DEVLET İN BİR OTORİTE OLARAK ORTADAN KALDIRILMASI TEORİSİ ÜZERİNE
Yıllardır gerek burjuvazi ve oportunistler tarafından kurnazca çarptırılan, gerekse ezberci ve slogancı yaklaşımla içeriği boşaltılan Devrimci teoriler , üzerine bir de strateji ve taktik konusunda ki bilgisizlik ve tecrübesizlik eklendiğinde, kitlelerin kafasını karıştırma ve kitlelerden soyutlanma kaçınılmaz sonuçlarını doğurmuştur. Soğuk savaş dönemindeki tanrıya karşı savaş teorik çarpıtması ve ezberciliğinin pratik sonuçlarından çıkartılması gereken ders Marksistin kısa yada uzun vadeli sorunu Dini, Tanrıyı, Devleti, vb ortadan kaldırmak olmadığı. Onun kısa vadeli sorunu emeğin yabancılaşma ortam ve şartlarını ortadan kaldırmak, uzun vadede de bu yabancılaşmanın sureç ve/ya da sonucunda oluşan diğer yabancılaşma ları kontrol altına alarak bütün izlerini ortadan kaldırmak olması gerektiğidir. Yani amaç, yeni ve özgür bir toplumun ortam ve koşullarını yaratmaktır.
Çünki Marksizm (kitleler ve ne yazıkki çoğu marksist!! lerce de) bu soyut olan kavramlardan kurtulmak için açılmış bir savaşın teorisi değildir. Marksizm insanlığı sömürüden ve kölelikten kurtarma teori ve pratiğidir. Marksizm İnsanı (genel anlamda) Dinden, tanrıdan, Devlet den vb değil, kendi yabancılaşmasından ve onun bu yabancılaşma içerisinde kendi yarattığı diğer yabancılaşmalara köleliğinden kurtarma teori ve pratiğidir. Nihai özgürlük için bunların değil, bunların şartlarının ve ortamının ortadan kaldırılması gerekir.
Marksizmin ve Marksist kavramların oportünistce kurnazca çarpıtılması, içeriğinin boşaltılması, sloganlaştırılması, yığınları en büyük kolaylıkla aldatan çarpıtmadır. Kavramları Sloganlaştırmak, özellikle Marksist teorilerin geniş kapsamlı olması nedeniyle kaçınılmaz olan teorik bilgi yetersizliği, ve anlamayerine ezberciliği seçme kolaylığı , tabanda kendini aldatıcı bir tatminkarlık verdiğinden , oportunistler kolayca kafa karıştırmakta ve kendilerine kolayca taraftar bulabilmekteler. Marksizm bir slogan değildir, kapitalizmden komünizme kadar çok uzun bir süreci içine alan bir bilimdir. Özellikle de kapitalist toplumdan komunist topluma geçiş sürecinin Gündemde olan ilk aşaması, ve devamındaki ilk süreciyle ilgilidir.
Gündemde olan ilk aşaması devrimci dönüşüm dür. Marksist Devlet anlayışını içeriğini boşaltarak Marksizm (sadece burjuva değil, genel anlamda) devlete karşıdır ve devletin ortadan kaldırılması gerekir diyerek sloganlaştırmak , sadece Marksizmi anlamamak değil, devrimci dönüşümü de pratikte reddetmektir. Lenin Marks'ın devlet öğretisinin özünü, bir sınıfın diktatoryasının, yalnızca genel olarak bütün sınıflı toplumlar için, yalnızca burjuvaziyi devirecek olan proletarya için değil, ama kapitalizmi "sınıfsız toplum"dan, komünizmden ayıran tüm bir tarihsel dönem için de zorunlu olduğunu anlayanlar, yalnız onlar, iyice kavramışlardır der.
Gerek Kapitalizmden devrimci dönüşüm e geçiş, gerekse dönüşüm dönemi olan sosyalizm süreci zor a dayanır. Leninin sözleriyle Zora dayanan devrim olmaksızın, burjuva devlet yerine proleter devleti geçirmek olanaksızdır. Sosyalist toplumdan komünist topluma geşiçe tekabül eden Devlet in ortadan kalkması , ise , zor a dayanan değil kendiliğinden oluşan bir değişimdir.
Yani Devlet in ortadan kaldırılması gündem ve sorun u, sınıf çelişkilerinin ortadan kalkmış olduğu toplumda yaşamış ve yaşayanların, Engels in sözleriyle "yeni ve özgür toplumsal koşullar içinde yetişmiş" insanların gündemi ve sorunudur.
Bu yeni ve özgür toplumsal koşulları yaratma (sosyalizm) gündem ve sorun u Devrimci dönüşümü gerçekleştirenlerin ve onların devamı olan nesillerin gündemi ve sorunudur.
Bu devrimci dönüşümü gerçekleştirme Gündem ve sorunu kapitalist dönemde yaşayan devrimcilerin , yani GÜNDEMDE OLAN, GÜNÜMÜZ SORUNUDUR. Şüphesizki Bu dönemler birbirinden bağımsız değil birbirini takip eden siyasi ve toplumsal içeriğe sahiptir.
Marksist devlet in ortadan kalkması teorisine yaklaşırken bu GÜNDEM ler göz ününde bulundurulması gerekir. Aksinde Marksizm devlete kesinlikle karşıdır deyip kestirip atmak ve bunu sloganlaştırmak , içinde bulunduğumuz dönemin gündeminden, kitlelerin teorik seviyesinden, burjuvazinin verdiği ideolojik savaştan vb ya bihaber olmak, ya da bu devrimci dönüşümü oportunistlerin evrimci teorisine uygun bir şekilde reddetmekle sonuçlanır.
Marks ın , devletten devlet-olmayana geçiş de sözünü ettiği , süreci bilinemeyecek olan tüm sosyalizm ve siyasal savaşım tarihi dönemi ile ilgilidir. Leninin sözleriyle Oportünizm, sınıflar savaşımının kabulünü, özsel olan şeye dek, kapitalizmden komünizme geçiş dönemine dek, burjuvazinin alaşağı edilmesi ve büsbütün ortadan kaldırılması dönemine dek genişletmez. Gerçeklikte, bu dönem, zorunlu olarak, son derece keskin biçimlere bürünmüş ve o zamana dek görülmemiş yeğinlikte bir sınıflar savaşımının damgasını taşır. der ve devamında Öyleyse, bu dönemin devleti, zorunlu olarak, yeni bir biçimde demokratik ve yeni bir biçimde
(burjuvaziye karşı) diktatoryal olmak zorundadır. diyerek devrimci dönüşüm ve sosyalizm süreci içerisinde DEVLET in zorunluluğunu ortaya koymuştur.
Lenin bu gerçeği ve GÜNDEM i ````Biz, devletin, yani tüm örgütlenmiş ve sistemli zorun, genel olarak insanlar üzerinde uygulanan her tür zorun ortadan kalkmasını son amaç olarak alıyoruz sözleriyle net bir şekilde ortaya koymuştur.
Kısa ve öz olarak konu başlıklarına değinelim.
KISACA DEVLET TANIMI
Engels'in Devlet "özel bir baskı gücüdür". açıklaması temelinde, burjuva ve proleter Devlet arasındaki fark , Lenin in Bundan şu sonuç çıkar: proletaryaya karşı burjuvazi tarafından milyonlarca emekçiye karşı biravuç zengin tarafından kullanılan bu "özel baskı gücü" yerine, burjuvaziye karşı proletarya tarafından uygulanan bir "özel baskı gücü"nün geçmesi gerekir sözlerinde özce kendini bulur
Bir başka açıklamada Lenin, Devlet özel bir iktidar örgütüdür: belirli bir sınıfın sırtını yere getirmeye yönelik bir zor örgütü. Peki, proletaryanın yenmek zorunda olduğu sınıf hangisidir? Elbette yalnızca sömürücüler sınıfı, yani burjuvazi. Emekçilerin yalnızca sömürücülerin direncini bastırmak için devlete gereksinimleri vardır: der.
Ustalarin bu kısa ve öz açıklması temelinde aşamalara göre Devlet gereksinimine bakalım.
Devrimci dönüşüm ve SİYASAL GEÇİŞ dönemİNDE DEVLET
Bu birbirini takip eden (aslında bir bütün olan) iki dönemde de DEVLET in varlığı devrimci dönüşümün, en basitinden ve ilk olarak karşı devrimci dönüşümü engellemek için kaçınılmaz bir zorunluluktur.
"... Kapitalist toplum ile komünist toplum arasında der Marks, kapitalist toplumdan komünist topluma devrimci dönüşüm dönemi yer alır. Bu döneme, devletin proletaryanın devrimci diktatorasından başka bir şey olamayacağı bir siyasal geçiş dönemi karşılık düşer..."
Yani kapitalist toplumdan komünist topluma geçiş, bir devrimci dönüşüm ü, yani Burjuva Devletin yıkılıp yerine emekcilerin Devletinin kurulması olan ilk aşama, ve devamında sınıf mücadelesinin en keskin bir biçimde devam ettiği yeni ve özgür toplumun yaratılması dönemi olan "siyasal geçiş dönemi" , olmaksızın olanaksızdır; ve bu dönemin devleti de, proletaryanın devrimci diktatoryasından başka birşey değildir.
Lenin Proleter Devlet i, Marksın sözleriyle "Devlet, yani egemen sınıf olarak örgütlenmiş proletarya", proletarya diktatoryası, proletaryanın siyasal egemenliğidir. diyerek açıklamasının yanında , bu teorinin önemini Marks'ın bu teorisi, proletaryanın tarihteki devrimci rolü üzerindeki tüm öğretisine sıkı sıkıya bağlıdır sözleriyle vurguluyor.
Lenin devrimci dönüşüm ve yeni ve özgür toplumun yaratılması süreci için Proleter Devlet in gereksinimini Proletaryanın, sömürücülerin direncini bastırmak için olduğu kadar, nüfusun büyük yığınını köylülük, küçük-burjuvazi, yarı-proleterler sosyalist ekonominin "kurulması" işinde yönetmek için de devlet iktidarına, merkezi bir güç örgütüne, bir zor örgütüne gereksinimi vardır. diyerek gene net bir şekilde açıklar.
Kafa bulanıklığı ve kavram karışıklığı yaratmak için, ve Devlet in gerek-sizliğini anlatmak için kullanılan Lenin in kapitalizmden komünizme geçiş döneminde, bastırma gene zorunludur; ama bu kez sömürülen bir çoğunluk tarafından sömürücü bir azınlığa karşı uygulanır. Özel aygıt, özel bastırma makinesi, yani "devlet", gene zorunludur, ama bu artık gerçek anlamda bir devlet değil, bir geçiş devletidir; sözlerindeki geçiş- devletidir yorumu olmakta. Lenin bu sözlerinin devamında Çünki der dünün ücretli köleleri tarafından sömürücü bir azınlığa karşı uygulanan bastırma, görece öyle kolay, öyle basit ve öyle doğal bir şeydir ki, köle, serf ve ücretli işçi ayaklanmalarının bastırılmasından çok daha az kana malolacak, insanlığa çok daha ucuza malolacaktır ve devamındaki açıklaması bunun bir DEVLET olmadığı yönünde değil , Burjuva Devlet den farklılığını ortaya koymaktadır.
Yani , Proleter Devlet in, geçici devlet olması onun Devlet olmadığını değil , geçici olduğunu ve burjuva Devlet den gerek sınıfsal ve gerekse kurumsal olarak farklılığını ortaya koyar. Yani burjuva Devlet in tersine burjuva hakimiyetini ve kendi kalıcılığını sağlayıcı değil , proleter Devlet, devlet olarak kendi yok oluşunun zeminlerini hazırlayacak olan yeni ve özgür toplumsal koşulları nı yaratmak, ve sadece bu süreç boyunca var olacak, ve KENDİLİĞİNDEN ortadan kalkacak bir araçtır. İşte bu anlamda proleter Devlet, geçici, ama bir devlet dir. Proleter devlet e hangi isim verilirse verilsin , bir baskı aracı olarak , o, gerek kitlelerin anladığı sözlük anlamında gerekse marksist teori ışığında, bir Devlet dir. Lenin in açıklamasıyla Marks, anarşizme karsı savaşımının gerçek anlamının çarpıtılmaması için, proletarya için zorunlu olan devletin "devrimci ve geçici biçimi"ni kesin olarak belirtmiştir
Bu farklılığı en net bir şekilde Lenin Sömürücü sınıfların siyasal egemenliğe (Devlet e) olan gereksinimleri sömürüyü sürdürmek, yani halkın büyük çoğunluğuna karşı, çok küçük bir azınlığın bencil çıkarlarını savunmak içindir. Sömürülen sınıfların siyasal egemenlige (Devlet e) olan gereksinimleri ise, her türlü sömürüyü büsbütün ortadan kaldırmak, yani modern köleciler olan büyük toprak sahipleriyle kapitalistler azınlığına karşı halkın büyük çoğunluğunun çıkarlarını savunmak içindir. sözleriyle ortaya koyuyor.
DEVLET in ortadan kalkması
Lenin yukardaki sözlerinin devamında ancak (sadece) komünizm, devleti büsbütün gereksizleştirir; çünkü o zaman, sırtı yere getirilecek hiç kimse, hiçbir sınıf anlamında "hiç kimse" yoktur; nüfusun belirli bir bölümüne karşı sistemli bir savaşım, artık yokturdiyerek DEVLET in sadece komünist toplumda gereksizleşeceğini vurgulamakla kalmıyor, ayni zamanda komünist toplumdan once ki burjuva Devletin iktidarının alt edilmesi, emekci devletin iktidarının kurulması olan devrimci dönüşüm ve siyasal geçiş dönemi olan sosyalizm döneminde DEVLET in gerekliliğini de vurgulamış oluyor.
Gene Leninin sözleriyle Siyasal geçiş döneminde , yani sosyalizmin inşası döneminde kapitalistlerin direnci kesin olarak kırıldığı, kapitalistler ortadan kalktığı ve sınıflar yokolduğu zaman, ancak o zamandır ki, "devlet ortadan kalkar.
Yani Burjuva Devletin ortadan kaldırılması ve yerine proleter Devletin kurulmasıylDea, letin ortadan kalkması farklı şeylerdir. Birisi zorla (kaldırılma) diğeri kendiliğinden (kalkma) oluşan iki gelişmedir.
Engelsin devlet söner sözüne Lenin "Devlet söner" deyimi, çok başarılı bir deyimdir, çünkü, aynı zamanda sürecin hem kertelilik ve hem de kendiliğindenliğini dile getirir. Böyle bir sonuca ancak alışkanlık yol açabilir ve kuşkusuz o yol açacaktır yorumunu yapar.
Marksistler devletin ortadan kalkmasını, sosyalist devrimin başarısının ve komünist topluma geçişin kaçınılmaz bir sonucu olarak kabul ederler . Ve Lenin in Zorunlu olarak (sosyalizmin inşası ve komünist topluma geçiş) uzun süreli bir süreç oluşturacağı için, bu gelecekteki "sönme" zamanını elifi elifine belirlemenin sözkonusu olamayacağı açıktır. sözleriyle vurguladığı gibi Devlet in ortadan kalkması sorununun gündem de olmadığı ve olamıyacağının bilincindedirler. Bu sorun ve gündem gene Engelsin in sözleriyle , "yeni ve özgür toplumsal koşullar içinde yetişmiş", ve demokratik cumhuriyetinki de içinde, her türlü devletten, "bütün bu devlet hurdasından kurtulacak durumda" olacak yeni bir kuşağın sorunu ve gündemi dir.
Buna en net teorik bakış açısı , Marksist ustaların anarşistleri (konuyla ilgili olarak) devletin ortadan kalkmasının "bugünden yarına" olanaklı olduğunu öğütledikleri temelinde eleştirmelerinde kendini bulur. Çünki devlet in ortadan kalkması, ne bu günün, ne de yarının sorunu ve gündemi içindedir , ne kadar süreceği bile bilinmeyen bir süreçin belirli bir döneminde kendiliğinden ortaya çıkacak ve kendi kendini çözecek bir Gündemdir. Bu nedenle asıl Gündem ve sorunlar varken Devrimci Dönüşüm ün Gündemi olarak Devlet in ortadan kalkması ndan bahsetmek sadece kafa karıştırma ya hizmet eder ve etmektedir.
Burjuva Devlet in yıkılması üzerine
Bu konuda da teoriler sloganlaştırılmış ve içeriği boşaltılmıştır. Bırakın devrimci dönüşüm le DEVLET in ortadan kaldırılmasını, yeni kurulan proleter devlet, yıkılan burjuva devlet in bazı kurumlarını (şüphesizki kendi çıkarına) kullanmak zorundadır.
Bunda da bütününden koparılarak alınan alıntı Lenin in `önceki bütün devrimler devlet makinesini yetkinleştirmişler, güçlendirmişlerdir; oysa, onu kırmak, yıkmak gerekir.``` sözleridir..
Buna açıklama olarak.
.eğer diyor Lenin proletaryanın, burjuvaziye karşı devlete özel zor örgütü olarak gereksinimi varsa, o zaman ortaya bir sorun çıkar: böyle bir örgüt, daha önce burjuvazinin kendisi için oluşturduğu devlet makinesi kırılmış, parçalanmış olmadan düşünülebilir mi?
Ancak hemen devamında Biz ütopyacı değiliz. Tüm yönetim makinesinden, bütün devlet basamaklarından bir anda vazgeçmeyi "hayal" etmiyoruz; proletarya diktatoryasına düşen görevlerin anlaşılma-masına dayanan bu anarşistçe düşler, marksizme adamakıllı yabancıdır; ve gerçekte, sosyalist devrimi insanların değişecekleri güne dek ertelemekten başka bir işe yaramaz diyerek ezberci ve slogancı ların kimlere hizmet ettiği konusunda bize gerekli bakış açısını veriyor. Ve devamında kapitalizmin ortadan kalkışı, böylesine bir değişikliğin ekonomik öncüllerini hemencecik vermez diyerek buna gereksinimin nedenini açıklıyor. ve bunun geçici olduğunu da vurgulamış oluyor.
SONUÇ
Marksizm devlete karşıdır ve devlet i ortadan kaldıracaktır sloganı Gündemle ilgisi olmayan , tam tersine Gündem le , gündemin sorunu olan devrimci dönüşümün çıkarlarıyla çelişen ve gündem için YANLIŞ bir slogandır. Marksizm, nihai hedefe ulaşma süreci içinde , bir baskı aracı olarak devlete değil burjuva devletine karşıdır, devletin ortadan kaldırılması Marksizmin gündemi ve sorunu değil, Devlet in kendiliğinden ortadan kalkmasının toplumsal şartlarının yaratılması, yani Devrimci dönüşümün ve devamında siyasi süreç in başarıya ulaşması, Marksizmin ve Marksitlerin gündemi ve sorunudur. Bu başarı için kaçınılmaz bir araç olan Devlet e karşı olduğunu söylemek kafa karıştırma pratiği olmanın üstünü geçemez. Bu söylev , geçmişte ve hala buna benzer sloganlaştırılmış ve yanlış teorilerden daha tehlikeli ve daha fazla kafa karıştırıcıdır. Çünki bu slogan, zaten yığınların kafasını iyice karıştırdığı gibi , sol taban a hitab ettiğinden onların da kafasını karıştırmaktadır.
Zaten ortadan kalkacağına inandığın ve bunun şartlarını yaratmak için mücadele verdiğin bir şeye karşı olup olmamanın sloganlaştırılmasının , özellikle içinde bulunduğumuz gündem le ilgili olarak, ne teorik ne de pratik bir değeri olabilir.. Çünki Devlet in ortadan kalkması gündem ve sorun u, sınıf çelişkilerinin ortadan kalkmış olduğu toplumda yaşamış, yetişmiş ve yaşayanların , yetişenlerin gündemi ve sorunudur.
Bu sözü geçen toplumu(sosyalizmi) yaratma gündem ve sorun u Devrimci dönüşümü gerçekleştirenlerin ve onların devamı olan nesillerin gündemi ve sorunudur.
Bu devrimci dönüşümü gerçekleştirme Gündem ve sorunu kapitalist dönemde yaşayan devrimcilerin , yani GÜNDEMDE OLAN, GÜNÜMÜZ SORUNUDUR.
Daha birinci aşamayı gerçekleştirmede bile ne yapılması ve nasıl yapılması gerekliliği konusunda doğru tahlil ve tesbitlerin yapılmadığı, her kafadan ayrı bir sesin geldiği , emperyalizme teslimiyet ve işbirlikciliğin teorileştirildiği bir dönemde bu tür sloganlar devrimci dönüşüm mücadelesinin çıkarına olamaz.
İçeriğinden boşaltılarak kullanılan bu slogan , hem teorik , hem pratik hem
de taktiksel olarak yanlıştır.
Erdoğan Ahmet
Sosyalizm Toplumsal sistemdir yani Dünyasal.
Nasıl tek bir ülkede kapitalizm olmazsa sosyalizmde olmaz.
Hakkı'nın düşüncesinde tutarlılık yok. Sosyalizmi komünist aşamanın bir evresi olarak gördüğünü söylemiş burada. Bu yüzden tek ülkede sosyalizm olmaz demiş. Yanlışlığı ve tutarsızlığı ise komünist aşamada hala demokarsiden bahsetmesi. Komünizm zaten devletin olmadığı bir sistem, sosyalizmi de o sistemin bir parçası olarak görüyorsa demokrasiyi değil, demokrasizliği savunması lazım gelirdi. Hem yanlış bir düşünceyi savunuyor, hem de savunduğu düşüncede bile tutarlı değil.
Azerbaycan, Belarus, Ermenistan, Estonya, Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Letonya, Litvanya, Moldova, Özbekistan, Rusya, Tacikistan, Türkmenistan, Ukrayna.
15 ülke .
22 403 000 km kare -nüfus 293 047 571 -1991 yılı .
Avrupa genel 10 523 000 km kare.
Bu durumda biz tek ülkede sosyalizm görmemiş oluyoruz .
Teoriler olma ihtimali olan şeyleri söyler olmama ihtimalide vardır ama bizim yaşadığım reel hayat tek ülkede sosyalizm olmadığını gösteriyor.
Teorik olarak Marks da tek ülkede sosyalizm yok 3 ülke demiş .Ayıca Marks kapitalizm açısından en gelişmiş ülke için söylemiş Lenin bu görüşe karşı çıkarak Rusyada da olacağını anlatmış Engels Rusya ve Türkiye için farklı mülkiyet biçiminin olduğunu ve Rusya için olabileceğini söylemiştir.
Gerçekleşen ilk sosyalizm 15 ülkede olmuş devrimler farklı zamanda olsada sosyalizm sosyalist devlet yapısı 15 ülkede oluşmuştur.
Zaman değişti eskiler yıkıldı teorilerde zaman uygun olacaktır .Yine sosyalizm en gelişmiş kapitalist ülkelerde olacaktır.
Devrimler tek tek ülkelerde olabilir iktidarlar alınabilir bazı programlar uygulanabilir ama sosyalizm asla tek ülkede olmaz olamaz.
Ben nerde yazmışım sosyalizmde liberal demokrasi övgüsünü.
Burada sosyalizm adı altında proleter diktatörlüğü savunurken sen sürekli olarak seçim, partiler, her görüşe özgürlük demiyor muydun, biz yanlış mı okuyorduk? Hadi bunu da geçtik, komünizmin birinci aşaması için sosyalizm diyorsun, onu nereden çıkartıyorsun? Hadi bunu da geçtik, Marks tanrı değil diyen, marksizme karşı çıkan biri şimdi de söylediklerine marksizmi mi referans gösterecek?