HDP'nin Fethiye ilçe binasına faşistlerin saldırdığı belirtiliyor.
Güncelleme 16.10: Grubun HDP tabelasını indirip Türk bayrakları astığı görüldü.Olay yerine gelen Fethiye Kaymakamı Ekrem Çalık, İl Emniyet Müdürü Ahmet Akbal, İlçe Jandarma Komutanı Faruk Akıncı ve Belediye Başkanı Behçet Saatcı, gruptakileri "sakinleştirmeye" çalıştı. Binadan parti tabelasının inmesini isteyen gruba seslenen Başkan Saatcı, biraz zaman isteyerek, tabelayı indireceklerini söyledi.
Güncelleme 14.50: Zonguldak'ta da HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç'un katıldığı toplantı salonunun çevresinde faşistlerin toplanmaya başladığı bildirildi.
HDP'nin Muğla'nın Fethiye ilçesinde yapacağı açılış öncesinde sosyal medya üzerinden saldırı örgütleyen faşist gruplar ilçe binasına "Burası Fethiye buradan çıkış yok" sloganlarıyla saldırdı.
Salı Pazarı Meydan'nında toplanan 200 kişilik grup ilçe binasına yürümek istedi. Faşist grup, "Burası Fethiye buradan çıkış yok" sloganı atarak HDP ilçe binasına doğru yürüyüşe geçti. Bunun üzerine ilçe binasının bulunduğu Dispanser Caddesi'ni araç ve insan trafiğine kapatan polis, faşist grubun buraya yaklaşmasına izin vermedi.Grup, "Vatan hainlerini niye koruyorsunuz?" diyerek polislerle tartıştı.
Açılışı yapılacak ilçe binasının yakınlarında toplanan ve giderek sayıları artan grup, polis barikatını geçerek ilçe binasına taş ve sopalarla saldırmaya başladı. Parti binasına küçük tüpler atan grup binayı kundaklamaya çalışıyor. Kimsenin bulunmadığı ilçe binasında küçük çaplı yangın çıkarken, saldırı ve gerginlik sürüyor.
Bu saldırıların yanlış olduğunu düşünüyorum. HDP ve BDP sadece kürt kimliği üzerinden siyaset yaptıkları için kürtlerin fazla bulunmadığı yerlerde bu tepkiler ortaya çıkıyor. Yine de bu saldırıları yanlış buluyorum.
Dün Fethiyede, HDP binasına dönük son derece organize bir saldırı gerçekleşti. Bu kaçıncı! Son haftalarda yaşananların tamamı haberleştirilmedi, duyduklarımız, arkadaşlarımızın doğrudan tanık oldukları da var. Ciddi çatışmaların direkten döndüğü örneklerden söz ediliyor.
Konu üç düzlemde ele alınmalı. Bunlardan biri, Türkiyedeki gerici-faşist yığınağın doğal refleksleri ile ilgili. En küçük bir yönlendirmeyle linç tutkusu ile hareket edebilen bir toplumsal damarın varlığı inkar edilemez. Bunlara öfkeli kalabalık deniyor. Yani öfkelenme hakkı devlet ve de medya tarafından meşrulaştırılan bir kalabalık! Solcu görüyor öfkeleniyor, Kürt görüyor öfkeleniyor, eşcinsel görüyor öfkeleniyor, hakkını arayan işçi görüyor öfkeleniyor, bazen mini etekliyi görünce de öfkeleniyor. Arsızlar
Devlet öteden beri bunları çok seviyor, çünkü otur deyince oturuyor, saldır deyince saldırıyorlar. Bir bölümü maaşlı, çoğunluğu maaşsız ayar verme taburları bunlar. Genellikle otoritenin sözünü dinlemekle birlikte, gerçek, nesnel bir karşılığı var Türkiye toplumunda bu kesimin.
Ancak HDPye dönük saldırılar tek başına bu toplumsal kesimle açıklanamaz. Saldırıların şu aralıkta yoğunlaşmasının nedenleri olmalı. Bu konuda her kafadan bir ses çıkıyor. MHP yönetimi diyen var, cemaat diyen var, AKP diyen var, derin devlet diyen var. Bunlar ne kadar ayrıştırılabilir tartışması ayrı. Ancak faile ne murad ediliyordan ulaşmayı denemek daha doğru olacak.
Saldırıların BDPyi hükümetle karşı karşıya getirmek için yoğunlaştırıldığı söylenebilir. Ancak, hükümete dönük tavrı son günlerde sertleşse de, BDPnin, içinde daha çok ülkücü unsurların yer aldığı organizasyonlardan doğrudan AKPyi sorumlu tutmayacağı, bunu tercih etmeyeceği açık.
Yine de, Kürt-Türk eksenindeki gerilimi artırarak AKPyi zora sokmayı tasarlıyor olabilirler. Bu tür kirli işleri memlekette yalnız hükümet, hatta cemaat de yapmıyor. Düzen siyaseti zaten böyle işlemekte!
Öte yandan hükümetin sokağı hareketlendirerek, hem istikrar arayanları kendine döndürmeyi, hem olağanüstü tedbirleri meşrulaştırmayı hem de yolsuzluk ve diğer skandalları unutturmayı hesaplaması da olası. Nitekim polis son olaylarda hep son anda müdahale etmiş, başlangıçta saldırganlara göz yummuştur.
Diğer olasılık ise BDPye masadan kalkma mesajının verilmek istenmesidir.
Her durumda, bu ilkel saldırılardan ilk elde hükümet sorumludur.
Bir de, bizim de sorumluluk alanımıza giren bir başka boyutu var olanların. Yasak koyuculuk!
HDP binalarına burada size yer yok diyerek saldırıyorlar. Ancak bu yaklaşımın belli kentlerde BDPde hiç olmadığını söylemek mümkün mü? BDPyi bir kenara koyalım, daha birkaç gün önce Mustafa Balbayın ODTÜde konuşma yapması engellenmedi mi? Başka örnekler de var geçmişte. İşin suyu çıktı açıkçası
Bu yasaklama işinde nedir kriter? Kim neye göre karar almakta, bir diğerini engelleme hakkını kendinde nasıl görmektedir?
Örneğin faşizmin, ırkçılığın, gericiliğin meşruiyeti var mıdır? Yoktur. Tarihsel olarak yoktur. Ancak bugün solun bu tarihsel doğruyu hayata geçirmesi mümkün müdür? Büyük ölçüde hayır. Zaten bir dağınıklık yaşanmakta, kimileri faşistleri kimileri gericileri müttefik olarak görmektedir solda.
Fiziki güç kullanımı, bir siyasi hareketin meşruiyetini sorgulamanın en son aşamasıdır oysa. Yasak koydum, konuşturtmam, bugünkü siyasal dengelerde solun uzak durması, en azından özenle karar vermesi gereken bir tavır. İşin gerçeği bugün solun çıkarları konuşma, siyaset yapma hakkının korunması ve geliştirilmesindedir.
Bu faşizmle barışmak anlamına gelmez. Faşizm, ırkçılık ve gericilik, tekrar olacak, gayrımeşrudur. Bugün hükümet de gayrımeşrudur. Bu gayrı meşruluk bir noktada barınamamaya dönüşür, ki hükümet söz konusu olduğunda kimi yerlerde dönüşmektedir de
Bununla birlikte, bugün yasakçı bir kimliğin sola değer katması söz konusu değildir. En anlaşılmayanı ise, sabah-akşam bıktıracak kadar demokrasi diye tutturanların en küçük fırsat bulduklarında her istediklerine karşı despotlaşmasıdır.
HDP Parti Binası açılışı ile başlayan gerginlik yerini çatışmaya bıraktı. Protestocu binlerce kişi HDP ile bağlantısı olduğu iddia edilen bazı işletmelere saldırdı. Polis, saldırıda bulunanlara gaz bombası ile müdahale etti. Olayda çok sayıda yaralı var.
Akşam saatlerinde Sebahat Tuncel ve Gültan Kışanakın da olduğu iddia edilen 5 BDP otobüs konvoyu Fethiyeye doğru yola çıktığı haberiyle birlikte, binlerce kişi tabelası indirilen HDP binası girişinde toplandı. Buna bir de Fethiyedeki bazı işletmelerin HDPye destek verdiği iddiaları eklenince korkulan oldu ve Fethiye karıştı. Barikat kuran çevik kuvvetin sert tepkisi de eklenince polisle göstericiler çatışmaya girdi.
HDP Parti binasının açılışını protesto eden yaklaşık 2 bin kişilik grup ile polis arasındaki çatışmalarda polis gaz bombası kullandı. Polisin biber gazıyla müdahale ettiği olaylarda yaralılar için bölgeye ambulanslar sevk edildi. Öfkeli kalabalık tarafından AKP seçim araçları taş yağmuruna tutuldu, Başbakan Erdoğanın afişleri parçalandı.
Protestolar sırasında gaz bombası atan polise Tayyipin Uşakları sloganlarıyla karşılık veren göstericiler, Erdoğanın afişlerini parçaladı. AKP seçim araçları da taş yağmuruna tutuldu. "Şehitler ölmez vatan bölünmez", Mustafa Kemalin Askerleriyiz sloganları atan kalabalığa gaz bombasıyla polis müdahale etti. Polis ile göstericiler arasındaki çatışmalar ise gece geç saatlere kadar sürdü.
İŞÇİ PARTİSİ'NDEN İDDİALARA YANIT
Fethiyede yaşanan gerginlik üzerine HDP ilçe başkanı Zekeriya Çaylı yaptığı açıklamada Burada yaşananların arkasında başrolde İşçi Partisi vardır. Mustafa Kemalin Askerleriyiz diyen de vardı, Allahu Ekber diye bağıranlarda. Açıkça İşçi Partisi bu işin içindedir ifadelerini kullanması üzerine, Çaylının açıklamasına İşçi Partisi Genel Sekreteri Serhan Bolluktan yanıt geldi. Bolluk, HDPlilerde dahil tüm yurttaşlarımızı Gladyonun oyununa gelmeme çağrısı yapıyoruz. Biz Gladyoyu 40 yıldır çok iyi tanırız. Türkiye 30 Mart sonrası kanlı bir özerklik planına sürüklenmek istenmektedir. Kanlı sürecin karşısına ilk başta biz dikilriz. dedi.
ÖDP İLÇE FETHİYE İLÇE BAŞKANINDAN OLAYLARA İLİŞKİN AÇIKLAMA
ÖDP Fethiye İlçe Başkanı İdem Erman sosyal medyadan yazdığı mesajlarla Fethiye'deki olaylara ilişkin dikkat çeken açıklamalar yaptı. Erman mesajlarında, olayların büyümesinden kaymakan, belediye başkanı, emniyet müdürü ve garnizon komutanını sorumlu tuttu.
Saldırıların savunulacak hiç bir yanı yok. Bir siyasi partinin, Sivas katliamını andırır biçimde bu şekilde saldırıya uğraması her siyasi görüş tarafından lanetlenmelidir. Üstelik saatlerce süren saldırı sırasında devlet yetkililerinin acizliği de düşündürücü. Sol'un en sıradan eylemlerine kırmızı görmüş boğalar gibi saldırmayı alışkanlık haleni getirmiş güvenlik güçlerinin bu tür faşist saldırılarda nedense ''yetersiz'' kalması da olayın bir başka vahim yönüdür. Bu yetersizlik bilinçli bir şekilde mi ortaya çıkıyor yoksa yerel yetkililerin durumdan vazife çıkarması mı, üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. Ayrıca olayın sadece Fethiye ile sınırlı olmaması, yurdun pek çok yerinde benzer saldırıların olması olayın bir başka vahim yönünü oluşturuyor.
Toplumda bir rahatsızlık var. Bu rahatsızlık birtakım odakların kışkırtmalarıyla bu tür saldırılara dönüşebiliyor.Faşist saldırı olarak niteleyerek bu tip eylemleri lanetlemek olayın sadece bir yönü. Asıl önemli olan toplumda var olan bu 'rahatsızlık''ın bu tür saldırılara zemin oluşturmasıdır. Bu rahatsızlığı ortadan kaldıramadığımız sürece Fethiye benzeri saldırıların olması her zaman potansiyel dahilindedir. Bir küçük kıvılcım, bir küçük kışkırtma yeterli olabiliyor. Fethiye'de ve ülkenin değişik yörelerinde bu tür saldırılar olurken yeri ve zamanı mı bilmiyorum ama, kürt önderliğinin savunageldiği siyasette ülkedeki rahatsızlığı sürekli var eden ve her iki ''taraf''ta da milliyetçiliği tepe noktasına vardıran bir nitelik yok mu?
Bu olayı AKP'nin kürtlere gözdağı olarak niteleyemez miyiz? Cemaat, CHP, MHP üzerimize gelirken sen uslu dur, yoksa halkı üzerine salar, doğu anadolu dışındaki yerlerde örgürlenmeni önlerim demiş olamaz mı? Kalabalık belediye araçlarını kullanarak BDP bayrağını indiriyor ve oraya Türk bayrağı asıyor. AKP desteği olmadan böyle girişmler yapılamaz.
Bu olayı AKP'nin kürtlere gözdağı olarak niteleyemez miyiz? Cemaat, CHP, MHP üzerimize gelirken sen uslu dur, yoksa halkı üzerine salar, doğu anadolu dışındaki yerlerde örgürlenmeni önlerim demiş olamaz mı? Kalabalık belediye araçlarını kullanarak BDP bayrağını indiriyor ve oraya Türk bayrağı asıyor. AKP desteği olmadan böyle girişmler yapılamaz.
Kürt siyasetini savunan partilere saldırılar giderek yaygınlık kazanıyor. Bu olayların perde gerisinde neler olduğunu tam olarak kestirebilmek zor. Ama daha önemlisi, ülkede kışkırtmalara açık bir zeminin oluşmuş olmasıdır. Bu kışkırtmalara, saldırılara karşı çıkılmalıdır, bu konunun tartışılacak bir yanı yok ama, istediğimiz kadar karşı çıkalım, ortada bu tür kışkırtmalara açık bir iklim varsa HDP'nin batıdaki çalışmaları ve örgütlenme çabası bu tür saldırılara da açık olacaktır.
TKP Fethiye İlçe Örgütü, HDP binasına yapılan faşist saldırıyla ilgili bir açıklama yayımladı. Açıklamada, "Fethiyede yaşayan Kürt yurttaşlarımıza sahip çıkmak, ülkemize sahip çıkmaktır" denildi.
(soL - Haber Merkezi) Türkiye Komünist Partisi (TKP) Fethiye İlçe Örgütü tarafından yapılan açıklama şöyle:
"Ülkemiz yöneticilerinin sıkıştıklarında kullandıkları bir yöntemdir linç kampanyalarıyla Kürt düşmanlığı yapmak.
Bu yöntem Fethiyede sivil ve devlet görevlilerinin işbirliği ile bir kez daha kullanılmıştır.
Bilinen şeydir, ülkenin fabrikalarını, arazilerini emperyalizme satan, Ülkemizin derelerini, suyunu, yer altı ve yer üstü kaynaklarını sermayeye peşkeş çeken bakan, başbakan, başı sıkışınca vatana ihanetini örtmek için Kürt düşmanlığı yapar.
Gördük ki; seçimlerde başı sıkışan belediye başkanı, milliyetçi oyları toplamak için sorumsuzca, ülkenin bütünlüğünü tehdit etmek pahasına o tabelayı indirmek boynumuzun borcudur! diyerek aynı şeyi yapmıştır.
Bu oyunu, bu provokasyonu görüyoruz.
Bu ülke bu kadar ucuz değil.
Fethiyede oturduğumuz her evde çay içtiğimiz her kafede bir Kürt emekçisinin alın teri vardır. Fethiyede binlerce Kürt esnaf yaşamaktadır.
Fethiyede yaşayan Kürt yurttaşlarımıza sahip çıkmak, Ülkemize sahip çıkmaktır.
Türkiye Komünist Partisi ülkemizin bağımsızlığı, işçi sınıfının özgürlüğü ve halkların kardeşliği için her sorumluluğu üstlenmeye ve her bedeli ödemeye hazırdır.
Türkiye Komünist Partisi, tüm HDP'lilere ve olaylarda ev ve işyerleri saldırıya uğrayan vatandaşlarımıza, Yurtseverlik bilinciyle, geçmiş olsun dilemekte, dayanışma duygusunu paylaşmaktadır."
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.