SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 7 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   4   5   6   7   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Lora
[ Aydınlanma Savaşçısı ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 17.08.2013
İleti Sayısı: 77
Konum: YurtDışı
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Lora
Cevap Tarihi: 15.11.2013- 16:14


Alıntı Çizelgesi: sorgulayan yazmış
Sövenizmi sergileyen Türk bayragina, ANDIMIZA,.... sahip cikmak düzen partisi olmuyorda sosylistlikmi oluyor. Buna kargalar bile güler.



Türkiye bayrağı, Haziran Direnişiyle beraber artık işkencecilerin değil halkın bayrağı oldu. Bayrak fobisi çok saçma zaten.

TKP, hiç bir yerde Andımızı savunmadı. Sol Portalda bir yazar savunmuş ama TKP'nin resmi görüşü değil. Ayrıca Kemal Okuyan andımıza karşı çıktı. Kaldı ki ben de eleştirdim.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.11.2013- 17:00


Sol Cephe'den kasıt; sosyalizmi benimseyen anti emperyalist, laik, toplumcu aydınları biraraya getirip; alternatif yaratmak.

AKP-CHP-MHP-BDP-HDP-EMEP vb. düzen partilerine karşı soL bir cephe şart.



Sn.Lora; bildiride açıkça belirtilmiş, "sol cephe" "anti-emperyalizm, piyasa ve gericilik" karşıtlığı üzerinde şekillenecek. BU temel karşıtlık üzerinde kendini solcu olarak gören herkes bu cepheye katılabilir. Dolayısıyla bu aşamada bu bildiriden yola çıkılarak örgütsel ittifaklar aramak bildirinin ruhuna aykırı. Adını yazdığınız her partiden sempatizan, üye ya da milletvekili -artık her neyse- böyle bir oluşumdan red yanıtı almayacaktır, diye düşünüyorum.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 15.11.2013- 18:33


Bu "sol cephe" konusunda doğrudan bir şeyler söylemek de gerekiyor sanırım. ÖNcelikle bu "sol cephe" konusu örgütsel düzeyde yapılan bir çağrı değil. Böyle olması ilk bakışta yararlı bir tutum. Çünkü örgütsel düzeydeki birlikteliklerde, ortaya ne kadar somut ilke koyarsanız koyun çeşitli gerekçeler, o birlikteliğin oluşmasını önlüyor, oluşsa bile kısa zamanda kopmalara da neden oluyor. Çünkü katılımcı örgüt-partilerin potansiyel güçleri bu tür birliktelikler konusunda birtsakım kaygılara da yol açabiliyor. Bu yüzden "sol cephe"nin gerekliliği üzerinde durulurken böyle bir yöntemin onay görmemesi ilk başta umut verici bir başlangıç olarak değerlendirilebilir.

İkinci önemli konu, böyle bir çalışmada TKP'nin ön almasıdır. Böyle bir ön alma, sol-sosyalizm adına birtakım abuk subuk siyasetlerin belirleyicilik kazanmasının da önüne geçebilecektir. Sonuçta, umarım giderek daha etkin bir katılım olur ve süreç de daha belirgin ve somut bir hale gelir.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 16.11.2013- 19:05


Sol Cephe çağrısı geniş yankı buldu

Resim Ekleme

Kadıköy'deki 29 Ekim mitinginde hazırlığı duyurulan Sol Cephe'nin ilk imzacılar tarafından duyurulmasının ardından, Cephe'ye destek büyüyor.

(soL - Haber Merkezi) 24 aydının Sol Cephe için yaptığı çağrı büyük heyecan yarattı. Türkiye'nin her yerinde konuyla ilgili görüşme ve toplantılar planlanırken, ilk çağrıcılara yeni imzalar da eklenmeye başlandı.

Bize bir Sol Cephe gerekİşte ilk imzacılar ve katkılar:

Ahmet Abakay (ÇGD Genel Başkanı)
Ahmet Cemal (Yazar, Edebiyatçı)
Ahmet Say (Yazar, Müzik Eleştirmeni)
Ali Rıza Aydın (Anayasa Mahkemesi Eski Raportörü)
Ataman Oğuz (Sendikacı)
Ataol Behramoğlu (Yazar, Şair)
Ayhan Filazi (Öğretim Üyesi)
Barış Terkoğlu (Gazeteci)
Doğan Görsev (Yazar, çevirmen)
Doğan Ülgenciler
Ender Helvacıoğlu (Bilim ve Gelecek Dergisi Yayın Yönetmeni)
Erhan Karaçay (Elektrik Mühendisi)
Gül Atmaca (Gazeteci)
Hilmi Yarayıcı (Müzisyen)
Kaya Güvenç (TMMOB Eski Başkanı)
Korkut Boratav (Emekli Öğretim Üyesi)
Mahmut Alınak (Yazar, Eski milletvekili)
Mehdi Beşpınar (Eski sendika yöneticisi)
Merdan Yanardağ (Gazeteci)
Nezhun Gören (Emekli Öğretim Üyesi)
Nihat Behram (Yazar, Şair)
Rıfat Okçabol (Öğretim Üyesi)
Serpil Güvenç (Yazar)
Şükran Soner (Gazeteci)


--------------------------------------------------------------------------------

A. Mümtaz İdil (Gazeteci)
A. Yücel Çiftçi (Sosyalistlerin Meclisi üyesi)
Abdurrahman Bayramoğlu (Avukat)
Ahmet Alpay Dikmen (Öğretim Üyesi)
Ahmet Kahiloğulları (Öğretim Görevlisi)
Akif Akalın (Hekim, Yazar)
Barbaros Tantan (Gazeteci)
Barış Demir (Bayramiç Eğitim-sen Temsilcisi)
Betül Kuyucu (Hekim)
Bilsay Kuruç (Öğretim Üyesi)
Burak Gürbüz (Öğretim Üyesi)
Canan Kalaycıoğlu (Öğretim Üyesi)
Cüneyt Göksu (Gazeteci)
Çetin Koçyiğit (Öğretim Üyesi)
Çetin Yiğenoğlu (Yazar)
Dr. Eftal Yıldırım - (Çanakkale Ses Şube Başkanı )
Emin İgüs (Müzisyen)
Ender Yiğit (Tiyatro Sanatçısı)
Haluk Işık (Tiyatro Sanatçısı)
Hasan Erol Eroğlu (Öğretim Üyesi)
Hüseyin Özel (Öğretim Üyesi)
Dr. İlhan Pirinççiler - (Çanakkale)
İlker Belek (Öğretim Üyesi)
İnan Ersoy - Çanakkale ESM Temsilcisi
İrfan Ertel (Ressam)
İsmet Rıza Çebi (Eski Makine Mühendisleri Odası başkanı)
İzzettin Önder (Öğretim Üyesi)
M. Bülent Kılıç (Yazar)
Mehmet Alpüren- Eski TİP Kayseri MV adayı
Melisa Kohen (Öğretim Görevlisi)
Metin Baştuğ (Öğretim Üyesi)
Metin Çoşkun (Tiyatro sanatçısı)
Mustafa Kemal Erdemol (Gazeteci)
Mustafa Özer (Öğretim Üyesi)
Mustafa Türkeş (Öğretim Üyesi)
Müfide Pekin (Çevirmen)
Necati dedeoğlu (Öğretim Üyesi)
Necla Sulu - Şehir Plancısı
Nergis Mütevellioğlu (Öğretim Üyesi)
Nurettin Abacıoğlu (ÜKD Başkanı)
Oğuz Oyan (CHP Miletvekili)
Orhan Suda (Çevirmen)
Ömür Birler (Öğretim Görevlisi)
Özgür Aydın (Öğretim Üyesi)
Ramazan Gülten - Şehir Plancısı
R. Bülent Hallaç (eski Enerji Müfettişi)
Selçuk Soylu (Makine MO MYK üyesi)
Serdar Şahinkaya (Dr., Yazar)
Taner Pehlivan - Kırklareli Tabip Odası Sekreteri
Tuğrul Keskin (Yazar, şair)
Tülin Öngen (Öğretim Üyesi)
Yalçın Cerit (Komünist Parti kurucu Genel Başkanı)
Zuhal Okuyan (Öğretim Üyesi)

http://haber.sol.org.tr/soldakiler/sol-cephe-cagrisi-genis-yanki-buldu-haberi-82732



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
şibusa
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: şibusa
Cevap Tarihi: 17.11.2013- 02:42


"O halde bize bir sol cephe gerekiyor...

Biz aşağıda imzası bulunanlar, diktatörlüğe son vermek, ülkemizi aydınlığa taşımak için herkesi göreve çağırıyoruz.Yukarıdaki ilkeleri benimseyen aydınlar ve siyasetçiler olarak, kimin hangi siyasi partide bulunduğuna, hangi ideolojik görüşü taşıdığına bakmaksızın bir araya geleceğiz. Her yerleşimde toplantılar düzenleyeceğiz, temsilciler seçeceğiz ve ihtiyaç duyduğumuz Cephe'yi en kısa sürede kuracağız.

Sol Cephe için göreve! "

Bu açıklama Ilıcak, Barlas, Nagehan-ROK, Altan vb. familyasının değil bizim aydınlarımızın.Bizimkilerin...
Özü sınıfsaldır.

"Yukarıdaki ilkeleri benimseyen aydınlar ve siyasetçiler olarak, kimin hangi siyasi partide bulunduğuna, hangi ideolojik görüşü taşıdığına bakmaksızın bir araya geleceğiz"
Yanında güçlü örgüt, siyasal bir özne olmadan mı ?!   Nasıl?

PKK, KCK yi örgütler ve yaptı da. Her açıdan güç, ciddi bir güç...

Sadece TKP cephenin oluşma aşamasını yüklenebilir mi? Bu ilkeler üzerinde yükselecek "Sol Cephe" yi?

melnur? :)


NOT: Teşhis konusunda itirazım yok."Kirlenmeden" devrim mücadelesi yapmayı bırakın, futbol ve hatta misket bile oynanmaz...



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 17.11.2013- 13:30


TKP'nin "Sol Cephe" girişimi ile PKK'nin kürt önderliğinin önce HDK ve sonra da HDP örgütlenmesini aynı tutmamak gerek. Kürt önderliğinin yıllardır süren bir mücadelesi var ve bu mücadele onları belli bir güce ve etkinliğe ulaştırmış durumda. Son aşamada HDP bence kürt ulusal hareketine soldan sempatizan devşirme işi.

TKP'nin çağrısı ise, solun toplumsal alandaki dağınıklığı ve etkisizliği ile doğrudan ilişkili. AKP yeni bir siyasal toplumsal sistem oluştururken, "birşeyler yapılması gerektiği"nden yola çıkan ve soldaki bu dağınıklığı belli ilkeler doğrultusunda aşma çabası olarak değerlendirilebilir. Adının sol cephe olarak konulması da, geniş bir yataylık içinde bir araya gelmeye çalışma olarak görülebilir.

Bir önceki mesajımda söylemiştim, örgütsel düzeyde böyle bir birliktelik sağlanamaz. Sağlanamıyor. Bu yüzden, bireysel katılımlarla yola çıkılması olumlu bir adım. Nasıl bir sonuç verir, kestirmek kolay değil. Gerekli bir adım. Yararlı bir adım. Sonuçta bir iradenin ortaya çıkarılma çabası... Ama buradan ülkedeki bütün solcuların bir araya geleceğini de ummamak gerek. Umarım olur, ama bu koşullarda böyle bir sonuç vereceğini sanmıyorum. Belli bir aşamada, birtakım temsilciler seçileceği ve çalışmaların ondan sonra başlayacağı izlenimi veriyor. Bekleyip görmek gerek.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
şibusa
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: şibusa
Cevap Tarihi: 17.11.2013- 21:01


Resim Ekleme
                                            Bizim Yolumuz




Bizim Yolumuz - Önder İşleyen

17 Kasım 2013 Pazar 10:48:59


AKP, 11 yıl boyunca iktidarını sürekli yeni hamle yapabilme gücüne dayanarak geliştirdi. Bir tür mevzi savaşı biçiminde ilerleyerek iktidar alanını sürekli genişletti. Bunu yapabildiği oranda iktidar bloku içindeki çelişkileri de -kimi paylaşım sorunlarıyla birlikte- aşabilme kapasitesine sahip oldu.

Bugün ise durum değişti.
Her şeyden önce Gezi direnişi, AKP'nin ilerlemesini durdurdu ve AKP'yi dayandığı sınırlardan geri püskürttü. Haziran'ın şairlerinden Turgut Uyar'ın "bizim bir Haziranımız bir yıl kadar yetecektir dünyaya" sözünden hareketle söylersek, bizim bir Haziranımız onların on yılına yetti.
Bu anlamda Gezi, AKP'nin sonunun başlangıcını ilan etmişti.

AKP, kendi ilerlemesinin karşısında engel olarak gördüğü toplumun potansiyel direncini 11 yıl boyunca peyderpey kırarak, kendi geleceğini güvence altına almaya çalışmıştı. Toplumun bu bastırılmaya çalışılan direnci, Haziran boyunca güçlenerek AKP'nin karşısına dikildiğinde iktidarın sınırlarını da kesin bir biçimde çizdi.
İlermenin durduğu bu nokta, AKP'nin çözülmesini de başlattı. RTE, "fetret dönemine girmeyeceğiz" dese de bugün yaşanan alenen yeni-Osmanlının çöküşüdür. Bu çöküş de her iktidarın çöküşü gibi "kardeş kavgasını" kaçınılmaz kılar.

O yüzden dün daha çok içerde bir itiş-kakış olarak süren çelişkiler şimdi aleni bir cephe savaşına doğru ilerletilmekte, herkes kendi "özgül ağırlığını" ortaya koyarak kavgaya dahil olmaktadır.   İktidar bloku tuzla buz olmasa da cam çatlamıştır artık!

İç ve dış faktörlerin etkisi de malum, ki zaten bizim gibi yeni sömürge ülkede onların birbirinden ayrısı gayrısı yoktur. Ortadoğu'da ABD'nin ekseninin değiştiği ve AKP'nin boşa düşmüş olduğu herkesin malumudur. ABD’nin iki eski Ankara Büyükelçisi’nin Türkiye’ye ilişkin hazırladığı AKP’nin artık vazgeçilmez olmadığını ifade eden rapor buna işaret ediyor.   Cengiz Çandar'ın, rapora ilişkin değerlendirmesinde, AKP’ye iktidara gelmesindeki ve iktidarda kalmasındaki Beyaz Saray rolünü -hani biraz da tehditkar biçimde- hatırlatması boşuna olmamalı.
O yüzden şimdi gündemde olan bir restorasyondur, yani kendi deyimleriyle AKP versiyon 2.0'dır. Bu, AKP'nin birinci versiyonunun ve elbette RTE'nin miadının dolduğunun bir ifadesidir. Şimdi, hem RTE'nin hem de ötekilerin hamleleri buna ilişkindir. Burada ise karşımıza yeni bir denklem çıkartılmaktadır. Öyle ki iktidar güçlerinin birini diğerinin alternatifi olarak sunan, AKP karşısında yine seçeneğin AKP 2.0 olduğunu söyleyen, sonuçta emekçi sınıflar için sıfır toplamlı yeni bir hesap.

Tüm bunlar artık hakikaten talidir ve bir yerden sonra teferruattır. Asıl mesele, gerici iktidar güçlerinin yarattığı bu karanlık sömürü düzeninden kurtulmanın nasıl başarılabileceğidir. İşte bunun imkanlarını Haziran'ın içinde bulmak pekala mümkündür.

O yüzden bugün de bir kez daha yinelersek, kavga oligarşi ile halk arasındadır. Güncellersek bu mücadele gerici iktidar bloku ile Haziran halk direnişini yaratan emekçi halk arasındadır. Asıl sorunumuz ve elbette sorumluluğumuz, Haziran'ın devrimci potansiyelinin ülkenin kaderini bu gerici zihniyetten kurtaracak birleşik bir devrimci güce dönüştürülmesidir.
***
Haziran sonrasında solun neredeyse bütün kesimleri, "artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak" dedi. Kuşkusuz başlangıç için iyi de yaptı. Ancak şimdi neredeyse herkes kendi eski rutinine doğru hızla koşuyor. Kimi kesimler de bu rutini Haziran'dan kendine küçük faydalar sağlama peşinde dümeni sağa kırarak sürdürüyor.

Bu tür bir yaklaşım Haziran direnişini anlık bir yükseliş ve dalgalanmadan ibaret gördüğünden, geri çekilmeden önce bu dalgaya bir ağ atmayı tercih ediyor. Yanlış olan da -siyaset tarzı bir yana- öncelikle bu fikirdir.

Haziran’ı paranteze alan bu yaklaşım, tarihsel bir dönüşümü mümkün hale getiren bu büyük kırılma karşısında aslında kendini de tarihin dışına çıkartmış oluyor. O yüzden bugün her şeyden önce yapılması gereken solun şimdiye kadar biriktirdiği rutinleri ve fikri konformizmini bozacak bir tartışma ve mücadele içinde Gezi direnişini büyütmeyi esas alan yeni bir ilerleme çizgisinin arayışıdır.

Ancak böylesi bir birleşik muhalefetin yaratılmasını temel alan bir mücadele çizgisiyle Gezi’nin bugün sağ çizgilerle çekiştirilen ve büyük oranda parçalı ve dağınık olmaya devam eden muhalefet dinamiklerini düzeni aşmaya yönelen bir devrimci siyaset ekseninde toparlayabilmek mümkün olabilir.
***
Bu noktada gündeme getirilen konulardan biri de HDP'nin Gezi direnişinin birleşik mücadelesi temsil ettiği yönündeki fikirlerdir.
HDP Gezi hareketinin yerine konularak, onun birleşik bir üst zeminiymiş gibi sunulmaya çalışılıyor. HDP'nin Gezi dinamiklerinin içerisinden, onların tartışma ve inisiyatifiyle ortaya çıkmış bir hareket olmadığı herkesin bildiği bir gerçektir. HDP, Kürt hareketince   kendi ihtiyaçları çerçevesinde gündeme getirilerek yukarıdan bir proje olarak hayata geçirilmiştir.
Şimdi kendi oluşum ve gelişiminden azade HDP'yi hakiki bir bağımsız özne inşası olarak sunmak doğru olmasa gerek.

Bu şekilde Gezi ile kurulan bağ da onu geliştirmeyi temel alan bir sorumluluk olarak değil, sol alanın biricik temsilcisi olarak görünme gayretinin bir parçası olarak görülebilir. Kaldı ki Haziran direnişi konusunda en tereddütlü kesimin -HDP'nin kurucu gücü de olan- Kürt hareketi olduğunu belirtmek gerekir.   BDP, Haziran direnişinin devrimci sonuçlarına odaklanmak yerine, içerisinde keşfettiği (!) kimi eğilimlerden yola çıkarak ısrarla hareketin -bir kısmının- darbeci ve ırkçı olduğunu dile getirerek mesafe koydu. Bugün de bir şekilde bu tutumun farklı bir biçimde sürdürüldüğünü kimi tartışmalarda görmek mümkün.

Bu noktada HDP'nin sola dönük kimi gereksiz sataşmalarda bulunduğu da görülüyor. Mesela Ertuğrul Kürkçü bir söyleşisinde HDP'ye katılmayan çevrelerin gerekçelerini yetersiz (!) bulduğunu ifade ederek, "Şu an için onlar daha çok CHP'nin çekim alanında" diyor.

Bağımsız bir siyaset geliştirme ve devrim gibi bir derdi olmayanların, devrimci hareketin bağımsız tutumunu başka güçlerle ilişkilendirerek bu şekilde çarpıtmaya çalışmaları yeni bir şey değil. Bu hasmane tutumun arkasında saklanan da soldaki kimi yapıların kendi güçsüzlüğünü başka güçlerin etkinliğine dayanarak aşma arayışıdır. Bu anlayış sahiplerinin Kürt hareketi ile kurduğu ilişki -tüm teorik (!) mülahazalar- bir yana temelde bu anlayışın bir sonucudur.

Bütün bunlar ortadayken Ertuğrul Kürkçü’nün HDP dışında kalan kesimleri CHP siyaseti yapmakla suçlaması, kendisinden başka hiçbir şeyi önemsemeyen (ve muhtemelen onu atayan iradenin de benimsemediği) ucuz bir politikacı zihniyetinden başka bir şey değil!    

Kuşkusuz HDP nin kurucu iradesini oluşturan Kürt hareketi, içinde çok önemli bir ilerici ve demokratik potansiyel barındırıyor. Ancak HDP projesini Türkiye soluyla Kürt hareketinin birliği olarak göstermek, Türkiye gerçekliğiyle hiç de uygun düşmeyen bir şeydir. Çünkü HDP projesine katılan sol gruplar Türkiye sosyalist hareketi içindeki ancak belirli bir kesimi temsil ediyor ve onların dışında HDP projesine katılmayan örgütlü ve örgütsüz çok geniş bir kesim var. Eğer şimdi bize nasıl bir gelecek vaat ettiğini herkesin görebildiği AKP tarafından yürütülen yeni düzene karşı başarılı bir mücadele yürütülmek isteniyorsa bütün bu potansiyeli birlik ve dayanışma içerisinde toparlayacak bir politika ve mücadele anlayışına ihtiyacımız var.
***
Haziran direnişi büyük oranda geniş cephesel dinamiklere dayanarak gelişti. Eğer mesele "Gezi maketleri" yapmak değilse böyle bir cephesel hareketi tek bir örgütsel form ve biçim altında toplamaya çalışmak da, seçimler gibi kısa vadeli hesapların parçası yapmak da doğru değil.

Bu büyük devrimci potansiyel, sıkça tekrarlandığı gibi örgütsüz bir yığın olmanın ötesinde bugün pek çok farklı yerel-lokal mücadele örgütü içerisinde yer alıyor. Kentsel yıkıma, HES'lerin yapımına, altın-maden aramalarına, kadınlara yönelen şiddet ve baskıya, güvencesizleşmeye, taşeronlaşmaya karşı mücadele eden pek çok yapı ve örgütten söz etmek mümkün. Yine Haziran sonrasında forumlar ve mahalle meclisleri de muhalefetin yeni cepheleri olarak gelişiyor.

Bugün bu hareketlerin politik eşgüdümünü, eylem birliğini ve sokağın koordinasyonunu sağlayacak birleşik bir zeminin olmadığı koşullarda muhalefet hareketi parçalı ve dağınık olmaya devam etmektedir. O yüzden Haziran direnişinin geliştirilmesi öncelikle bütün bu parçalı ve dağınık yapılarla birlikte, milyonların direnme eğilimlerinin ifadesi olacak bir cephenin, birleşik bir muhalefet cephesinin açılması hayatın ve mücadelenin bir ihtiyacı olarak önümüzde durmaktadır.

Bu da bazı örgütlü yapıların tepede ve “sembolik temsil” düzeyinde bir araya getirilmesinden ibaret bir şey olarak değil, örgütlü-örgütsüz tüm kesim ve bireylerin, aşağıdan gelişen inisiyatiflerine dayanarak mücadeleyi birleşik halk muhalefet hareketinin yaratılması doğrultusunda geliştirmekle mümkündür.

Bizim yolumuz budur.


http://www.muhalefet.org/haber-bizim-yolumuz-onder-isleyen-12-8586.aspx



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
şibusa
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: şibusa
Cevap Tarihi: 17.11.2013- 21:27


Konuyla ilintili gördüğüm için astım.ÖDP Genel Başkan Yardımcısı nın görüşleri.Umarım calışmalar ortaklaşır ve güçlü bir Sol Cephe oluşur.




Bu arada, fotoğrafı çeken ve direnen halkımız muhteşemdir...


Resim Ekleme




Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 7 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   1   [2]   3   4   5   6   7   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Bize bir çıkış gerek ayhan 0 4665 06.12.2013- 07:49
Konu Klasör Bize ‘yalancı’ demiş birisi... dayanışma 2 4705 20.02.2014- 20:41
Konu Klasör Kenan’ı bilmem ama “bize ölüm yok!” dayanışma 0 3150 10.05.2015- 23:12
Konu Klasör SDG: ABD bize verdiği sözü tutmayarak bölgeden çekildi melnur 1 2028 08.10.2019- 08:36
Konu Klasör Amberin Zaman:Bize orospu deyip.... solcu 0 3019 22.08.2014- 13:08
Etiketler   Bize,   bir,   Sol,   Cephe,   gerek
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS