Bir kişi bile öldürülse üzücü. Ancak Dersim olayları kürtlerin ve alevilerin ortadan kaldırılmak istenmesi olarak ileri sürülüyor. AKP bu konuyu kullanarak AKP Alevisi yaratma peşinde, bunun gizli bir yanı yok. Kürt milliyetçileri de benzer bir plandan yana. Onlar da Alevilerin kendilerine yanaşmasını istiyor. Bu yüzden Dersim denildiğinde bu iki kesimde bir hareketlilik başlıyor. Aleviler ise bu toplumun en uyanık, en bilinçli kesimleri, ne yapacaklarını biliyorlar; ne kürt bölücü hareketine yaklaşıyorlar, ne de AKP'ye.
Dersim ve diğer kürt isyanlarında Cumhuriyet'in aşiretsel yapıları ortadan kaldırmak ve ulus devlete entegre etmek isteği var. Bu durum Cumhuriyet'i kuran kadroların kürt ve alevileri yok etmek istediği şeklinde ileri sürülüyor. Böyle bir yorum Cumhuriyet'e karşı bir haksızlıktır. Ulus devletin varlığını sürdürmesi doğu ve güneydoğudaki derebeyliklerle iç içe gerçekleşemezdi. Bölgedeki aşiretlerin sürekli isyan etmesi, bu isyanların Cumhuriyet öncesinde başlayarak bir gelenek halini alması da isyanların şiddet yolu ile bastırılmasını zorunlu kılıyordu. Özellikle İkinci Dersim isyanıyla şiddetin katliam boyutuna varması hiç kimse tarafından onaylanamaz. Ancak sorunu Cumhuriyet'in alevilere ve kürtlere karşı yaptığı bir katliam ve onları ortadan kaldırmak istemesi olarak ortaya koymak siyasi bir değerlendirme değildir. Dersim konusu tartışılırken, sadece Dersim değil, Cumhuriyet boyunca ortaya çıkan isyanlar ve bölgedeki derebeylik konusunun Cumhuriyet'le ilişkilendirilerek tartışılması, değerlendirilmesi ve yorumlanması gerekir. Sol ise özellikle böyle yapmalıdır.