Alıntı Çizelgesi: proletersosyalist yazmış
Alıntı Çizelgesi: melnur yazmış
Sn.proletersosyalist;
BHH'nin kürt hareketini dışladığını mı düşünüyorsunuz? Böyle bir düşünceniz varsa bence yanılıyorsunuz. ''Kürt hareketini sadece Öcalan'dan ibaret görmemek gerek'' demeniz ise, konu bağlamında doğru değil. Kürt hareketinde elbette daha solda olanlarla, daha sağda olanlar var ama burada tek belirleyici iradenin Öcalan olduğunu da unutmamak gerekiyor. Kürt hareketinde tek belirleyen Öcalan olduğu için AKP'ye karşı olanların Öcalan'a rağmen farklı davranması mümkün değil. Böyle bir tavır kürt hareketinden ayrılmak anlamına gelir. Zaten BHH'nin kuruluşundan bugüne geldiğimizde BHH'ye katılım gösteren birileri bildiğim kadar yok.
Haziran kitlesinin üç temel özelliği vardı. Birincisi aydınlanmacılık, ikincisi laiklik, üçüncüsü ve en öne çıkanı AKP karşıtlığı. BHH'nin özü de bu. İlkelerinde bunu açıkladı. Bu ilkeler dışında hiç bir kırmızı çizgisi de yok. Bu ilkeleri savunan herkes bu harekete katılabilir ve katkı verebilir. BHH böyle bir hareket. HDP ile ilişkisinin veya seçim ittifakının olabilmesi için bu ilkeleri gözden kaçırmamak ve Haziran ayaklanmasındaki kitlelerin de bu ilkelere temel bir bağlılık içinde olduğunu gözden uzak tutmamak gerek. Daha kestirmeci bir soru soralım, bu ilkeler CHP kitlesine mi daha yakın, yoksa kürt ulusal hareketinin siyasetiyle özdeş hale gelmiş kitlesiyle mi? Haziran kitlesi de zaten ağırlıklı olarak CHP kitlesiydi. Siz kürt hareketinin sempatizan kitlesinin de olduğunu söylüyorsunuz ama bence durum hiç de dediğiniz gibi değildi. Kürt hareketinin sempatizan kitlesinden bu ayaklanmaya katılanlar olmuştur. Ama bunun belirleyici olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Sonra, kürt hareketi deyince bir siyasetten söz ediyoruz. O hareketin sempatizan kitlesinin tek tek neyi savunduğu, ne yaptığını değil.
Kürt hareketinde belirleyici unsur Öcalan'dır. Kim bilir hangi sözler verilmiştir, bilmiyoruz ama, Öcalan halinden memnun. Süreçten de memnun. AKP'yi iktidarda tutmaktan da memnun." Ve Öcalan'ın siyasetinde yüzseksen derece dönüş yapacağına ilişkin hiç bir emare de yoktur. Kısaca kürt hareketi Öcalan liderliğinde AKP'yi iktidarda tutmaya devam ediyor. Seçime aylar var. Ne olur bilinmez. Ama bugünkü görüntüsüyle BHH HDP'yle ittifak kuramaz. Mümkün değil. Böyle bir çaba bile BHH'nin açıkladığı ilkelerin iflası anlamına gelir. Kendi kendini reddetmiş olur. Ve ortada BHH diye bir şey kalmaz.
BHH CHP'yi de desteklemez, destekleme kararı almaz. Tıpkı HDP'yi desteklemeyeceği, destekleme kararı alamayacağı gibi. Ama BHH bir ittifak söz konusu olacaksa ki bence de böyle bir gündem mutlaka oluşacaktır, o zaman BHH'nin ittifakı HDP ile değil daha çok CHP ile söz konusu olacaktır. Destekleme değil, ittifak. Çünkü BHH'nin açıkladığı ilkeler HDP'den çok CHP'ye yakındır. CHP de böyle bir potansiyeli kendinden uzaklaştırmamak isteyecektir. Bu yüzden bence BHH'nin gizli veya açık seçim öncesinde bir masaya beraberce oturup ''pazarlık'' yapmaları çok yabana atılmayacak bir ihtimal.
Şunun da altını çizmek gerek. BHH 2015 seçimleri için bir araya gelmiş bir örgütlenme değil. Ama temel ilkelerinin aydınlanma, laiklik ve AKP karşıtlığı olması onu seçimlere kayıtsız kalamaz bir pozisyona getirecektir. Bu da söyleniyor zaten. BHH hem seçim öncesinde ve hem de seçim sonrasında nasıl bir tablo oluşursa oluşsun ilkeli ve ivmeli bir büyüme gösterirse umut olmayı sürdürür, tersi durumda sol için bir başka siyasi araç arayışı başlayacaktır ki, bu durum da solun toplum üzerindeki etkisizliğinin süreceği anlamına gelecektir.
BHH Kürt Hareketini dışlıyor demedim, Ender Helvacıoğlu dışlıyor dedim. Eğer BHH'de Helvacıoğlu'nun düşüncelerini dinler, Kürt Hareketini olası bir seçim ittifakı konusunda tamamen dışlar ve Kürt Hareketi'nin içindeki dinamikleri hesaba katmadan Kürt Hareketine tamamen AKP'ci derse BHH'de Kürt Hareketini dışlar derim. Şu anda BHH için bu konuda beklemedeyim.
Kürt Hareketindeki tek belirleyenin Öcalan olduğu tespitinize de katılmıyorum. Öcalan yıllardır hapiste olan bu nedenle ne politik okumaları sağlıklı olan nede örgüt üzerinde hapiste olmadığı dönemki kadar etkin olabilen biri. Kürt Hareketi ise onlarca yıldır var olan, Kürt halkı nezdinde önemli ölçüde kitleselliğe erişmiş ve içinde çeşitli kanatların bulunduğu bir yapı. İllegal yapıdaki, onlarca yıldır var olan ve bu kadar büyük bir örgütü hapisteki Öcalan tamamen parmağında oynatıyor diye düşünmek somut durumu iyi tahlil edememektir. Öcalan Kürt halkı için bir sembole, mite dönüşmüş durumda. Örgüt Öcalan'ın bu özelliğini kullanıyor, Öcalan'ın kendi de konumunun farkında olduğu için bunu hem devlete karşı kullanmaya çalışıyor hem de örgüte de bu şekilde müdahale etmeye çalışıyor. Ancak örgütünde kendi iç işleyişi, dinamikleri, kadroları ve bu kadroların belli politikaları var. Öcalan'ın mitsel konumundan dolayı eleştiriler açık bir şekilde yapılmıyor olabilir ama satır aralarında bu farklıkları yakalayabilirsiniz. Kaldı ki örgütün kendi içinde kim bilir nasıl tartışmalar dönüyordur. Bu farklı açıklamaların ve izlenmek istenen farklı politikaların AKP'de farkında ki sürekli ''Öcalan çizgisine gelin'' diye Kandil'e mesajlar yolluyor. Cemil Bayık ve ekibi KCK'nin başına geçtiğinde yine AKP çevrelerindeki rahatsızlığı da hatırlayın. Dolayısıyla bunları hesaba katmadan Öcalan üzerinden bir okuma yapıp Kürt Hareketini tamamen AKP'ci diye görmek bence gerçeklikten uzak.
BHH'nin üç temel ilkesi var demişsiniz; ''aydınlanmacılık, laiklik, akp karşıtlığı'' ve devam etmişsiniz ''bu ilkeler CHP'nin kitlesine mi daha yakın yoksa Kürt Hareketinin kitlesine mi?''. Soruya cevap olarak da CHP kitlesi demişsiniz veya demeye getirmişsiniz. Ben diyorum ki saydığınız ilkelere her iki kitle de yakın. Her iki kitlede aydınlanmacı, laik ve AKP karşıtı. Bu noktalarda ortaklaştıklarını Haziran İsyanı pratiğinde kanıtladılar zaten.
Kürt Hareketi deyince bir siyasetten bahsediyoruz demişsiniz kitlenin ne yaptığından değil. E aynısını CHP'ye de uyarlayın o zaman. CHP'nin hegemonya alanında bulundurduğu cumhuriyetçi kitleyle parti yönetiminin söyledikleri aynı mı?
Kürt Hareketini Öcalan üzerinden okuduğunuz için AKP'yi iktidarda tutmak istiyorlar, gayet memnunlar AKP'den tespitinde bulunmuşsunuz. Madem öyle neden hem CHP'ye hem ÖDP'ye ittifak çağrısı yapıp, bu yönde bir cephe oluşturulmasını savundular? AKP'ci parti AKP'ye karşı en geniş cephenin oluşturulmasını mı savundu yani? Bu bile Kürt Hareketinin içinde farklı dinamiklerin olduğunun ve Öcalan'ın örgütü parmağında oynatmadığının kanıtıdır.
BHH HDP ile seçim ittifakı kuramaz, bu BHH'nin sonu anlamına gelir demişsiniz. Peki CHP ile neden kuruyor o zaman? CHP çok mu sol yönelim içinde? 10 Kasım'da mevlit okutuyor, şeriatçı bir kişi genel başkan yardımcısı oluyor, mescit yaptırıyor, Ekmeleddin İhsanoğlu rezaleti ortada daha bunun gibi sayabileceğimiz onca gelişme var. Ancak CHP ile seçim için ittifak yapılınca ilkeler ayaklar altına alınmamış olmuyor HDP ile yapınca ayaklar altına olunmuş oluyor öyle mi? Ben CHP ile olası bir seçim için ittifak politikasına karşı değilim. Ancak sizin ve Helvacıoğlu'nun yaptığı gibi olası bir seçim ittifakına HDP'nin baştan itibaren dışlanıp, eklenmemesine karşıyım. Oluşturulabilirse CHP-HDP-Sosyalistlerden oluşan bir Halkçı Demokratik Cephe, Türkiye için ön açıcı bir gelişme olur. HDP buna razı, sosyalistler de kabul ediyor bu Cephe oluşmazsa CHP'nin sağa yönelimden kaynaklanan politikaları yüzünden oluşmaz. Ancak yine de sosyalistler bu Cephe'nin oluşması için tüm gayretleriyle çalışmalı bence. Yok eğer bu Cephe oluşmazsa sosyalistler bu noktada CHP ile değil HDP ile seçim ittifakı oluşturmalı. Çünkü sağa yönelim içindeki bir CHP-BHH seçim ittifakı Türkiye'ye hiçbir şey katmaz tam tersi HDP'nin baraj altı kalmasına omuz verip, AKP diktasının güçlenmesine yarar. Ancak BHH-HDP seçim ittifakı hem HDP'nin baraj altı kalmasını önleyerek AKP diktasının güçlenmesini engeller hem de mecliste 70-80 kişilik bir HDP milletvekili sayısı ve bunun 25-30 kişi civarının sosyalist olması, Türkiye'ye başka bir dinamizm getirebilir. Sizin bahsettiğiniz seçim sonrası için umut oluşturulabilir.
Tesbitlerinize ve önerinize katılıyorum. Ama BHH'ın gerçek amacınında CHP'ye yedeklenmek olduğunu son günlerde yapılan "CHP ile seçim ittifakı" açıklamalarından gözlemliyorum. Seçim yaklaştıkça gerçek amaçları dahada netleşecek. Sonuçta BHH bileşenlerinin ve sempatizanlarının "Kürtler AKP'i eleştirmiyorlar sadece CHP'yi eleştiriyorlar, dolayısıyla AKP karşıtı değiller" iddiaları gülünçlükten öteye gitmiyor. Sırf AKP ve KUH karşıtlığı üzerinden siyaset yapmanın zararlarını ileride net bir şekilde göreceğiz. Bu siyasetle dinciler dışındaki herkesi kazanabilirler, yani milliyetcileri, tutucuları,..... kazanabilirler. Bunlarla ortak yanları AKP ve Kürt karşıtlığı. Örnek verecek olursam, Emin Çölaşan bu birliğe kazanılacaklardan birisidir. Hatta kazanılmış bile. Daha düne kadar her türlü devlet baskısını, faili meçhulleri savunan birisi olarak Haziran direnişinde polisi ve iktidarı eleştirmiştir, hatta bu adam 1 Mayıs'ı savunur yazılar yazmaktadır. Çiller, ve diğerleri baskı yaparken, protestocuları joplarken, Diyarbakır'da çocukları öldürürken,...... normal oluyor, 1 Mayıs eylemcileri bölücü ve terörüst oluyor ama aynısını AKP iktidarında yaşarken beyefendi Çölaşan birden haktan, hukuktan, adaletten,.... bahsediyor, yani ikili oynuyor. Emin Çölaşan gibilerle AKP'ye karşı birleşenlerin ne kadar yanlış yolda olduklarını söylemek yanlış olmaz.