1 Mayıs kutlamaları için hazırlıklar başladı. DİSK,KESK,TMMOB ve TTB Taksim, Türk-İş ise Kadıköy'de kutlama kararı aldı
İşçilerin uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs için hazırlıklar başladı. Ancak işçinin, emekçinin bayram kutlamalarında yine birliktelik sağlanamadı. Dört konfederasyon işçi bayramını artık 1 Mayıs meydanı da olarak adlandırdıkları Taksim Meydanında kutlamaya hazırlanırken Türk-İş yine Taksim dışında bir alanı tercih etti.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçi Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) başkanları, 2014 1 Mayıs kutlama hazırlıklarına ilişkin bir basın toplantısı düzenleyerek ayrıntıları paylaşacak.
DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Genel Başkanı Lami Özgen, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı ve TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktanın katıldığı ve DİSK Genel Merkezinde yapılan toplantıda 1 Mayıs için Taksim kararı açıklanacak.
Her yıl kutlamaların merkezi olan İstanbul, bu yıl da tartışmaların odağında yer alıyor. Zira Taksim yasağının ilk sinyali daha seçimler yapılmadan, yani seçilip seçilmeyeceği belli olmadan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaştan gelmişti. Topbaş, hiçbir neden yokken günler öncesinden Çok kalabalık halk kitlelerinin Taksime gelmesi günlük hayatı felç ediyor, kent ekonomisini sarsıyor demiş, kendisine yanıt gecikmeden DİSKten gelmişti.
28 Martta bir televizyon kanalına çıkan Topbaş, 1 Mayıs kutlamalarıyla ilgili yasağın işaretine verdiği açıklamasına DİSKten gelen yanıtta, 1 Mayısın nerede kutlanacağına karar verecek olanın yalnız işçi sınıfı olduğu vurgulanmış, Topbaşın kent ekonomisinin sarsılması ve günlük hayatın felç olması gerekçeleri başlı başına skandal olarak değerlendirilmişti.
Ekonomide üretilen tüm değerlerin işçilerin eseri olduğunun hatırlatıldığı ve 1 Mayısın işçiler için tatil günü olduğunun vurgulandığı açıklamada, 1 Mayısta günlük hayatı felç eden tek gücün işçiler değil silahlarıyla, TOMAlarıyla, barikatlarıyla şiddet gösterisine girişenler ve bu gösteri için tüm ulaşımı durduranlar olduğu dile getirilmişti.
Her yerde bayram
Türk-İş ise dün Ankarada 15.00te yaptığı Başkanlar Kurulu toplantısında 1 Mayıs kutlamaları için daha önce Türk-İş Yönetim Kurulu tarafından alınan İstanbul Kadıköy kararını onayladı. Alınan bilgiye göre, Türk-İşe bağlı sendikalar kitlesel olarak 1 Mayısı Kadıköyde kutlayacak ancak her ilde isteğe göre meydanlarda ya da işyerlerinde kutlama yapılacak.
TKP geçen yıl 1 Mayıs'ı kendi yaptığı organizasyonla Kadıköy'de kutlamıştı. Bu yıl sanırım Taksim'deki kutlamalara katılacak. Belli oldu mu, partiden bir açıklama yapıldı mı; bilen var mı?
Ben Taksim olarak biliyorum. Sanırsam bir açıklama yapılmıştı. Forumda okumuştum ben de. Gezi direnişinden sonra yapılacak ilk 1 Mayıs kutlaması olduğu için öncekilerden çok daha kalabalık olacağını düşünüyorum. Bir provokasyon olmazsa iyi.
İstanbul valisi 1 Mayıs konusunda kendilerine bir başvuru yapılmadığını söylemiş. Başvuru olurlarsa değerlendirip karar vereceklermiş. Hükümet Cemaatle uğraşırken bu yıl 1 Mayıs konusunda bir sorun çıkartacağını sanmıyorum. Başına yeni bir iş almak istemeyecektir.
1 Mayıs'ta Taksim'e ve tüm kentlerde alanlara çağrı
DİSK, KESK, TMMOB, TTB ortak basın açıklamasıyla 1 Mayıs'ta başta Taksim Meydanı olmak üzere ülkenin dört bir tarafında tüm mağdurlarla, yoksullarla, dışlananlarla, işsizlerle, işçilerle, kamu emekçileriyle, mimar ve mühendislerle, aydınlarla, sanatçılarla, kadınlarla, gençlerle, emeklilerle, basın emekçileriyle, 1 Mayıs alanlara çıkma çağrısı yapıldı.
DİSK Genel Başkanı Kani Beko tarafından Şişli'deki DİSK Genel Merkezi'nde yapılan açıklamada, "Biz bu ülkenin değerlerini yaratanlar, biz işçiler, kamu emekçileri, hekimler, mimarlar, mühendisler 1 Mayıs'ta Taksim'de olacağımızı ilan etmek için buradayız.
Dileriz 1 Mayıs günü, geçmişte yaşanan 1 Mayıs'lar da olduğu gibi sıkıyönetim ilan edilmez. İşçiler özgür iradeleriyle birlik, mücadele, dayanışma günlerini Taksim alanında yerine getirirler" denildi.
Biz bu ülkenin tüm değerlerini yaratanlar, biz işçiler, kamu emekçileri, hekimler, mimarlar, mühendisler, şehir plancıları olarak emek, eşitlik, özgürlük, barış, adalet, bağımsızlık ve demokrasi için 1 Mayısta Taksimde olacağımızı ilan etmek için buradayız.
Özlemini duyduğumuz bu değerlerle inşa edilmiş bir ülkenin ve hatta bir dünyanın artık çok uzaklarda bir ütopya olmadığının bilinciyle Taksim çağrısı yapıyoruz. Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, barışın, adaletin ve demokrasinin egemen olduğu bir ülkenin kurucu özneleri geçtiğimiz 1 Mayıstan ve özellikle de Hazirandan beri sokaklarda, meydanlarda, işyerlerinde, okullarda, yoksul mahallelerde ayağa kalkıp yüzlerini güneşe döndüler.
Yüzümüzü ağartan bu ışık şimdi işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma gününün arifesinde bize yeniden Taksim yolunu işaret ediyor. Ne istediğimizi bilerek ve artık bu isteklerimizin hayal/ütopya olmadığının farkına vararak yürüyüşümüzü başlattık
Bu yürüyüşümüzün amacı o kadar açık ki
Biz, yıllardır binlercesi iş başında öldürülen işçileriz ve yaşamak için ölümüne çalıştırılmak istemiyoruz.
Biz, simit hesabıyla ne kadar iyi durumda olduğu iddia edilen asgari ücretli işçiyiz, 10 bin asgari ücreti bir ayakkabı kutusuna sığdıranlar tarafından daha fazla aşağılanmak istemiyoruz.
Biz, taşeron çalıştırmayla, özel istihdam bürolarıyla, esnek çalıştırmayla, sözleşmeli personel uygulamalarıyla köleliğe mahkum edilenleriz; fabrikada, okulda, hastanede, atölyede, işyerlerinde, medyada, bankada, plazada, ambarlarda çalışırken yakalarımızın rengiyle, statülerimizle ayrıştırılıp güvencesizlikte birleştirilenleriz; biz kıdem tazminatımız için direnenleriz ve pazarda alınıp satılan bir meta muamelesi görmek istemiyoruz.
Biz, emeğinin karşılığını asgari ücretle yoksulluk sınırında alan, grev ve gerçek toplu sözleşme hakkı, örgütlenme ve siyaset yapma hakkı yok sayılan, mezarda emekliliğini sürgünlerde bekleyen kamu emekçileriyiz. En insani ve en temel haklarımızı savunduğumuzda terörist damgası yemek, tutuklanmak değil, bu ülkenin onurlu insanları olarak insanca yaşamak istiyoruz.
Biz, yasalarda örgütlenme hakkı, mahkemede şikâyeti, devlet katında sözü yok sayılan milyonlarız; kendi kaderimizin bir avuç insanın dudaklarının arasında olmasını istemiyoruz.
Biz, sesimizi, isteklerimizi, taleplerimizi haykırdığımızda polis destanıyla, adalet sarayıyla, yasakla, sürgünle, sansürle, panzerle, TOMAyla, copla, gaz fişekleriyle, hapishanelerle, tabutluklarla karşılaşan bir halkız; artık susmak, kader diyerek boyun eğmek istemiyoruz.
Biz, kırmızılı kadınız, şiddet mağdurlarıyız, namus diye öldürülenleriz, sermayeye ucuz işgücüyüz; kadını daha ucuza, daha güvencesiz çalıştıracak istihdam paketlerini istemiyoruz.
Biz, bu ülkenin çocuklarıyız; Roboskide devletin bombasıyla, Okmeydanında devletin gaz fişeğiyle vurulup öldürülmek istemiyoruz. Ve biz o çocukların aileleriyiz, kan parası verilip susturularak acımızla alay edilmesini de, seçim mitinglerinde yuhalatılmayı da istemiyoruz.
Biz, kâr için, rant için deresi kurutulan, toprağı zehirlenen köylüyüz, mahallesinden sürülen yoksul emekçiyiz, inşaat çılgınlığıyla güneşi, parkları, ağaçları çalınan kentliyiz; kendi yaşadığımız mekânlar üzerinde söz hakkımızın olmadığı bir düzen istemiyoruz.
Biz, savaşa ikna edilmek için üzerine 7-8 füze fırlatılması planlanan bir ülkenin yurttaşlarıyız; bin kere hayır, iktidardakilerin gücünü arttırmaktan başka bir anlamı olmayan savaşlarda ölmek, sakat kalmak, bedel ödemek istemiyoruz. Kürt sorununun savaşla çözülmeyeceğini yıllarca büyük bedeller ödeyerek görenler olarak kardeşlerimizle, komşularımızla savaşa hayır diyoruz!
Biz, bu ülkenin bütün ötekileriyiz; dinimiz, mezhebimiz, dilimiz, kültürümüz, cinsiyetimiz nedeniyle ikinci sınıf yurttaş muamelesi görmek, yok sayılmak, ayrımcılığa maruz kalmak istemiyoruz.
Bizler bu ülkenin sanatçılarıyız, bilim insanlarıyız, gazetecileriyiz, aydınlarıyız; ne düşüneceğimize, ne söyleyeceğimize, neyi araştıracağımıza iktidarın müdahale etmesini istemiyoruz. Zihinlerimizin ve düşlerimizin sansürle, baskıyla, işsizlik tehdidiyle terbiye edilmeye çalışılmasını kabul etmiyoruz.
Ve biz Ali İsmailiz, Ethemiz, Ahmetiz, Abdocanız, Mehmetiz, Medeniyiz, Hasan Feritiz, Berkiniz Biz başka bir dünya isteriz. Ve o dünyayı ancak ve ancak kendi ellerimizle kuracağımızı biliriz.
İşte bu nedenle biz, hepimiz, başta Taksim 1 Mayıs Alanı olmak üzere ülkenin dört bir tarafında tüm mağdurlarla, yoksullarla, dışlananlarla, işsizlerle, işçilerle, kamu emekçileriyle, mimar ve mühendislerle, aydınlarla, sanatçılarla, kadınlarla, gençlerle, emeklilerle, basın emekçileriyle, 1 Mayıs alanlarında olacağız.
1 Mayıs alanlarını, milyonların adalet isteğinin kürsüleri haline dönüştüreceğiz ve taleplerimizle, rengarenk bayraklarımızla, türkülerimizle, halaylarımızla, tarihten gelen ve uluslararası hukukun onayladığı hakkımızı kullanarak Taksim 1 Mayıs Alanında olacağız.
Taksim, Türkiye işçi sınıfının kalbinin çarptığı meydan!
Taksim, 2014 1 Mayısını beklerken, Taksim kaçaklarını Kayseri ve Kadıköy bekliyor. 2014te kazanacak olan Taksim 1 Mayısı iradesi olacaktır.
İşçi sınıfı Taksime, Türk-İş Kadıköye!
Taksim, 2014 1 Mayısını beklerken, Taksim kaçaklarını Kayseri ve Kadıköy bekliyor.
AKPnin Taksim 1 Mayısına yönelik aldığı yasak kararının ardından, sendika konfederasyonları da tutumunu netleştirmeye başladı. Sermaye sınıfına ve AKPye hizmet etmeye devam ettiğini ilk açıklayan Hak-İş Konfederasyonu oldu. Kayseride merkezi 1 Mayıs kararı aldığını açıklayan Hak-İşi Türk-İş takip etti. KESK ve DİSK ise 1 Mayısta Taksimde olacaklarını duyurdular.
Türk-İş yaptığı yazılı açıklamayla AKP karşısında hazırolda durup sayım vereceği yerin Kadıköy olduğunu ilan etti. Türk-İş yaptığı açıklamada şunları söyledi: Kutlamaların merkezi düzeyde aynı yerde kutlanması yönünde geçmiş dönemde emek örgütleri birlikte karar almış ve bu kararlarını en geniş katılımla başarılı biçimde hayata geçirmiştir. Ancak bu yıl, işçi konfederasyonları arasında herhangi bir ön görüşme ve toplantı yapılmadan bazı açıklamalarda bulunulduğu ve kararlar alındığı görülmüştür. Bu gelişmeleri değerlendiren Türk-İş Başkanlar Kurulu, 2014 yılı 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününün merkezi kutlamasının İstanbul Kadıköy Meydanında ve ayrıca tüm illerde Türk-İş öncülüğünde ve girişimiyle yapılmasını kararlaştırmıştır. Türk-İş Başkanlar Kurulu, 1 Mayıs nedeniyle yapılacak kutlamalara, toplumun emek ve demokrasiden yana tüm kesimlerini davet etmekte, destek ve katılımlarını beklemektedir.
Türk-İşin bu açıklamasında geçen, geçmiş dönemde emek örgütleri birlikte karar almış ve bu kararlarını en geniş katılımla başarılı biçimde hayata geçirmiştir cümlesi ise tümüyle çarpıtmadan ibarettir. Zira Türk-İşin Taksim 1 Mayısına katılımı, sınıftan gelen bir basınçtan ve Taksim yolunun dişe diş bir mücadeleyle açılmış olmasından kaynaklıdır. Türk-İş konfederasyonunun teşrif ettiği Taksim 1 Mayısı, Taksimin kazanıldığı 2010 1 Mayısıdır.
İşçi sınıfına her yer Taksim, Türk-İşe tek yer Kadıköy!
Taksim 1 Mayısı geniş sınıf bölüklerinin gündemine girdiği ve dişe diş çatışmalara sahne olduğu 2007den 2009a kadar üç yıl boyunca, Türk-İş tercihini Taksimden kaçmak olarak yapmıştır. Bu üç yılda Türk-İş, peşine taktıklarıyla birlikte 1 Mayıs alanı seçtiği Kadıköyü mesiresi yerine çevirmiştir.
İstanbul sokaklarında her yerin Taksim olduğu yıllarda Türk-İşin aldığı Kadıköy tercihini, 2014 1 Mayısında da tekrarlıyor olması tesadüf değildir. Haziran Direnişinin bir yıl sonrasındaki 2014 Taksim 1 Mayısının politik öneminin ne kadar fazla olduğu ortadadır. Türk-İşte Hak-İş gibi tümüyle politik bir tercih yapmaktadır.
2014 Taksim 1 Mayısı bir kez daha iki ezeli sınıfın, işçi sınıfı ve burjuvazinin hesaplaşma alanı olacak. AKP şahsında hayat bulan düzen gericiliği, karşısında güçlü bir kamp yarattığının bilinciyle Taksimden daha fazla korkmaktadır. AKPde bilmektedir ki Haziranda yapılan başlangıcın süreceği kavga alanlarının başında Taksim 1 Mayısı gelmektedir. Bu nedenden kaynaklı ayaklar baş olursa kıyamet kopar korkusu onları her zamankinden daha fazla telaşlandırmaktadır.
Yandaş sendikalar, denetimi altında tuttukları sınıf bölüklerini Taksimden uzak tutarak kendilerine verilen görevi yerine getirmeye çalışıyorlar. Ancak ilk defa denemedikleri bu yöntemde dün nasıl başarılı olamamışlarsa, bugün de olamayacaklardır. Taksim, Türkiye işçi sınıfının kalbinin çarptığı meydandır.
2014te kazanacak olan Taksim 1 Mayısı iradesi olacaktır.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile görüşen işçi sendikaları konfederasyonlarının liderleri, Vali'nin kendilerine Taksim Meydanı dışında bir meydan önerdiğini ve uzlaşma sağlanamadığını açıkladı.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile görüşen işçi sendikaları konfederasyonlarının liderleri, Vali'nin kendilerine Taksim Meydanı dışında bir meydan önerdiğini; kendilerinin ise Taksim için ısrar ettiklerini açıkladılar.
DİSK Başkanı Beko: Bizim için 1 Mayıs alanı Taksim'dir. 3 yıl barış içinde kutlanan 1 Mayıs bu yıl da kutlanır. AİHM'in bağlayıcı kararı var
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ise, 1 Mayıs için Yenikapı Meydanı'nı önerdiklerini açıkladı.
Hükümet ortamı yine gerginleştirmeye çalışıyor. Taksim'in işçi sınıfının ne anlama geldiğini bir türlü kabullenemiyorlar. Böyle giderse yine olaylı, gazlı, tomalı ! Mayıs yaşanacak demektir.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.