.
Sadece geçen ayın değerlendirmesini yaparak, solumuzun teorik ve pratik sefaletini gösterdim.
Hangi paragrafta yazdıklarınız solun teorik ve pratik sefaletini gösteriyor?
Alıntı Çizelgesi: abbas yazmış
İki paragraf kurmuşsun ikisinin de birbiriyle çelişik olduğunu anlamıyorsun. Bunu normal karşılıyorum, çünkü ilk yazında yazdıklarınla konuya verdiğin isim bile çelişkiler içinde olduğunuzu gösteriyor. Bu yazıyı okuyan bir ''torba yasacı'' bile yazınızı okuduğunda ne ilgisi var diyerek gülüp geçmiştir. En iyisi sizi kendinizle baş başa bırakmak, solun teorik ve pratik sefaleti konusundaki yazacaklarınızı merakla! beklemek olmalı.
keşke en iyisini en başından yapsaymışsınız da kafanızı ve gözünüzü gereksiz yere yormasaymışsınız. neyse, çok geç kalmış değilsiniz.