Sn.hakkı;
Sosyalizmi savunmayı bıraktınız mı, ne oldu? Sosyalizmin amacının gerçek özgürlük ve demokrasizlik olduğunu unutmuşa benziyorsunuz; yoksa hiç savunmamış mıydınız?
-------------------------------------------
Sn Melnur.
Sosyalizm i siz savunmuyorsunuz demokrasi dendi mi kaçacak yer aramaktasınız.
Sosyalizm,in amacına varması için doğrudan demokrasiyi, devrimci dönüşümleri yaşatma zorunda.
Devrimci dönüşümler yaşamadan üretici güçler gelişmez üretici güçler gelişmeden çalışma zorunluluk olmaktan çıkmaz. İşte o zamanda toplumsal özgürlük sadece hayal olur.
Önce siz kendinizin ne kadar muhafazakar olduğunuza bakın
Öyle teorileri okuyup işi allaha havale etmeyeceksin sen o çabayı göstereceksin.
Sosyalizmde demokrasi kapitalizmdekinden daha önemlidir. Bunu bilesiniz.
Ne dersiniz siz,mi sosyalizm,i savunuyorsunuz ben,mi
Bürokrasinin ağzındaki gemini ancak demokrasi tutacaktır Sosyalizmde.
Bugün bu demokrasi konusunda bir başlığa yorum yaptım. Yinelemeye gerek yok. Burada söylenebilecek olan şey, bence bu demokrasi konusunda yüzeysel biçimcilikten kaçınmaktır. Sosyalizmi kapitalizm ile komünizm arasında bir süreç olarak görmeye çalışırsak ve bu sürecin kendiliğinden bir süreç olmayacağını da aklımızdan çıkarmazsak sosyalizmde olması gereken ''demokrasinin'' nasıl bir öze sahip olduğunu kavrayabiliriz. Yoksa bu sözcüklerle ve bu şekilde konuya yaklaşım mantığıyla bu sorunun anlaşılabilir olma olasılığı yok.
Devrimden sonra komünizmin üst evrelerine kadar geçen süreci ekonomik ve siyasal yönden sosyalizm olarak adlandıran çevreler olduğu gibi bu sürecin sosyalizm olarak adlandırılmaması gerektiğini söyleyenler de var. İki farklı tanımlama iki farklı sosyalizm tanımlamasına yol açıyor. Ben birincisini kullanmanın anlama bakımından kolaylık sağladığını düşünüyorum. Marks devrimden sonra komünizmin en üst aşamasına kadar hiç bir parçaya sosyalizm demedi. Lenin komünizmin birinci aşamasına sosyalizm demekle birlikte proleterya diktatörlüğü altındaki geçiş sürecine de sosyalizm dediği makaleleri var. Böyle olunca devrimden sonraki devletli yapı ile, devletli yapının sona erdiği dönemi bir birinden ayırmak daha kullanışlı ve mantıklı geliyor bana.
1- Devrimden sonra proleterya diktatörlüğü altındaki sınıflı yapı sosyalizm.
2-Proleterya diktatörlüğünün sona erdiği dönemden sonraki sınıfsız yapı komünizm.
Böylece devletli yapının nerede başlayıp nerede bittiği üzerine tartışmalar da açıklığa kavuşmuş olur.
Tek ülkede sosyalizm olmazı savunanların bunu savunmalarının nedeni devrim kaçkınlığıdır. Ulusal ölçek içinde siyasal iktidar hedefinden yoksunluk bu adamlarda tek ülkede sosyalizmin olmayacağını savunmalarına yol açıyor. Bu savunmalarını da enternasyonalizm ile pekiştirmeye çalışıyorlar. Bu adamların siyasi alandaki mücadeleleri de sosyalist devrim yerine kuyrukçu siyasete yöneliş şeklinde ortaya çıkıyor.
Proleter diktatörlük dönemi sosyalizmin kuruluş aşamasıdır. Bu dönemin çok uzun süreceğini tahmin etmek bile bu dönemin adını sosyalizm olarak anmayı gerektirir. Devrim gibi bir hedefimiz varsa kitleleri sosyalizme yöneltebilmek için bile bu şekilde faydası olmayan bir tartışmaya yuvarlanmamak gerektiğini düşünüyorum. Dikkat edilirse bunu savunanlar ya Troçkistler oluyor ya da devrim perspektifinden yoksun olan forum gevezeleri. Onların da kuyrukçulukları zaten ortaya çıkan boşluğu doldurma çabasından başka bir şey değil.