Zırvalama demişsin, zırvalama görmek istiyorsan, parti programını bir kere daha oku. Sosyalist bir partinin programlarını okuyup karşılaştırırsan, bu söylediklerinin ve programınızın ne kadar zırva olduğunu anlayacaksın. Siz İP ile kavgaya devam edin, belki biriniz diğerinden daha öne geçer de, milli burjuvazi veya tefeci bezirgan dışındaki bütün zümrelerle burjuva devrimini tamamlarsınız!
Madem sosyalistsiniz neden sosyalist devrim yerine demokratik devrimi tercih ediyorsunuz?
Yalnız arkadaşlar bence çok büyük bir yanlış içine giriliyor. Demokratik devrimi savunmak kişiyi, örgütü sosyalist olmaktan çıkarıyor gibi bir yargı var. Eğer öyle bir şey iddia edersek Lenin'in ve Bolşevik Parti'nin de uzun bir dönem sosyalist olmadığını söylemiş oluruz. Çünkü Lenin Şubat Devrimi'nin ardından yazdığı Nisan Tezlerine kadar demokratik devrimi savunuyor. Rusya'nın önündeki aşamanın demokratik devrim, işçi-köylü diktatörlüğü olduğunu bu diktatörlük altında burjuvazinin tamamlayamayacağı demokratik devrimlerin tamamlanacağını ve bu aşamanın yaşanması yani işçi ve köylünün tümüyle derebeylik ve feodal rejim devrilip demokratik diktatörlük kurulduktan sonra köyün içinde de çelişkilerin daha net kavranmaya ve derinleşmeye başlayacağını, küçük mülk sahipliğinin yetersizliğinin de kavranacağını ve bunun ardından yoksul köylü-işçi yada köy proleteri-şehir proleteri ittifakıyla sosyalist devrime ilerleneceğini söylüyor. Bu teorisinin adı Kesintisiz Devrim. Şubat Devrimi'nin ardından yazdığı Nisan Tezlerinde ise Lenin Rusya'da burjuva demokratik devrimin tamamlandığını(tamamlanması için iktidarın burjuvaziye geçmesi yeterlidir diyor), ikili iktidar denen gelişme sayesinde köylü diktasının da oluştuğunu yani önümüzde köylüye veya küçük burjuvaziye dayanan demokratik diktatörlük aşaması zorunludur diyenlerin bu aşamanın gerçekleştiğinin farkında olmayıp hayatın gerisinde kaldığını dolayısıyla önlerindeki aşamanın proleter devrim olduğunu söylüyor. Ayrıca mevcut durumda küçük burjuvazinin ve onların örgütünün(Sosyalist İhtilalciler) toprak reformu ve iktidarı tamamen ele geçirme konusunda net bir tutum otaya koyamadığını, büyük burjuvaziye net bir şekilde cephe almaktansa uzlaşı yolunu seçtiğini dolayısıyla bu durumda küçük burjuvazi üzerinden bir strateji değil doğrudan proleterya üzerinden bir strateji geliştirmek gerektiğini diğer taraftan güçlü bir proleter hat oluşturduktan sonra bu proleter dalgadan etkilenen ve sorunlarının uzlaşıyla çözülemeyeceğini kavrayan yoksul ve küçük burjuva köylünün de proleter devrime katılabileceğini söylüyor(öyle de oldu köylüler hem kendileri hem de örgütleriyle(Sosyalist İhtilalcilerin sol kanadı) devrime katıldı, zaten ilk 8 ay bildiğiniz gibi doğrudan Bolşevik Parti diktası değil Bolşevik Parti ve Sol Narodniklerin diktası vardı).
Bu aşamalar meselesi Lenin'den sonra da tartışılmaya devam edildi. Mesela Mao gerçekleştirdikleri devrimin demokratik halk devrimi, işçi köylü diktatörlüğü olduğunu ve kesintisiz devrimlerle sosyalizmi kuracaklarını söyledi. Fidel'de yine gerçekleştirdiklerinin kesintisiz devrim olduğunu söyledi. Türkiye'de de özellikle 70'lerde çok tartışıldı. Mesela o yıllarda tarihsel TKP aşamalı devrimi savunuyordu. Bir Ulusal Demokratik Cephe kurulmasını, bu cephede milli burjuvazinin(küçük ve orta burjuvazi kastediliyor) sol kanadıyla ittifak kurulmasını bu sayede ittifakların asıl düşmana karşı(emperyalizm ve büyük burjuvazi) en katılımcı bir şekilde genişletilip demokratik dönüşümlerin gerçekleştirilmesini ve bunun üzerinden sosyalizme yürünmesini savunuyor. Benzer stratejiyi Avrupa'da ki Komünist Partiler de savunuyor. Mesela Fransız Komünist Partisi de böyle bir cephe kurulmasını bu cephe aracılığıyla ''ileri demokrasinin'' inşa edileceğini bundan kasıt tekelci ve büyük burjuvaziye yıkıcı darbeler vurulacağı ve bunun sosyalizme geçmek için gerekli bir aşama olduğunu söylüyor. Sanırım 70'lerin başında Sosyalist Parti ile birlikte iktidar da oluyorlar. Türkiye'de de TKP haricinde çok vardı aşamalı devrimi savunanlar. Mahir, Deniz, Kaypakkaya, Perinçek, Kıvılcımlı hepsi aşamalı devrimi savunuyorlardı. TİP ise önceleri demokratik devrimi savunuyordu sonraları ise sosyalist devrimi savunmaya başladı. Ancak teorik etkinliğini pratikte gösteremeyen, sokaktan uzak duran bir çizgide olan TİP gençliği kapsayamadı. Onun yerine sokağa çok daha önem veren Demokratik Devrim çizgisi(Mihri Belli ve Avcıoğlu) gençliği kapsadı. Ancak gençlik daha sonra bu iki ismi aştı. Zaten tartışmaları okursanız gençliğin savunduğunun Marksist-Leninist bir aşamalı devrim teorisine yükseldiğini görürsünüz, Avcıoğlu'nun ki küçük burjuva radikalizmiydi.
Bugüne gelirsek bugün solda sosyalist devrim büyük ölçüde kabul görmüş durumda. Demokratik devrimci gelenekten gelenlerin önemli bir bölümü de sosyalist devrimi savunmaya başladı. Ancak hala demokratik devrimi savunanlar da var. Ancak dediğim gibi demokratik devrimi savunmak kimseyi de sosyalizmden çıkartmaz. Eğer bir birey, örgüt kendini proleter sosyalist olarak tanımlıyor ve amacının sınıfsız topluma ulaşmak olduğunu söylüyorsa o birey, örgüt komünisttir. Bu amaca ulaşmak yolunda farklı stratejiler, taktikler savunulabilir. Ancak bunlar komünist olup olmama meselesi değil somut durumun nasıl kavrandığı üzerine meselelerdir...