Esasında demokrasinin içerik olarak yönettim biçimi olduğunu sanırım herkes kabul eder.
Demokrasi :toplumun yönetilem biçimidir.
Her sistem kendi demokrasisini yaratır. Sanırım buda kabul edilecek olanlardandır.
Demokrasiyi sistemsel bir yapının (o sistemi belirleyen koşulların )olmadığını söyleyenler ki toplumsal tarihe dümdüz bakanlar olarak değerlendirenler. Bu kez demokrasi denilen yöntem biçimi tartışılmaya kavranmlar içinde boğulmaya başlar.
Toplumsal sistemlerde demokrasi her zaman ortaya çıkabilir. Kölecilik ,feodel,yada burjuva sistemlerinde . Ancak yukarda demiş olduğum gibi toplumları böyle kendine özgü sistemler dahilinde değerlendirmeyenler bu sistemleri de kabul etmez ,toplumsal tarih kendine has özelikleriyle ayrılmayan toplumlar olarak görmekteler veya görmek istemekteler. İşin ilginci bunu açık açık ta söylememektedirler .
Diğer taraftan toplumsal yapıyı farklı koşularda farklı sistemleri sahip olacağını yada geçiş toplumlarında iki farklı sistemin iç içe durduğunu ve sistemlerin (koşulların) bıçak gibi ayrılmayacağını değerlendiğrenlerde vardır . Hatta iktisadi alt yapının tamamen değişmesine rağmen eski sistemin değerlerinin hala üste yapıda var olduğunu da kabul edilir.
Bu durumda demokrasi yönetme biçimi ise her sistem bunu kendine göre biçimlendirir. Köle demokrasisi ya da burjuva demokrasi ya da sosyalist demokrası.
Eğer bir Tarihsel metaryalist anlayışa sahip olan demokrasiden söz ediyorsa bence bura da sosyalist demokrasiden bahsediyor demektir. Yani toplumsal demokrasiden. Çünkü sosyalist sistem toplumsal olandır.
Ve yine demokrasi derken sosyalist olanın içindeki yönetimden bahsediyor demektir. Yani Tarihsel metaryalist anlayışla olayları değerlendiren demokrasi derken sosyalizm demektedir. Yine ila sosyalizm demesi veya başına eklemesi gerek duymaya bilir. Bunun en iyi anlaşılacağı ise '' demokrasi derken nasıl bir demokrasiden bahsediliyor olmasıdır. Eğer toplumsal demokrasiyi bize anlatıyorsa ve savunuluyorsa vay sosyalist demedin diyemeyiz. yada demiyor diyemeyiz.
İçerik biçimi aştığında ila biçimi aramamıza gerek yok ..Gerçekte çok değerli birşey yapılıyor. İçeriğin biçimi aşması isteniyor. Bu yönde çaba gösteriliyor .Ancak tartışma böyle olmuyor. İçeriği tartışırken biçim nerde diye biçim aranıyor.
İşin gerçeği borganın bu işler hiçte umrunda değildir. Olmadığı içinde ,ıvır zıvır işlerle ne uğraşılıyor yeter artık diye nara atıyor. Esasında borga o yazısnda sol gösterip sağ çakıyor.
owert birkaç gün önce yazmıştı, Türkiye solunun mayasında sanki güce tapınma var. Her dönemde kendisinden daha güçlü gördüğü düzen soluna ilgi gösteriyor. Böyleyse, hiç bir değişiklik yok demektir. Kuyrukçu sol da o solun içinden çıktı, aynı davranışı gösteriyor. Sosyalistlerin o tarafta işi olmamalı. Kim bağımsız bir mücadeleden yanaysa orada toplanalım biz de. Onlar kuyrukçuluktan, düzen solundan yana taraf alıyorlarsa, biz sosyalistler de bağımsız sınıf mücadelesinden yana taraf olmalıyız. Kuyrukçuluk o hale geldi ki, turnusol işlevi görmeye başladı. Turnusolu bu kuyrukçulara tut, '' ben sosyalist değilim, sınıf mücadelesi benden uzak dursun'' demeye başlarlar.