SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 19 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   12   13   14   [15]   16   17   18   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.029
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 02.03.2024- 00:41


Sorunlu zamanlardan geçiyoruz; örgütlü ve iktidar olmuş gerici tayfa artık giderek solun bir bölümünü de teslim almaya başlamış. SOLportal'da Aydemir Güler'in yazısı okunmalıdır. Ama o yazıda bir sorun var; şöyle, Aydemir Güler rahatsızlık veren o spesifik olayı anlatırken çözüm olarak önerisini yazısının son cümlesinde açıklıyor. ''Solun, halkın, ülkenin en temel sorunu da budur. Gasp edilen örgüt dinamiği geri alınmak zorundadır. Acilen! '' Yanlış değil elbette ama sorunun öncelikli çözümü bu değil. Aydemir Güler'in haklı olarak eleştirdiği o spesifik sorun da pek çok sorun gibi tek adam rejiminin yarattığı bir sorun ve çözümü de örgüt dinamiğinin kazanılmasında yatmıyor. Çözüm çok daha somur; bu tek adam rejimini yenilgiye uğratmak. Erdoğan AKP'si bu tek adam devletinin başında olduğu sürece şimdiden bir bölümünü teslim aldığı solun daha da genişliğine teslim almaya çalışacak. O irade yenilgiye uğratılmadıkça ne örgütlenme çağrıları karşılık bulacak ve ne de 'gasp edilen örgüt dinamiği''nin geri alınabilmesi mümkün olacak.

Ve bu yüzden tek adam devletiyle muhalefeti eşitleme çabalarının son tahlilde bu ülkeye, bu ülke insanlarına ve sola ne büyük zararlar verdiği ve her şeyden önce solun ayaklarını bastığı zemini nasıl da eritip bitirdiğini görerek gereğini yapmak zorunluluğuyla karşı karşıyayız. 31 Mart seçimleriyle bu tek adam rejiminin yenilebilir olduğu duygusu topluma verilebilmelidir, yoksa çok daha karanlık bir süreç bizleri beklemektedir. Belediye seçimlerinin sadece belediye seçimleri olmadığı gerçeğini hatırlamakta yarar var, diye düşünüyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.029
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 03.03.2024- 08:39


Sanırım TKP'li bir arkadaştı, ilgisiz bir yazının altına sözde Gebze dayanışmasını eleştiren kırık dökük bir cümle yazmıştı. Ona yanıtım; orada sıkışmasın diye:

''Türkiye solunun aşması gereken bir sorun da bu. Sağın tarikat ve cemaat ilişkileri varsa, aynı iklimin içinden çıkıyoruz, aynı hamurdanız, belki de ondandır, bizde de merkeziyetçilik, parti disiplini ve parti aidiyeti bağlamında bir başka garip biat kültürü oluşuyor. Dün aynı partide olanlar, yıllarca birlikte siyaset yapanlar, ''burjuvaziye'' karşı birlikte mücadele verenler, siyaseten ayrılık yaşadıklarında birbirlerini hemen düşmanlaştırma eğilimi içine giriyorlar. ''Biz komünistiz, onar değil''. ''Biz sermayeye, burjuvaziye karşı çıkıp proletaryanın ideolojisini savunurken onlar ''CHP ile HDP arasında bir yerlerdeler'' ya da ''Gebze'de patronlarla iş tutuyorlar'' demeye başlıyorlar. Oysa sorun neydi, başlığın altında ne yazıyordu? Bizim sanıyorum yeniden bir burjuva devrimine ihtiyacımız var. Aydınlanmaya, özgür beyinlere, sorgulamaya...-evet sorgulamaya, yeniden ihtiyaç var. Sağın tarikat biatçıları gibi bir yöne savruluyoruz, hala farkında değiliz.

( Bu arada Gebze'deki durum bugünün Türkiye'sinde ideal bir siyasi pozisyondur. Keşke ülkenin her yöresinde, her en küçük beldede bile CHP TİP ve Türkiyelileşen bir DEM'le bu tür somut dayanışma birliktelikleri kurarak 22 yıldır ülkeyi sık boğaz eden ve solun altına da dinamit koyan bu gerici cendereden kurtulabilsek. Ama ne gezer! Sizlerin yazdıklarını okudukça içim kararıyor be arkadaşım. Solcu olmak, sosyalist olmak böyle bir şey değil. İnanın değil.)''



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.029
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 04.03.2024- 00:07


İlhan Selçuk Cumhuriyet'inin bir dönem üst manşetten verdiği spotu hatırlıyor musunuz? ''Tehlikenin farkında mısınız?'' İlhan Selçuk Cumhuriyet'i toplumu böyle uyarmaya çalışırdı. Ama yeterli olmadı, başarılı olamadık. O ''tehlike'' artık ülkemizin tepesinde yerleşik bir hale geldi. Artık aynı konuda aynı manşeti dillendirmenin bir faydası da yok. Anlayan anlamıştır, anlamayanlar ve kendi yarattıkları dünyalarında ayakları yere basmayan hayaller içinde olanlar içinse yapacak bir şey yok. Ama insan üzülüyor, üzülmekle de kalmıyor, nereye gidiyoruz böyle? Nasıl bir duyarsızlığın ve çaresizliğin içine yuvarlandık böyle? Ya arkadaş, bu ülkenin az çok çağdaş olabilen bir insanının yatıp kalkması ve kendine sorması gereken soru bu cenderenin içinden nasıl çıkılacağı olması gerek değil mi? Bu konu, bu soru partiden partiye değişmez. Az biraz demokrat olabilmeyi becerebilen solcusu, sağcısı, sosyalisti liberali bu sorudan kaçamaz ve bu sorunun yıkıcılığı karşısında gözlerini kapayamaz.

Zaman geçti, o günlerden bu yana çok şey oldu, tehlikenin farkında olamadık. Tehlike bütün karanlığıyla tepemize oturdu. Sınıfı, emekçi halkı sindirmesi de bir yana solun bir kısmını da teslim almaya başladı. Aydemir Güler'in bugünkü yazısını okudunuz mu, SOLportal'da? İnanılmaz bir şey. Solun en azından bir kesimine nüfuz etmeye başladılar. Asıl tehlike burada artık. Solun ayaklarını bastığı zemin ortadan kalkıyor arkadaşlar. Çözümü bulabilmeliyiz. Gereksiz, anlamsız ve yararsız polemikler peşinde koşuşturmanın bu ülkeye umut verebilme imkanı yok. Çözüm ise bunlardan kurtulabilmekte yatıyor, çözüm nasıl olursa olsun tepemizde 22 yıldır esen bu kara fırtınayı dindirebilmekten geçiyor. Bunu anlayabiliyor muyuz? Tehlikenin farkına varabiliyor muyuz?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.029
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 04.03.2024- 20:38


Okan Buruk bu gidişle Fatih Terim'i de geçecek. Artık bir Avrupa ligi kupası mı olur, yoksa şampiyonlar ligi mi, kestirmek kolay değil.
Resim Ekleme



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.029
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 05.03.2024- 07:15


Sanırım TKP'li bir arkadaştı, ilgisiz bir yazının altına sözde Gebze dayanışmasını eleştiren kırık dökük bir cümle yazmıştı. Ona yanıtım; orada sıkışmasın diye:

''Türkiye solunun aşması gereken bir sorun da bu. Sağın tarikat ve cemaat ilişkileri varsa, aynı iklimin içinden çıkıyoruz, aynı hamurdanız, belki de ondandır, bizde de merkeziyetçilik, parti disiplini ve parti aidiyeti bağlamında bir başka garip biat kültürü oluşuyor. Dün aynı partide olanlar, yıllarca birlikte siyaset yapanlar, ''burjuvaziye'' karşı birlikte mücadele verenler, siyaseten ayrılık yaşadıklarında birbirlerini hemen düşmanlaştırma eğilimi içine giriyorlar. ''Biz komünistiz, onar değil''. ''Biz sermayeye, burjuvaziye karşı çıkıp proletaryanın ideolojisini savunurken onlar ''CHP ile HDP arasında bir yerlerdeler'' ya da ''Gebze'de patronlarla iş tutuyorlar'' demeye başlıyorlar. Oysa sorun neydi, başlığın altında ne yazıyordu? Bizim sanıyorum yeniden bir burjuva devrimine ihtiyacımız var. Aydınlanmaya, özgür beyinlere, sorgulamaya...-evet sorgulamaya, yeniden ihtiyaç var. Sağın tarikat biatçıları gibi bir yöne savruluyoruz, hala farkında değiliz.

( Bu arada Gebze'deki durum bugünün Türkiye'sinde ideal bir siyasi pozisyondur. Keşke ülkenin her yöresinde, her en küçük beldede bile CHP TİP ve Türkiyelileşen bir DEM'le bu tür somut dayanışma birliktelikleri kurarak 22 yıldır ülkeyi sık boğaz eden ve solun altına da dinamit koyan bu gerici cendereden kurtulabilsek. Ama ne gezer! Sizlerin yazdıklarını okudukça içim kararıyor be arkadaşım. Solcu olmak, sosyalist olmak böyle bir şey değil. İnanın değil.)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.029
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 06.03.2024- 10:59


İlhan Selçuk Cumhuriyet'inin bir dönem üst manşetten verdiği spotu hatırlıyor musunuz? ''Tehlikenin farkında mısınız?'' İlhan Selçuk Cumhuriyet'i toplumu böyle uyarmaya çalışırdı. Ama yeterli olmadı, başarılı olamadık. O ''tehlike'' artık ülkemizin tepesinde yerleşik bir hale geldi. Artık aynı konuda aynı manşeti dillendirmenin bir faydası da yok. Anlayan anlamıştır, anlamayanlar ve kendi yarattıkları dünyalarında ayakları yere basmayan hayaller içinde olanlar içinse yapacak bir şey yok. Ama insan üzülüyor, üzülmekle de kalmıyor, nereye gidiyoruz böyle? Nasıl bir duyarsızlığın ve çaresizliğin içine yuvarlandık böyle? Ya arkadaş, bu ülkenin az çok çağdaş olabilen bir insanının yatıp kalkması ve kendine sorması gereken soru bu cenderenin içinden nasıl çıkılacağı olması gerek değil mi? Bu konu, bu soru partiden partiye değişmez. Az biraz demokrat olabilmeyi becerebilen solcusu, sağcısı, sosyalisti liberali bu sorudan kaçamaz ve bu sorunun yıkıcılığı karşısında gözlerini kapayamaz.

Zaman geçti, o günlerden bu yana çok şey oldu, tehlikenin farkında olamadık. Tehlike bütün karanlığıyla tepemize oturdu. Sınıfı, emekçi halkı sindirmesi de bir yana solun bir kısmını da teslim almaya başladı. Aydemir Güler'in bugünkü yazısını okudunuz mu, SOLportal'da? İnanılmaz bir şey. Solun en azından bir kesimine nüfuz etmeye başladılar. Asıl tehlike burada artık. Solun ayaklarını bastığı zemin ortadan kalkıyor arkadaşlar. Çözümü bulabilmeliyiz. Gereksiz, anlamsız ve yararsız polemikler peşinde koşuşturmanın bu ülkeye umut verebilme imkanı yok. Çözüm ise bunlardan kurtulabilmekte yatıyor, çözüm nasıl olursa olsun tepemizde 22 yıldır esen bu kara fırtınayı dindirebilmekten geçiyor. Bunu anlayabiliyor muyuz? Tehlikenin farkına varabiliyor muyuz?



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.029
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 07.03.2024- 09:20


Çok basit aslında, AKP-MHP ittifakını iktidardan edecek olan düzen güçlerini, örnekse CHP ve Türkiyelileşen bir DEM'i sürekli aşağı çekmeye çalışmanın bir anlamı da bilinçli veya bilinçsiz karşı-devrim sürecinin sürmesinden yana bir siyaseti benimsemektir. İstenildiği kadar sınıfsal gerekçeler uydurulmaya çalışılırsa çalışılsın doğrudan ve somut bir biçimde tek adam rejimine, nam-ı diğer karşı devrim sürecine somut bir karşıtlık içermiyen herhangi bir   siyasi pozisyonun hem bu ülkeye, hem bu ülke insanına, hem de sola ve sosyalist mücadeleye hiçbir katkısı olamaz. Tersine bu siyasi tavrın, sorunlu, sıkıntılı ve geleceğimiz açısından belli ölçülerde tehlikeler içerdiğini de söyleyebilmek mümkündür.





Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.029
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 09.03.2024- 05:14



Bugün Ümraniye'nin araçlara kapalı caddesindeydim. Seçim dönemlerinde bir şenlik havasına bürünüyor burası. TİP yoktu, CHP ve DEM vardı ve diğer sağ partiler. Partiler çoktu ama partili pek yok gibiydi. Stantlara ilgi de olmuyordu. DEM'in pek çok meydanda stantı var ama, bir önceki seçimin coşkusu yok. DEM'de dört orta yaşlı Kürt yurttaşımız vardı. Selam verip yaklaştığımda, hemen ilgi gösterdiler.

DEM'in ilgi çekmesi sadece kimlik odaklı bir siyaset yapmasından değil, ve aynı zamanda Kürt insanlarımızın gördüğü baskı nedeniyle de gerçekleşiyor. Yanında oturduğum güzel insan doğulu insanlara özgü Türkçesiyle sürekli anlatıyor. Söylemeye çalıştıklarının pek çoğunu da anlamıyorum. Bir anladığım, Ekrem İmamoğlu'nu çok sevdiğini ve oyunu ona vereceğini söylemesi bir de iki yıl öncesinde oturduğu bölgede AKP'liler tarafından sıkıştırılması. Baskı yapmışlar, oyunu Erdoğan'a vermesini istemişler, hangi partiyi tuttuğunu sormuşlar, CHP'li olduğunu söylemiş.

Anlatıyor, benim gözüm yolun hemen karşısında görevli olarak duran iki genç polise takılıyor. Sürekli bize bakıyorlar. Yüzlerinde de   sert bir ifade... Siyasetin, özellikle iktidar siyasetçilerinin çirkin dili, bu iki genç polisin yüz ifadesine yansımış. Yanında oturduğum güzel insan bütün içtenliğiyle anlatmaya devam ediyor.
Metroya doğru yürürken barışa ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum, yeni bir sayfaya, belki yeni bir başlangıca, bir sevgi diline...

31 Mart yitirilmemeli bu yüzden.
İstanbul referandumuna küçük hesaplarla yaklaşılmamalı...



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 19 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   12   13   14   [15]   16   17   18   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Sanal dünyanın sol kütüphanesi dayanışma 1 3605 24.12.2014- 12:51
Konu Klasör Şu Cengiz Çandar olayı ve hatırlattıkları... melnur 1 492 21.04.2023- 10:35
Konu Klasör İBB'nin ulaşım zamlarına gösterilen tepkiler ve hatırlattıkları... melnur 0 840 09.04.2022- 10:39
Konu Klasör Kemal Okuyan yazdı: Devrimin Gölgesinde melnur 3 2532 07.11.2019- 04:21
Konu Klasör Ali Ateş yazdı: Tunceli'den Kadıköy'e: Kıssadan hisse... melnur 0 1 19.04.2024- 21:11
Etiketler   Sanal,   medyaya,   -facee-,   yazdıklarımdan,   kısa,   notlar.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS