Esasta Kürtler (öcalan) bu işe kalkışırken başka hedefleri vardı ,sonra bu hedefi ki 90 da değiştirdi.
Öcalan ,Türkiye ile uzlaşarak ve onlara da geniş imkanlar (Musul ve Ortadoğu) sunarak toplumsal artık değere yüklüce el koyanlara bu kapıları açtı ve açabilirim dedi. Bu anlamda Türkiyenin ağzını sulandırdı . Bunu ilk gören Özaldı. Ve Öcalan bu politika üzerinde tepinmeye başladı.
Öcalanın en büyük eksikliği kapitalizmin hala siyasal olarak ilerici olduğuna inanmasıydı . Bu aynı zamanda Kapitalizmin toplumları ileriye götürebileceği sistem olduğuna inanmasına tekabül eder . Halbu ki kapitalist sistem emperyalist dönemde ekonomik olarak genişlemeci ama siyasal olarak gericileşmesi sistemine dönüştüğünü görmemesiydi.
İşte Güney kürdistan siyasal olarak kuruldu(ileri aşama olarak görülebilinir ) ama emperyalizm altında siyasal gericiliği ile bunu gerçekleştirebildi. Öcalan buna da razıydı. Çünkü dağdaki pkk'lıları, kürtlerin başına zapıtacı ,güvenlikçi olarak istihdam edilmesine bile razıydı. Ancak Öcalanın karıştırdığı yine bunun sadece siyasal olarak güven vermeyeceği ekonomik sosyal olarak güvence verebileceği yetenekten güçten yoksun oluşuydu.
Vatandaşlıktan çıkarma PKK'lı militanlar için getirilmek istemiyordur. Hükümetin umurumda bile olmaz. Hükümet bu kanunu çıkartarak muhaliflerine göz dağı vermek istiyor, her zaman yaptığı gibi. Vatandaşlıktan çıkarma için bakanlar kurulunun kararı yeterli. Bir yazar kürt hareketine yakınsa ve hükümeti eleştiriyorsa bu kanun çıktığında daha temkinli davranmak zorunda kalacaktır. Hükümetin amacı muhalif kesim, dağdaki PKK'lı değil. Dağdakini vatandaşlıktan çıkarsa ne olur, çıkarmasa ne olur.