Başbakan'dan talimat iddialarıyla gündeme gelen Habertürk'te 50'ye yakın çalışan işten çıkarıldığı iddia edildi.
(soL Haber Merkezi) Gündemi, Başbakan Erdoğan'ın Habertürk'e talimat vererek Bahçeli'nin haberini kaldırtması ile ilgili tapeler belirledi. ''Gücü Özgürlüğünde'' sloganıyla yayın hayatına başlayan Habertürk, ne kadar özgür olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu!
Tapelerin yankısı sürerken Habertürk TV'den bir de işten çıkarma haberi geldi. Duyumlara göre televizyondan 50'ye yakın kişinin işten çıkarıldığı söyleniyor. Gazete bünyesinde de işten çıkarma tedirginliğinin yaşandığı belirtilirken yönetimin gerekçe olarak ''küçülme kararı''nı gösterdiği konuşuluyor.
SOL
SOL CEPHE
Bu ileti en son ilkay
tarafından 05.02.2014- 17:54 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Tayyip Erdoğanın yurt dışında talimatla altyazı sildirmesi açık söylemem gerekirse, beni şaşırttı. Haziran Direnişi ekibi fena dağıtmış demek ki. Çuvalla para alan danışmanlar işlerini doğru dürüst yapmasınlar, beyefendi ülkeyi dışarıda temsil ederken, bir yandan da medyanın kılıyla, tüyüyle uğraşsın!
Öte yandan bu zavallılık, hem Türkiyede AKP koalisyonunun çatırdamasına hem de diktatörün ruh haline ilişkin yaptığımız değerlendirmeleri doğruluyor. Anlayacağınız, bildiğimiz şeylere şaşırıyoruz, çünkü insanız.
Şaşırmıyor gibi yaparsak dayanamayız. Koca ülkede bu adama 12 yıl boyunca katlanmış olmak, aynı zamanda onu alt edememiş olmak demek. Arada şaşırmalı, şaşırır gibi davranmalıyız.
Diğer türlü, özgüven kaybederiz.
Buna hiç gerek yok. Bardağın dolu tarafı, Haziranda halkın diktatörü içine düşürdüğü durumdur. Onu bitirmesidir.
Peki ya medya?
Herkes Habertürke, evet efendimci kanala ateş püskürüyor. Boykot çağrısı yapanlar var. Olabilir. Herhalde basın özgürlüğü kapsamında değerlendirmeyeceğiz bu rezaleti. Aralarında iş ilişkisi var, abi-kardeş ilişkisi var, sahip-köle ilişkisi var, var da var.
Yandaş basın deniyordu, bu tabloda övgü gibi kalıyor yandaş sözcüğü
Ya diğerleri? Bu tabloda özgür basın nerede?
12 yıl
AKP gerçeğiyle yeni burun buruna geldik diyen olabilir ama o zaman 12 yıl önce AKP aha budur kesinliğiyle bugünkü tabloyu anlatanlara siz darbecisiniz suçlaması hangi hakla yapıldı ve şimdi herkes neden Habertürke saldırmak için kuyruğa giriyor?
Başbakan talimatıyla altyazı silmek ve kimbilir başka neler neler yapmak gazeteciliğin konusu değil, bu bir tür yakın koruma işi. Bu nedenle etkisi sınırlı. Kabak gibi ortadasın. Ses kayıtları yayınlanmasaydı da, belli değil miydi ne anladıkları habercilikten!
Ancak asıl önemli ve etkili olan, uzaktan korumadır. Çaktırmadan, yerini belli etmeden yapılan
Erdoğana 12 yıldır uzaktan koruma olarak hizmet verenlerin söyleyecek sözü yok mudur? Habertürke saydırmak kolay. F tipi basın da kendince açıklamasını yaptı, önce iyiydi, sonra bozuldu. Aynı koalisyonun parçası olunca, bunu demek mümkün.
Lakin, kendini AKP koalisyonunu dışında gören ve geçmişte büyük bir incelikle AKPye, hatta Erdoğana kol kanat geren, uzaktan koruma görevini üstlenen basın ve basın mensuplarını ne yapacağız?
Herkes aynı çuvala konsun, herkesten hesap sorulsun düşüncem yok. Ancak Tayyip Erdoğan bugüne, uzaktan korumaların himayesinde geldiyse, yakın korumalarının düştüğü durumla alay eden, kızan-öfkelenen profesyonellere ağır olun dememiz gerekmiyor mu?
AKPyi 12 yılın belli kesitlerinde bu halktan siz korudunuz. Şimdi, meslekdaşlarınızla dalga geçmektesiniz. Bu nasıl iş diye sormalıyız. Öbür türlü, yine halkın arasına karışıp, işinizi yapmaya devam edeceksiniz.
Madem koruma skandalı gündem oldu, siz mi kendinizi göstereceksiniz, yoksa sayalım mı tek tek hepinizi?
Medya üzerinde öyle bir baskı düzeni kurulmuş ki, başbakanın talimat vermesi bile gerekmiyor. Medyadaki hükümet komserleri bu görevi zaten üstlenmiş. Kimlerin çalışacağına, kimlerin gideceğine onlar başbakan adına karar verebiliyorlar. Buradaki haber işin ekstrası olmuş.
Türkiye'de 12 Eylül faşizm dönemi dahil hiçbir dönemde başbakanın TV yayıncısına telefon açıp habere anında müdahale ettiği görülmemiştir. Adam açıyor telefonu, alttan yazıyla geçilen Bahçeli haberini bile kaldırın diyor. Çoğu kişi TV izlerken alttan şeritle geçilen yazılara bakmaz bile. Zaten okuması yazması kıt bir toplum. Hele AKP seçmenin çoğunluğu hızla geçen bir yazıyı okuyamaz bile. Buna bile tahammül edemiyor. Yayın sorumlusu da hemen habercilere telefonu açıyor. Bahçeli'nin demecinin es geçilmesini, özellikle cumhurbaşkanı olaya el koysun lafının kaldırılmasını, yalnızca MHP teşkilatını tutmak, olay yaratmalarını önlemek için söylediği sakinleştirci lafları vermesini istiyor. Neden mi? Olaya el koymak tabii Erdoğan'ın işiymiş, beyimiz rahatsız olmuş. MHP teşkilatına geri durun demesi ise hoşlarına gidiyor, üstelik de MHP teşkilatının hiç bir taşkınlığı yokken. Rakip siyasi partiyi de kendi yönlendirecek, son zamanlarda özellikle Batı'nın Tayyip'e alternatif olarak önce çıkarmaya çalıştığı Gül'e de sansür uygulayacak. Siyasete bu kadar doğrudan müdahale olur mu? Kanal zaten senin emrinde, sana çalışıyor. Bütün kanallarda gece gündüz sen varsın. Arada muhalefetten söylenen sözlerden bazılarını da vermek zorundalar tabii. Zaten asgarisini veriyorlar, onu da vermezlerse rating sıfırlar. Bu asgariye bile müdahale ediyor adam, yakında haber metinlerini de kendi yazacak. Diktanın bu kadarı nerede var?
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.