Diyarbakır Newroz'u: Bre ahmaklar ben size 'Eşme Ruhu' dedim
Diyarbakır'da Newroz kutlamaları başladı. Newroz'a katılım geçtiğimiz yılların altında görülürken alanda HDP Milletvekili Hişyar Özsoy, saldırı iddialarının katılımı etkilediğini ancak yine de katılım yüksek olduğunu söyledi. Newroz kürsüsünde Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder "çözüm masası" çağrısında bulundu.
Diyarbakır'da sabah erken saatlerden itibaren Newroz alanına gelişler başladı. Sabah saatlerinde Newroz alanına doğru harekete geçmeye başlayan kitle, 5 ayrı noktada kurulan arama noktalarında bekletilmeye başlanmıştı.
Arama kapıları açıldıktan sonra kitle kapılardan tek tek aranarak alana alınmaya başladı.
Ayrıca polis arama noktalarından sonra Newroz Tertip Komitesi'nin oluşturduğu güvenlik noktalarında da alana giren kitle, tek tek aranarak alana alındı.
Alana girişlerin ardından saygı duruşunda bulunularak kutlamalar başladı.
DİHA'nın haberine göre, Tertip Komitesi adına konuşan Hafize İpek, Kürtlerin özgürlük istediğini belirterek, "Bugün Kürtler bedenlerinde kan dolaştığı müddetçe mücadele edecek" dedi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, "Selam olsun Amed zindanlarında 3 kibrit çöpüyle zulme karşı direnişe duran Mazlum Doğan, selam olsun 90'lı yıllarda bedenini Newroz ateşi yapan Zekiye Alkan'a" dedi. Kışanak, "Bize zulme boyun eğmek yakışmaz. Biz umudu ve barışı temsil ediyoruz. Biz Amediz Amed. Bizim geleceğimiz birlikteliktedir, ırkçılığa karşı faşizme karşı el ele verirsek bu ülkeyi geleceğe taşırız. Biz hazırız, Amed hazır, Türkiye de geleceğe ve özgürlüğe hazır olsun" diye konuştu.
İMC TV'ye konuşan HDP Milletvekili Hişyar Özsoy, saldırı iddialarının katılımı etkilediğini ancak yine de katılım yüksek olduğunu söyledi.
HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit, korku iklimine karşı halkın direnişi sahiplendiği ve Newroz'a katıldığını dile getirdi.
Koçyiğit, bu Newroz'un en önemli mesajının Kürtlerin 2013 Newroz'undaki barış talebinin arkasında olduğunu göstermesi olduğunu söyledi.
Bu bölgenin gerçekliğini bilenler, bu anneleri bir kez görenler evlatlarının bir kısmını dağa, bir kısmını toprağa, bir kısmını Meclis'e gönderdiğini bilirlerdi. Son saldırılarda hayatlarını kaybedenleri Tahir Elçi şahsında söylüyoruz, bu barışı getireceğiz. Sayın Öcalan'la aramızda dağlar, denizler olabilir, bize bir mesajı var, üç yıl birlikte mesai yaptık barış uğruna, daha iyi bir ülke uğruna. Yazdıkları, söyledikleri şeyler bugün bu faşist tecrit zihniyetine rağmen bize ulaşıyor. Muhtemelen iktidara şunu söylerdi, bre ahmaklar ben size Eşme Ruhu dedim, bölgeyi ortak evimiz yapalım dedim, adına Eşme Ruhu dedim siz getirdiniz işi Sur'a, Cizre'ye katlliama varan uygulmalara. Kürt evine giremiyor, Türk evinden çıkamıyor, işte sizin kamu düzeni dediğiniz bu. Oysa barışın hemen eşiğindeydik. Bugün de fazla uzağında değiliz. Açın İmralı'nın yolunu, bir haftada ülkenin çehresini değiştirelim.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş konuşuyor:
Son 3 yılın Newroz'u bize barışın bir hayalden ibaret olmadığını gösterdi. 3 yıldır barış için bize mektup gönderene biz de bu yıl bu mektubu gönderiyoruz. Dolmabahçe'de dile getirilen mutabakata bağlıyız. Bizi birleştirecek olan demokrasi, adalet ilkeleridir. Ülkemizde de, Ortadağu'da da tarihi bir süreç yaşanıyor. Bölgeyi kendi istediği gibi dizayn etmek isteyen çok sayıda uluslararası güç var. Bizim kaderimizi kendi eline almak isteyenler var, Ankara'dakiler tehditleri sayarken bu halkın iradesini de tehdit olarak sayarsa birlik olmak imkansızdır. Birlik olmak istiyorsak demokratik ilkelerde birleşmeliyiz. Ankara'da bu aklın süreci yanlış okuduğu görülüyor. Kürt halkı korkmadan, eşit yaşamak istiyor. Bugün patlayan bombalarla barışı konuşmak kolay değil. Böylesi dönemlerde ilkeli, vicdanlı bir barış çizgisinde olmak doğru olandır. Hepimizi teslim almaya çalışan kaosa karşı sığınabileceğimiz yegane şey barış duruşudur. Bugün Diyarbakır Newroz'u barış edasıyla doldu. Bu mesajın doğru okunması lazım. Hamasetle tehdit ederek siyaset kurulmaz. Öncelikli olarak bomba ve silah seslerinin durmasını sağlamayalıyız, çözüm masası için insiyatif almaya hazırız. Çözüm sürecinden dersler de çıkararak yeni bir sayfa açmalıyız. Bugün Kürt halkı savaş daha da büyüsün diye direnmiyor, barış için direniyor, evet direnerek kazanacağız. Siyasetin bu kadar tıkandığı bir dönemde Amed meydanı bizim önümüzü açıyor.
Sözün bittiği yere gelinsin istemiyoruz. Birgün gelecek özgür günleri direnenlere vereceğiz, inşallah o günü hep birlikte bu meydanda coşkuyla kutlayacağız.
''Sayın Öcalan'la aramızda dağlar, denizler olabilir, bize bir mesajı var, üç yıl birlikte mesai yaptık barış uğruna, daha iyi bir ülke uğruna. Yazdıkları, söyledikleri şeyler bugün bu faşist tecrit zihniyetine rağmen bize ulaşıyor. Muhtemelen iktidara şunu söylerdi, bre ahmaklar ben size Eşme Ruhu dedim, bölgeyi ortak evimiz yapalım dedim, adına Eşme Ruhu dedim siz getirdiniz işi Sur'a, Cizre'ye katlliama varan uygulmalara. Kürt evine giremiyor, Türk evinden çıkamıyor, işte sizin kamu düzeni dediğiniz bu. Oysa barışın hemen eşiğindeydik. Bugün de fazla uzağında değiliz. Açın İmralı'nın yolunu, bir haftada ülkenin çehresini değiştirelim. ''
Kürt halkı size söylüyorum dağdaki siyaset sen anla.
Bu ileti en son owert
tarafından 22.03.2016- 07:46 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Demirtaş'ın ''barış'', ''çözüm'', ''birliktelik'' ve ''Türkiyelileşme'' retoriği artık inandırıcılığını yitirdi. Kandil'in savaş yöntemine doğrudan cephe alınmadıkça ve ''ayrı devlet'' retoriğine karşı inandırıcı bir eylem ve söylem dili geliştirilmedikçe Demirtaş (ve HDP) 7 Haziran öncesindeki ''rüzgarı'' bir daha yakalayamaz. O treni hendek siyaseti savunulduğunda tamamen yitirdi. Kürt hareketi bölgede sıkışmışlık yaşamakta ve buradan bir çıkış siyaseti oluşturamamaktadır. Beklenti, bölgede sınırlar konusunda verilecek emperyalist kararın içinde yer alabilmekten geçiyor ve kürt hareketinin bütün hamleleri de bu beklentiye yöneliktir.
Kandil'in ''savaşı bütün batıya yayacağız ve savaş Erdoğan ve AKP düşene kadar devam edecek'' kesinliğindeki sözleri ile Newroz'da Sırrı Süreyya ve Demirtaş'ın sözleri tam bir uyumsuzluk örneği. Eminim, Erdoğan ve AKP masayı gösterse, HDP güle oynaya o masaya oturacak, Kandil söylemindeki keskinliğinden geri adım atacaktır. Kim demişti; ''fermuar stratejisi'' diye? Bir açılıyor, bir kapanıyor, bir savaş bir ''barış''. AKP kendi çıkarlarına uygun bir siyaseti istediği zamanda dayattığında kürt hareketinden hemen destek görmesi kürt hareketinin içinde bulunduğu sıkışmışlık altında siyaset üretememesinden kaynaklanmakta. Olan sadece Türk ve Kürt yoksuluna olmakta; acıyı, şiddeti, ölümü sadece onlar tatmakta!
Demirtaş'ın ''barış'', ''çözüm'', ''birliktelik'' ve ''Türkiyelileşme'' retoriği artık inandırıcılığını yitirdi.
Kandil'in ''savaşı bütün batıya yayacağız ve savaş Erdoğan ve AKP düşene kadar devam edecek'' kesinliğindeki sözleri ile Newroz'da Sırrı Süreyya ve Demirtaş'ın sözleri tam bir uyumsuzluk örneği. Eminim, Erdoğan ve AKP masayı gösterse, HDP güle oynaya o masaya oturacak, Kandil söylemindeki keskinliğinden geri adım atacaktır. Kim demişti; ''fermuar stratejisi'' diye? Bir açılıyor, bir kapanıyor, bir savaş bir ''barış''. AKP kendi çıkarlarına uygun bir siyaseti istediği zamanda dayattığında kürt hareketinden hemen destek görmesi kürt hareketinin içinde bulunduğu sıkışmışlık altında siyaset üretememesinden kaynaklanmakta. Olan sadece Türk ve Kürt yoksuluna olmakta; acıyı, şiddeti, ölümü sadece onlar tatmakta!
Sn Melnur.
Siz hiç bir fabrikada ta baştan itibaren toplu sözleşme görüşmelerini izlediniz ve sona nasıl gelindiğini takip ettiniz mi. Ben hayatımın 27 yılını işçi olarak ve işçi sınıfı mücadelesi içinde geçirmiş bir insan olarak Kürt hareketine bakıp benzerlikler kuruyorum.
Onları eleştirirken taleplerini konumlarını hedeflerini dikkate alın. Kendinizi de ya Patron ya İşçi olarak konumlandırın.Çok farklı bir şey göreceksiniz eleştirilerinizde çok farklı olacak.
Bir fabrika işçisinin bu süreçte neler düşünebileceğini günlük çıkarları ile ivedi çıkarları arasındaki zamanı iyi düşünün Birde bu olaylara dışardan bakanların nasıl düşündüğünü anlayın
Bence Kürtleri bu günden farklı anlayacaksınız.
İsterseniz o toplu sözleşme sürecinde 1 yıllık 6 aylık görüşmelerdeki piskolojiyi daha sonraki grev aşamasını grev sürecinde işçilerin kullandığı zoru bu zoru hem de kendi sınıfına uygulamasını ve bu süreçler sonunda tekrar masaya oturup imzalana anlaşmayı elde edilen başarıyı ve başarısızlığı sonradan gelen eleştirileri küskünlükleri ve bayram havasını bir gün size anlatayım.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.