Alıntı Çizelgesi: bedrettin yazmış
Kürt hareketine karşı çıkarken onun kürt halkının iradesini de yansıttığını gözönünde tutmak lazım. HKP bu konuda çok sert bir tavır alması size göre doğru mu? Kürt hareketinin emperyalizme ve AKP'ye karşı tavır almamasını eleştireceğiz, burada bence bir yanlışlık yok. Ancak konuyu bununla sınırlamak doğru mu? Sonuçta demokratik hakları için mücadele eden bir toplum kesimi var ortada. Yıllarca acı çekmişler, her türlü şiddetle karşı karşıya kalmışlar. Kürt hareketi bu tepkinin de ortaya çıkardığı bir hareket. Bana öyle geliyor ki, hem İp ve hem de HKP bu konuda biraz aşırıya kaçıyor.
Güzel bir konuya dikkat çekmişsin ancak tahlilin işin görünen ve ezberlenen kısmıdır.
HKP'nin Kürt ulusal mücadelesinin kendisine karşı değil, şu anda buna "sözde" önderlik yapan ekip ile sorunu var. Lakin bunu biz değil, Kürdistan'ı ziyaret eden ve oradaki halk ile görüşen arkadaşlarımız aktarıyor. Gerek ABD, gerek AB emperyalizmi ile ilişkiler, AKP ve dolayısıyla Türkiye finans-kapitaline bağlılık ve söylenenin aksine demorkatik cumhuriyet için değil, finans-kapitalist Kürdistan için çabalama bizim eleştirilerimizin kaynağıdır. Ayrıca HDP'deki örgütler, "resmi tarih" anlayışını yıkmak adına kendileri bir tarih uyduruyor. Anadolu'daki tarihin gidişi hakkında en ufak bir fikirleri bile yok ya da oryantalist, şovenist tarihçilerin gözünden olaylara bakıyorlar ve karşı-şovenist bir anlayış üretiyorlar. PKK ve HDP bileşenleri, artık post-modernist bir hareketlerdir. Marksizm-Leninizm'i pratik olarak da reddetmişlerdir. Bu yüzden onlara karşı bir CHP, bir MHP, bir AKP kadar mücadele etmek gereklidir.
Bunların dışında, HKP Kürt ulusunun varlığını tanıdığı gibi, "Kürt ulusunun komünistleri sadece partimizdedir" diyerek diğer gruplarda bulunan Kürt ulusundan insanların komünistliğini de sorgulayacak kadar cesurdur. Bize göre Kürt ulusunun proleterya partisi yoktur. Mevcut burjuva partilerine zorla yedeklenmiştir Kürt emekçileri. Dolayısıyla Türkiye'deki gruplar anarşisi (yani komünistlerin birleşememesi), Kürdistan'da ise komünistlerin partisinin olmaması sorunu vardır. Türkiye'deki grupların birkaç seksiyonu var burada, ancak onların programları da asgari anlamda dahi proleterya sosyalizminin programı değildir.
Ayrıca HKP, yıllarca Kürt halkının yaşadığı acıları Türk halkına duyurmak için çırpınmış insanları barındırmaktadır. Lice'de 1993'de "rambolar" tarafından köy basıldığında, yoldaşlarımız oraya gider. Daha bir çok olayda Kürt halkının derdi, şovenist duygularla boğulmaya çalışılan insanımıza aktarılır. Özellikle Taksim-Gezi direnişi sürecinde Lice'de kalekol inşaatı protestosunda katledilen Medeni Yıldırım'ın katledilmesi sonrasında, halkın bu katliamdaki trajik durumu anlaması için çaba harcamıştır. Sürekli olarak "halkların kardeşliği" vurgusu yapılmıştır. Tabii ki "etine göre budu". HKP'nin Kürt halkının mücadelesine yönelik desteği ve bilgisi mevcuttur. Ancak PKK'nın karşı-devrimci özü değişmedikçe, Türk ulusunun değerlerine yönelik saldırılara karşı şeriatçılarla, IŞİD'in Türkiye şubeleri ile mücadele edilmedikçe, kendilerine saygı duymayız.
İP'in tutumuna gelince, tamamen şovenist bir tutumları var Kürt sorunu konusunda. Tabii çıkara göre tutum geliştiyorlar, işlerine gelince Kürtler var, işlerine gelince yok. Bu konuda oportünist demek, oportünistlere hareket olur.