SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Biz diktatöre diktatör deriz!           (gösterim sayısı: 3.288)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
denizcan
[ devrimci ]

Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 24.12.2013
İleti Sayısı: 2.431
Konum: Trabzon
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: denizcan
Konu Tarihi: 25.01.2015- 11:33


Biz diktatöre diktatör deriz!

"Emperyalizmin ve sermaye sınıfının çıkarları için, 12 Eylül askeri darbesiyle yaşama geçirilen ülkemizdeki dönüşümün sonucu işte böyle bir gerici rejim olmuştur. Böyle bir rejimin yönetim biçimi ise diktatörlüktür! Lafı hiç uzatmadan bu tablonun adı konulmalıdır. Diktatöre diktatör denmelidir!"

Resim Ekleme

Adını koymak gerekir. Bugün Türkiye’de yeni bir rejim vardır ve bu rejim AKP ile tek partide, AKP içinde bir ekibin yönetiminde ve bu yönetimin başında bir aile şirketi gibi davranan Recep Tayyip Erdoğan'ın kişiliğinde somutlanmaktadır. Bu rejim, gerici, işbirlikçi ve emek düşmanı karakteri kadar, aynı zamanda, tek adamcılıkla yönetilmektedir.

2002 yılında iktidara gelen AKP’nin zeminini iyi anlamadan bu süreci doğru okumak mümkün değildir. 1945’lerden sonra dünya emperyalist sisteminin girdiği yönelimle doğrudan bağlantılı olarak Cumhuriyet rejimi, anti-komünist bir yapılanma ile kendini var etmiş, bu durum ülkemizde gericiliğin desteklenmesi ve önünün açılması ile devam etmiştir. İslamizasyon kelimesi ile ifade edilebilecek bu sürecin en önemli dönüm noktası 12 Eylül askeri cuntası olmuştur. Askeri darbe, sermaye sınıfının çıkarları ile emperyalizme bağımlılığın ihtiyaçları doğrultusunda bir bileşkeyle ortaya çıkan ve 24 Ocak kararları olarak bildiğimiz neo-liberal ekonomik kararların hayata geçirilmesi için yapılmış, emekçilerin daha fazla sömürülmesinin yolu olarak solun ve ilerici dinamiklerin bitirilmesi amacını gütmüştür. Türk-İslam sentezi ile yeni bir ideoloji tarifi tam da bu zamanda devreye sokulmuş, zorunlu din dersleri, imam hatip okullarının açılması, Kuran kurslarının yaygınlaştırılması, tarikat ve cemaatlerin korunup kollanması ile hayata geçirilmiştir.

Ülkemizde AKP’nin zeminini işte bu gerçeklik oluşturmaktadır.

12 Eylül darbesinden hemen sonra atılan bu adımlara paralel düzen krize girmiş, 1990-2000li yıllar bir fetret devri olarak yaşanmış, ordu yine kılıcını çekerek bu tabloyu AKP için düzeltmiştir. 2001 ekonomik krizinin ertelenmesi sonrası iktidara gelen AKP, bu zemin üzerinden toplumsal bir güç elde ederek iktidarını korumuş gözüküyor.

Ülkeyi, sınıfsal olarak değil de devlet ve toplum arasında bir çelişki olarak okuyan liberal tezler, AKP sürecini yetmez ama evet diyerek meşrulaştırmış, bu dönemde özelleştirme kutsanmış, devletin küçültülmesi söylenmiş, cemaatler sivil toplum kuruluşu sayılmış, ekonomik liberalizasyon demokrasi olarak sunulmuş, derin devletle mücadele adıyla hukuksuzluk ve hak gaspı görmezden gelinmiş, türban din özgürlüğü olarak propaganda edilmiş ve ülkemiz adım adım bu noktaya getirilmiştir.

Bugün geldiğimiz yerde ne özgürlük, ne demokrasi ne de refah ortaya çıkmış, tersine, bugün AKP iktidarıyla birlikte ülkemizde gericilik, baskı, hukuksuzluk alıp başını gitmiştir.

Ülkemizde bugün diktatörlük vardır. Gelinen sürecin özeti budur. İleri demokrasi hayalleri kuranlar diktatörün iki dudağından çıkacak sözlere bakmaktadırlar bugün.

Bakanlar Kurulu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Kaç-AK Saray’da toplanmasının adı budur. Başkanlık sistemine geçişle birlikte tek adam yönetimi.

Bu açıdan Cumhurbaşkanı’nın başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu toplantısı sembolik ve geçici bir uygulama olarak görülmemelidir. Bu toplantı, gerici AKP iktidarının kurduğu yeni rejimin nasıl yönetildiğinin somut göstergesidir.

Emperyalizmin ve sermaye sınıfının çıkarları için, 12 Eylül askeri darbesiyle yaşama geçirilen ülkemizdeki dönüşümün sonucu işte böyle bir gerici rejim olmuştur.

Böyle bir rejimin yönetim biçimi ise diktatörlüktür! Lafı hiç uzatmadan bu tablonun adı konulmalıdır. Diktatöre diktatör denmelidir!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Kaçak
[ ]
Üye Silindi
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi:
İleti Sayısı: 0
Konum: Gizli
Durum: üye silinmiş
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Cevap Yazan: Kaçak
Cevap Tarihi: 26.01.2015- 09:45


Çok güzel!.. Sonunda Esad'a diktatör demenize sevindim. :)



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Benzer konu yok
Etiketler   Biz,   diktatöre,   deriz
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS