İnternette öyle bir tartışmaya rastlamadım, onun yerine Uluer'in başka videolarına rastladım. Aksiyon'a verdiği röportajı da okudum. Bülent Uluer için köprünün altından çok sular akmış. Sosyalist devrime inandığını sanmıyorum. Tipik bir sosyal demokrat olmuş. Dine merak salmış ve HDP'nin içinde. Ertuğrul Kürkçü'nin başka bir versiyonu.
Çerkes solu fraksiyonu!
Yavuz Alogan
Acaba bende mi bir tuhaflık var, yoksa bütün bu olup bitenler normal mi? Sosyalist geçinen adam HDPnin HDK bileşeni olan Çerkes Solu fraksiyonundan milletvekili adayı olduğunu ilan etti. Anlaşılan HDPnin içinde böyle fraksiyonlar var. Mesela, Arnavut ya da Çeçen-İnguş fraksiyonunun sağ ve sol kanatları. Şanlı Adige fraksiyonu ya da Boşnakların liberal ve sosyalist kanatları gibi
Tabii ki hepsi de otomatik olarak demokratik.
Benim gibi ne idüğü belirsizler için çok zor bir durum. Kolay değil, baba tarafından azeri, gürcü, tatar, hatta belki yahudi, sarışın zaza kürdü, ermeni, arap; ana tarafından arnavut, boşnak, çerkes, belki slav, sırp
Yani bir etnisite mozayiği
Birinin kökü İran Horasanında, diğerinin kökü Mitrovitzanın Zveçhan köyünde
Aile sert cumhuriyetçi ve Türk olduğu için böyle şeyler konuşulmazdı ki bilelim.
Adam Ben Çerkes Solu fraksiyonunun adayıyım diye ortaya çıkınca, gazeteci soruyor haliyle: Çerkesler olarak beklentileriniz nelerdir?
O da izah ediyor: Bugüne kadar sadece devrimcilik ve sosyalistlik üzerine kafacığını yormuş. Değişmesinin sebebi, Bolşeviklik üzerinden kendilerine intikal eden bir olumsuzlukmuş. Aslında Bolşevikler bir Gürcü Bolşeviği, bir Ermeni Bolşeviği, bir Yahudi Bolşeviği küçümserlermiş. Bak sen şu işe!
İnsan böyle kuvvetli bir saptamayla karşılaşınca bocalıyor tabii. Nasıl yani? Gürcü Yosif İyoniç Stalini, Ermeni Anastas İvanoviç Mikoyanı, Yahudi Lazar Moiseviç Kaganoviçi (bu üçlüyü kesintisiz iktidarda kaldıkları için seçtim) hangi Bolşevik küçümsemiş olabilir? Yoksa esas olarak Tatar, ama biraz da Kalmuk ya da Çuvaş Türkü, hatta Volga Almanı olan Lenin, etnik niteliklerinden ötürü onlardan gizli gizli gıcık mı kapıyordu? Olabilir aslında
Nitekim HDP adayına bakılırsa, Yahudi Bund fraksiyonu kültürel özerklik istediğinde, Lenin onlara Hadi len oradan, demiş; toprak bütünlüğü olmayan ulusun kültürel özerkliği mi olur? Oysa bal gibi olurmuş. Nitekim HDPnin Çerkez solu fraksiyonu toprak istemiyor, kültürel özerklik istiyormuş. İsteyenin bir yüzü
Ülkemizde durum gerçekten çok vahim, ama ciddi değil.
Aklıma Bolşeviklerin etnisite konusunda tavırlarını yansıtan tarihi bir anekdot geldi şimdi. Hitler-Stalin Paktı sırasında (1939), Alman Dışişleri Bakanı Joachim von Ribbendropun onuruna Kremlin Sarayında bir ziyafet verilir. O zamanlar bütün diplomatik ziyafetlerde tamada denilen bir Gürcü geleneği uygulanırdı. Buna göre ziyafeti veren kişi elinde votka kadehiyle kalkıp kısa bir konuşma yapar, sonra onur misafiri olarak orada bulunan kişiyle kadeh tokuştururdu. Diğer davetlilerin de yerlerinden kalkıp misafirle kadeh tokuşturmalarından sonra yemeğe geçilirdi.
Üzerinde rütbe işareti olmayan asker ceketi ve Gürcü çizmeleriyle Stalin, derin bir nefes çektiği piposunu masanın üzerine bırakıp Balkan sobranya tütününün dumanları içinde elinde biberli votka kadehi ayağa kalkar, muhtemelen bıyıklarını sıvazlayarak bir konuşma yapar. Herkes onun yanında oturan Naziyle kadeh tokuşturmasını beklerken, uzun ziyafet masasını bir ucundan diğerine adımlayarak Yahudi Lazar Kaganoviçin yanına gelir ve onunla kadeh tokuşturur. Ribbentrop bozarır. Mecburen o da yerinden kalkar, uzun masanın bir ucundan diğerine kadar yürür ve Yahudiyle kadeh tokuşturur. Diğerleri de Kaganoviçle kadeh tokuştururlar ve yemeğe geçilir. Kaganoviç ölene kadar bu olayı gururla torunlarına anlatmıştır. Büyük jesttir!
İlahi HDPnin HDK bileşeninin Çerkes Solu fraksiyonunun milletvekili adayı!
Günümüzün en büyük sorunu herkesin her konuda işkembe-i kübradan sınırsız bir şekilde atıp tutma özgürlüğüdür. Bizi bu kadar demokratik serbest atış yapma imkânıyla neden donattıklarını da düşünmek gerekir. Bir şeyin başına ya da içine demokratik, özgürlük, özerklik, yerellik, güzellik, çeşitlilik, kimlikler, farklılıklar, hassasiyetler, özneler, bileşenler gibi sözcükleri koyduktan sonra, aklınıza her ne geliyorsa söyleyin, mutlaka alıcısı sizi alkışlamak için oracıkta bekliyor olacaktır. Bence bu, özünde (yani esas olarak) emperyalizmin sinsi bir oyunudur! Bu herhalde biraz da sağlam bir kültürel sürekliliğin olmayışından kaynaklanıyor; kafalarında, üzerine ekleme yapabilecekleri bir şeyleri tutamıyorlar galiba, altı zayıf olduğu için sürekli başka yönlere doğru kayıp gidiyor. Yani araziye biraz eğim vererek medyatik olma hevesiyle çırpınan solcunun istenen yönde hareketlenmesini sağlayabiliyorsunuz. Durdurana aşk olsun! Çerkes solu fraksiyonuymuş!