ütopik sosyalizm bilimsel sosyalizm,
marksla engels kendi sosyalizmlerini öncekilerden farkını ortaya koyuyorlar.
hakkı bilimsel sosyalizmin marksla ne ilgisi var diyor.
-------------------------------------------------------------
Hakkı demiş.
Sosyalizm Marx a ait bir şey değildir onu iddia edeler anarşistlerdir Marx sadece o iddiaları eleştirmiş karşı çıkmıştır ona tarihsel ekler yapmış bir sınıfı toplumdan direk sınıfsız topluma geçilemeyeceğini söylemiş onun için en alt sınıfın egemenliği olan işçi sınıfı devletini araya sokmuştur.İşçi sınıfın ve bütün sınıfların ortadan kalkması için üretici güçlerin gelişmesi şartını koymuştur. Bu şu anlama gelmektedir çalışma zorunlu olmaktan gönüllü olmaya geçiş İnsan ve doğa arasındaki kardeşlik.
Ve bunu araya sokarken bir önceki sınıflı toplumdan çok şeylerin alınacağını anlatmıştır. Marx sosyalizm hakkında bütünü içine alan bir kitap yazmamıştır. Varsa bana adını verin okuyayım
iyice anladım, senin kafan bir hayli karışık. biz ne diyoruz sen ne diyorsun, bilimsel sosyalizmin marksla ilgisinin olmadığını söyleyen sen değil misin, bunu söylemedin mi.
Marxı idolojiye sıkıştırmışsınız birde bilimsel eki ekliyorsunuz,
Marx idolojilere meshep dediğini biliyormusunuz siz nasıl Marxın karşı olduğu bir şeyi marxa yakıştırıyorsunuz.
Kutsallar bu sofraya gelmesin. Burada kutsalların işi yoktur.
-----------------------------------------------
owert merhaba.
Ara sıra uğra buralara.
Bunları gördükçe 10 yıl önceki halimi hatırlıyorum. Ne yazık ki bizde 10 önce böyle idik. Bir şeye inanmıştık hep kutsallarımız vardı.
O tarihlerde biri ile bir şey tartışıyoruz adam bana yeni dünyayı anlatıyor ben hep aynı yerde çakılıyım adam çok çaba harcadı adam değişik yollarla günü anlatmaya çalışıyor ben adamı suçluyorum. Ne yaparsa yapsın bana bir adım attıramadı. Şu an o adamı gördüğümde hala utanıyorum.
O zaman düşünüyorum ama çıkış yok bulamıyorum. Çünkü hiç bir suçu ben üslenmiyordum hep başkası suçlu. Eğer yürükoğlunun yazdıkları olmasa idi hala ben o dönemki ben olurdum.
Ve bir arkadaşımla karar verdik yeniden okuyacaktık öylede oldu
Sonuç ilk eleştirimi kendime sonra örgütüme daha sonra inandıklarıma yaptım.
Şimdi artık inançsızım. Kutsalın olmadığını her kesin yanlış yapabileceğini yanlışını en çabuk fark eden ve yeniden başlayanın başarılı olacağını anladım.
Şimdi Lenin,i daha iyi anladığımı sanıyorum Halbuki 10 yıl önce daha çok Lenist tim. Hatta şimdi Leninist bile değilim.
Arkadaşım biraz samimi ol, kendni farklı göstermeye çalışma. Bunun zararını sen görürsün, bir adım ilerleyemezsin. Leninist olmadığın zaten belli. Eskiden neydin bilmem. Ama marksist olduğunu söylerken burada bu yorumları yapıyorsan sen eskiden de böyleydin, ne marksistsin, ne leninistsin. Sosyalist ideolojiyi bir marksizmle ilişkilendirmeyen biri sosyalist ideoloji konusunda hiç bir özümsenmiş bilgiye sahip değildir. Bilimsel sosyalizmin devrim, parti, proleterya, sınıfsız toplum bütünselliği olduğunu kavramadan bu konuda ne söylersen söyle boştur. ''Ben eskiden neydim biliyor musunuz'' dediğinde şimdi söylediklerine bir haklılık ve doğruluk mu vereceğimizi sanıyorsun? Nette ''ben neydim be'' demek ş''şimdi hiç bir şeyim ama eskiden çok şeydim'' demeye çalışmaktır. Geç artık bunları. Burada belirli başlıklarda tartışıyoruz, kimse kimseye geçmişini sormuyor, öğrenmek de istemiyor, öğrenmek isteyen özelden yazışır.
Siz burada kavga edecek adammı arıyorsunuz. ? Marx benim düşüncelerim ideoloji değildir demiş. Ama siz burada Marksizmi ideoloji olarak sunuyorsunuz . Marksizim denilen ki marxta bunum kendine dememiş, diyenler olmuş ne yapacağız şimdi ağzına bitane çakıp susturacakmıyız.
Marx'ın dünyayı kavrayışı bir düşünme biçimidir.
Hadi bakalım madem o kadar marxtan bahsediyorsun . Şu marksın bilgi edinme yöntemini bize ama herkesin anladığı biçimde yani bir işçinin anlayacağı ve anladığından anlatacağı hah brova be diyeceği biçimde bize öğretsene . Bizde gidelim işçiler ya da halka anlattığın yöntemle anlatalım . Buyrun. madem o kadar marxı anlamış birisin bize de anlat o zaman bizde anlayalım.
Marks ''benim düşüncelerim ideoloji değildir'' dememiştir. Dediyse bunu alıntıyla gösterirsin. Marks kendi döneminde ideolojiye olumlu bir anlam vermemiş ve yanlış bilinç olarak tarif etmiştir. Bunun nedeni kendi dönemindeki ütopik sosyalizmin yanlışlığını bilime ağırlık vererek yanlışlamaktı. Yaptığı buydu ve kapitalizmin derinliğine araştırılmasının nedeni de buydu. Bu tahlilin bilimsel olması gerekiyordu ki, savunduğu komünizmin önceki sosyalistlerden farklı bir çizgisi olsun. Ortaya çıkardığı sosyalizmin bilimselliği budur, bu çalışmalardır. Dünyanın dört bir yanında ütopik sosyalizmin yerine Marks'ın sosyalizmi savunuluyorsa bu nedenledir. Marks'ın sosyalizmine bu yüzden bilimsel sosyalizm denir. Bilimsel sosyalizmin önder gücü bu nedenle proleteryadır. Devrime ve devrimden sonraki dönemde proleterya diktatörlüğünün önemi de yine Marks'ın çalışmaları nedeniyledir. Burada bu gerçekleri reddederek ''marksist'' olduğunu iddia eden birine de ''sen marksist değilsin'' demek marksizmi ve bilimsel sosyalizmi savunmanın gereğidir. Kendilerini marksist veya komünist olarak tanımlayanların da ayrıca görevidir. Rahatsız olanlar, rahatsız olacak diye ben bu tavrımdan vazgeçmem. Bu konudan sen neden rahatsız oldun anlamadım. Sen de mi aynı kafadasın?
Burada bu gerçekleri reddederek ''marksist'' olduğunu iddia eden birine de ''sen marksist değilsin'' demek marksizmi ve bilimsel sosyalizmi savunmanın gereğidir. Kendilerini marksist veya komünist olarak tanımlayanların da ayrıca görevidir. Rahatsız olanlar, rahatsız olacak diye ben bu tavrımdan vazgeçmem. Bu konudan sen neden rahatsız oldun anlamadım. Sen de mi aynı kafadasın?
-------------------------------------------------
Bende sana sen sınav mekanı değilsin diyorum.
Sizin gibi düşünenler bana marxist derse o zaman kendimden şüphe ederim. Bilgilerimi yeniden kotrol etmem gerekecek. Sizlerin bana marxist değilsin demesi benim doğru yolda olduğumun kanıtıdır.
Ama şu rahatsızlık meselesi senden ve senin gibilerden rahatsız olmayız merak etme çünkü bayağı kalabalıksınız. Zaten siz kalabalık olduğunuz için bu ülkede devrimci hareketlerde yaprak kımıldamıyor.
Leninistliğe gelince sorsalardı Lenin e o da Leninist olmaz dı. E Lenin hangi ist tense bize de onun ist in den olmak düşer. Nede olsa ustamız.
Bilimsel sosyalizm ne güzel kelime acaba altı nasıl dolacak içinde işçi sınıfı demokrasisi bile olmadan.
Halbuki burjuva demokrasisinden daha demokratikti
İşçi sınıfı iktidar ama işçi sınıfı bürokrasinin kölesi durumunda. Bu mu bilimsel sosyalizm ve işçi sınıfı iktidarı.
Birde marxı o bürokratik diktatörüğün bataklığına sokuyorsunuz
İşte size benzememenın ne kadar güzel olduğu ortada.
Siz burada kavga edecek adammı arıyorsunuz. ? Marx benim düşüncelerim ideoloji değildir demiş. Ama siz burada Marksizmi ideoloji olarak sunuyorsunuz . Marksizim denilen ki marxta bunum kendine dememiş, diyenler olmuş ne yapacağız şimdi ağzına bitane çakıp susturacakmıyız.
marksizmin sosyalist ideoloji ile ilgisinin olmadığını mı söylüyorsunuz. bütün dünya yanlış biliyor siz mi doğru biliyorsunuz, marksist, sosyalist, komünist olmayanlar böyle bir şey iddia edemiyor, siz ideoloji olmadığını söylüyorsunuz. bunları neye dayanarak ileri sürüyorsunuz, biraz anlatın anlayalım.
İdeoloji nedir? (Felsefe)
Toplumdaki maddi ilişkiler tarafından, özellikle üretim ilişkileri tarafından koşullanan, belirli sınıf çıkarlarını dile getiren ve insanın, düşüncesini, duygularını ve eylemlerini etkileyip, kendi doğrultusunda görüşler ve değer yargıları yaratmaya ve davranış normları koymaya yönelik toplumsal-politik, felsefi, dinsel, sanatsal, hukuksal, ahlaksal vb. - fikirler sistemi.
İdeoloji sınıfsal karakter taşır. «Egemen sınıfların fikirleri her çağda egemen olan fikirlerdir, yani topluma maddi bakımdan egemen olan sınıf, ona aynı zamanda manevi bakımdan da egemendir. » (Marks)
Bir sınıfın ideolojisinin biçimi ve içeriği, o sınıfın tarihsel olarak belirlenmiş bir toplum içindeki konumu tarafından, özellikle de üretim araçlarının mülkiyeti ile o sınıf arasındaki ilişki tarafından koşullanır burada şu genel ilke geçerlidir: Tüm sosyalizm-öncesi ideolojiler, nesnel toplumsal ilişkilerin nispeten doğru bir yansısını ancak belirli bir sınıfın politikası sınırları içinde kalarak oluştururlar bunun yanı sıra, çarpıtıcı öğelerle mevcut toplumsal ilişkileri haklı gösterme gayretkeşliklerini içlerinde barındırırlar.
Örneğin yükselme dönemindeki burjuvazinin ideolojisinde, burjuvazinin sınıf çıkarları, tüm toplumun ortak çıkarlarıymış gibi gösterilir burjuvazinin sınıfsal amaçlarına ulaşması, sanki baskı altında bulunan ve sömürülen tümsınıfların ve katmanların sınıf çıkarlarının gerçekleşmesiymiş gibi gösterilir. İktidarı ele geçiren sömürücü sınıf, toplumsal gelişmenin yol almasına bir engel haline geldikçe, ideoloji onun çağdışı kalmış egemenliğini koruma görevini üstlenir. Bunu yaparken de, baskı altında bulunan ve sömürülen sınıfın ideolojisine karşı savaşım yürütür ve mevcut ilişkilerin değişmez oldukları inancını yaymaya çalışır.
İşçi sınıfının ideolojisi ise, diğer tüm ideolojilerden farklı olarak, bilimsel temellere dayanır açıkça taraflıdır ve pratik-devrimci eylemin yol göstericisidir. Bu ideoloji, işçi sınıfının tarihsel görevini bilimsel olarak dile getirir. Bu ideolojinin belirgin özelliği, kapitalist toplumu, dolayısıyla uzlaşmaz çelişkiler taşıyan sınıflı toplumu aşmak ve sosyalist ve komünist toplundan kurmaktır. İşçi sınıfı, bu görevi toplumsal hareket ve gelişme yasalarının bilgisine sahip olduğu için yerine getirebilir.
Sosyalist ideoloji, yani Marksçılık-Lenincilik, bilimsel bir çabanın ve bunun yanında sınıf savaşımından edinilen pratik deneyimlerin sonucu olarak, Marks, Engels ve Lenin tarafından ortaya konmuştur. Bu ideoloji, maddi bir güce dönüşebilmek için, devrimci parti tarafından işçi sınıfına mal edilmelidir. İşçi sınıfı, ancak o zaman, tarihsel görevini yerine getirebilecek duruma gelir ve Marksçı-Leninci parti sayesinde gerekli birliğini sağlar.
İşçi sınıfı, öncülük rolünü gerçekleştirerek, sosyalist toplumu kurma ve komünist topluma adım adım geçme süreci içinde, sosyalist ideolojiyi geliştirip onu tüm emekçi halkın ideolojisi haline getirir. Sosyalist ve komünist toplumların nesnel yasaları, ancak insanların bilinçli eylemleri içinde uygunlanma alanı buldukları için, insanların sosyalist eğitimi ve Marksçılık-Leninciliğin öğretilip benimsetilmesi, sosyalist ve komünist toplumların toplumsal ilişkilerinin hem temel koşulu, hem de zorunlu sonucudur. Emperyalizmin ortadan kaldırılması için, sosyalist toplumun ve komünist toplumun kurulması için verilmekte olan savaşım boyunca sosyalist ideoloji, sürekli olarak zenginleşip gelişir.
Burjuva ideolojisi ile sosyalist ideoloji arasında uzlaşmaz bir savaşım süregitmektedir işçi sınıfının ideolojik savaşımının ihmal edilmesi demek, burjuva ideolojisinin güçlenmesi demektir. Gerici ideolojilerin, sosyal-demokratlığın ve revizyonizmin tüm çeşitleri, -açık veya gizli şekilde- anti-komünist içeriklerle bezenmişlerdir. Günümüzde sosyalizm ile emperyalizm arasındaki sınıf savaşımı, doruk noktasına ulaşmıştır. Bu savaşımın öğrettikleri, Lenin’ in şu saptamasının doğruluğunu bir kez daha göstermektedir: «. ya burjuva ideolojisi ya da sosyalist ideoloji. Bunun ortası yoktur. Bu yüzden sosyalist ideolojinin her küçümsenmesi ve ondan her sapma, doğrudan doğruya burjuva ideolojisinin güçlenmesi demektir. »
Konu ne kadar saçma bir yere gelmiş, neredeyse ''marks sosyalist değildir'' denilecek! Tek bir açıklaması var bunun, arkadaşlar tartışma süresinde çok dağılmışlar, ne söylediklerinin farkında değiller.
Konu ne kadar saçma bir yere gelmiş, neredeyse ''marks sosyalist değildir'' denilecek! Tek bir açıklaması var bunun, arkadaşlar tartışma süresinde çok dağılmışlar, ne söylediklerinin farkında değiller.
Bence de normal olmayan bir tartışma süreciydi, siz ''neredeyse marks sosyalist değildir'' denilecek demişsiniz ama aslında onu söylüyorlar. Söyledikleri o anlama geliyor ve farkında değiller. Bence bunun da nedeni tartışma boyunca ''dağılma'' yaşanması. Bir de söz meclisten dışarı, yapılan yorumların ''marksizmin bilimsel ideolojisine aykırı'' eleştirilerinden duyulan rahatsızlık. Bence bu rahatsızlık dağılmayı getiriyor ve normal koşullarda hiç söylemeyeceklerini bu nedenle söyleyiveriyorlar.
Arada bir karşıma çıkan eski tartışmaları okumaya çalışıyorum. Bu başlık da onlardan biri ve sanıldıı gibi bir iki arkadaşımızın ''bilimsel sosyalizm diye bir şey yoktur'' sözü yaygın bir inanıştır. Her savunanın farklı farklı gerekçeleri elbette vardır ama daha çok dönemin yerleşik iklimiyle olduğunu düşünüyorum. Özellikle reel sosyalizmin çözülüşüyle birlikte sosyalist düşünceye-kurama liberal girdilerin eklenlenmesi çabalarının bir sonucu gibi geliyor bana bu ''bilimsel sosyalizm diye bir şey yoktur'' ezberi. Yakın bir zamanda bile bu sözü dillendiren ve hararetle savunan kişiler tanıyorum ve çoğu da örgütlü bir yapının içinden geliyor ve örgütlü olmanın verdiği bir cesaretle bu sözü söyleyebiliyorlar. Şaşırtıcı. Bu durum bir yandan da sosyalist partlerimizin içine alıp kadrolaştırdığı kişilere sosyalist kuramın en temel doğrularını bile benimsetemedikleri gerçeğini de ortaya koymakta. Sadece bu konuda da değil, çok uzun zaman bir sosyalist partimiz içinde bulunmuş ve sonra da ayrılmış bir arkadaş tanımıştım, o da Kürt sorununda çok farklı bir söylem içinde bulunduğunda şaşırmış ve bu durumu kendisine sormuştum. Verdiği yanıt ''ne yani insanlar düşüncelerini değiştiremezler mi?'' şeklindeydi.
Marks ve Engels öncesi sosyalizm idealist bir yoruma dayanır ve savunanların iyi niyetinden ve insancıllığından başka bir özelliğe dayanmazdı. Ama sosyalizm sözcüğü o zamanlar da kullanılırdı. Marks ve Engels savunageldikleri ve sistematik hale getirdikleri sosyalizme onlardan farkını ortaya koymak için komünizm adını vermişler ve sonuçta sosyalizm düşüncesini bilimsel bir temele oturtmuşlardı. Hep aynı örneği veriyorum, tıpkı Ç.Darwin'in evrim düşüncesini bilimsel bir temele oturtması gibi. Evrim düşüncesi Darwin'den önce de olmasına rağmen Darwin'in onlardan farkı evrimin doğal süreçlere başlı olarak meydana gelen bir değişim dönüşüm süreci olduğunu ortaya koymasıydı. Bu da ''doğal seçilim''di ve sonradan (bilimsel) evrim kuramı kalıtım konusundaki gelişmelerle birlikte gerçeğin ta kendisi olmayı da başarmıştır.
Sosyalizm konusunda de benzer bir süreç yaşanmış Marks araştırmaları sonucu kapitalizmin özünün sömürü olduğu gerçeğini ve hem de toplumların tarihsel süreç içindeki değişiminde sınıf mücadelesinin başat rolü oynadığını ve ve değişimin bu mücadeleler sonucu meydana geldiğini (bilimsel) olarak ortaya koymuştur. İşte kaynağını Marksizmden alan bilimsel sosyalizmin bilim olduğu gerçeği Marks'ın ortaya çıkardığı bu iki temel yasaya dayanır ve geleceğin sınıfsız ve sömürüsüz ( ve doğal olarak devletsiz) olacağını ileri sürdüğümüz sosyalist ideoloji de bu iki temel yasadan yaptığımız bir ( bilimsel) çıkarım haline gelir. Bilimsel sosyalizm dediğimizde vurgulanmak istenen de budur ve savunageldiğimiz sosyalizmin Marks'ın temellendirdiği (bilimsel) sosyalizm anlayışı olduğu anlaşılmalıır.
Dolayısıyla ''bilimsel sosyalizm diye bir şey yoktur'' sözü sosyalizm ve Marksizm konusunda yetersizlikten ve bilgisizlikten ve ayrıca Marksizme bulaştırılmaya çalışılan liberal esintilerden kaynaklandığı ve gerçeği yansıtmadığı söylenebilir.
Bu ileti en son melnur
tarafından 09.10.2024- 00:59 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Sosyalizm konusunda karıştırılmaması gereken konu sosyalist siyaset konusunda bilimsellik iddiasının abartılı olmasıdır. Sosyalist siyasette bilimsellik en fazla Marksizme göndermeyle ilişkilendirilebilir, bundan ötesi için bilimsel olduğu iddiası doğru değildir.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.