Devrimciyiz, dünyanın değişmesinden yanayız, mücadelemiz de hep o yönde ama ilginçtir, neden etrafımızın, özellikle çocukluğumuz ve ilk gençliğimizin geçtiği yerlerin değiştiğini gösteren eski zaman fotoğrafları içimizin burkulmasına yol açar?
Devrimciyiz, dünyanın değişmesinden yanayız, mücadelemiz de hep o yönde ama ilginçtir, neden etrafımızın, özellikle çocukluğumuz ve ilk gençliğimizin geçtiği yerlerin değiştiğini gösteren eski zaman fotoğrafları içimizin burkulmasına yol açar?
Face'te gelen yorumlara verdiğim yanıtlar:
Çocukluğumuzu ve ilk gençlik günlerimizi yaşadığımız yerlerin ''olumlu'' ya da ''olumsuz'' değişiminin yıllar sonra bizde yaratabileceği hüznün konusunda doğrudan bir etkisi olacağını sanmıyorum. Değişim nasıl olursa olsun bizde ortaya çıkaracağı duygulanımın daha çok o ''eski''nin geride kalmışlığıyla ilgisi var. Sanırım duyumsadığımız hüznün kaynağı da bu.
***
Nasıl yaşanırsa yaşansın, iyi ya da kötü, hatıralar, geçmiş, geride kalan yıllar hatırlandığında hep bir hüzün duyumsatır. İnsana özgü bir duygulanım bu. Hatırla, mahallemizin tam ortasında çocukluğumuzu geçirdiğimiz bir arsa vardı, bir yanı kilise duvarıydı, şimdi orada çok çirkin olduğu söylenemeyecek bir bina var. Olumsuz bir gelişme de denilemez. Ama o arsa yok. Oradaki oyunlarımız, futbol maçlarımız, geceleri ''dekmancılık'' da, o arsa ile ortadan kalktı. Sanırım bizleri farklı bir ruh haline dönüştüren şey de bu. Anılarımızı, anılarımızın yaşandığı yerlerin ortadan kakması bizi..-işte!
Demirtaş 42, Yüksekdağ 30 yıl ceza aldı. Ülkenin bu ve benzer kararlarla normalleşemeyeceğini biliyoruz da, demokrasi mücadelesi içermeyen bir sosyalist mücadelenin toplumsal alanda hiçbir karşılığı olamayacağını biliyor muyuz?
Bu ileti en son melnur
tarafından 17.05.2024- 07:25 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
10 kişiye yenildik. Futbolu oyun olmaktan çıkartan Mert Hakan hariç Fenerbahçeli futbolcuları kutluyorum. Sarı kırmızı bayrak ve Ciro şampiyonluk için bir hafta daha bekleyecek. Umarım bu haklı galibiyetleri Fenerbahçe'ye bir 10 yıl daha kaybettirmez ve maçtan sonra ''Avrupa şampiyonu Galatasaray'ı sahalarında yendik, federasyondan 6.yıldızımızı istiyoruz'' demezler 🙂
Bir üstteki yazıma verilen yanıtlara ve özellikle fetoculuk ve Fenerbahçe'nin sözde verilmeyen yıldızları konusunda yaptığım iki yorum.
Anlaşıldı, siz 10 yıl daha şampiyon olamayacaksınız. Gerçeği bir türlü kabullenmeyen ve hatalarını anlama çabası göndermeyen bir yönetim anlayışı başarılı olamaz. Ali Şenlerden, aziz Yıldırım ve Ali Koçlardan kurtulmadıkça Fenerbahçe özlenen Fenerbahçe olmayacaktır. ( Feto konusu da doğru değil. Feto zamanında hemen hemen tüm kulüplere el uzatmıştır. En fazla da Fener'e. Tutuklamalarda da Fenerbahçe önde. Fetocu savcı ve hakimleri camialarına sokan, üye yapan, tavla oynayan, sizin yönetimleriniz. Aziz Başkan da ''bilmiyorduk'2 deyip aradan sıyrıldı. Dahası bütün gerçekler ortaya çıkmışken Emre Belozoğlu'nu önce sportf sonra da teknik direktör yapan sizsiniz.) Bu neye benziyor biliyor musunuz, 17-25 Aralık operasyonlarını yapanlar Fetocülerdi diyen anlayışa. Evet Fetoculardı ama bu yolsuzlukların olmadığı gerçeğini değiştirir mi? Size de Fetocular dava açtı ama bu şike yapmadığınız gerçeğini değiştirir mi? Aziz Başkan bile ''yaptıysam kendim için mi yaptım, Fener için yaptım'' demedi. Ama sizler bir türlü yanlışlarınızı kabul etmediğiniz sürece başarısız başkan ve yönetimlerin gazına geliyorsunuz. Yapmayın, çalışın sizin de olur. Avrupa'dan da kupa getirir ve hatta Real'i yener Avrupa Süper Kupasını bile ülkeye getirirsiniz. 🙂
***
Türkiye'deki 59 öncesi futbol karşılaşmaları UEFA tarafından ulusal lig statüsünde kabul edilmiyordu. Yereldi. Ve bu yüzden UEFA Avrupa kupalarına bizi almıyordu.59'la ulusal lige geçtik ve yıldız sistemi de bu statüyle başlatıldı. Beşiktaş 59 öncesi iki şampiyonluğu ''sonucunda UEFA bizi Avrupa'ya kabul etti'' gerekçesiyle aldı. Bu da yanlıştı ama zamanın federasyonu kabul etti. Fenerbahçe'nin yerel şampiyonluklarının bu statüyle ilgisi yok. İlgisi olmadığı içim Fenerbahçe'de yöneticilik yapmış Nihat Özdemir ve Mehmet Ali Aydınlar başkanlığı zamanında bile kabul görmedi. Yani sorun özellikle ALİ KOÇ'un başarısızlık sonrası eski defterleri karıştırma ve hayali düşman yaratma çabaları...Olmayacak duaya amin dememek gerek.
Fenerbahçe'nin 10 kişiyle Galatasaray'ı 1-0 yenmesi ve ve öncesi ve sonrasında çıkan olaylarla ilgili yaptığım iki yorumu da buraya asıyorum; bu konuyu geride bırakmak adına...
Nasıl ki M. Kemal Atatürk düşmanlığından bir solcu-sosyalist çıkmazsa, emin olun Galatasaray ve aynı şekilde Fenerbahçe düşmanlığından da bir solcu tipoloji çıkmaz. Adam elinde bir sosyalist partinin bayrağı, sorsan sosyalist olduğunu da söylemekten çekinmez ama şu son Fenerbahçe maçı üzerinden Galatasaraylılara ağza alınmayacak sözcüklerle saldırabiliyor!
Yazık!
****
Ya Ziya Kaptan anlatmıştı, ya da Turgay Şeren kaptan. Ali Koç, Aziz Yıldırım ve Ali şen öncesinde özellikle deplasman maçlarında Fenerbahçe ve Galatasaray aynı otelde kamp yaparmış, masraflar daha düşük olsun diye. Bir gece adını hatırlamadığım GS. başkanı otele geldiğinde dört Fenerbahçeli futbolcuyu kağıt oynarken görür ve ''yarın maçınız var, bu saatte hala ayaktasınız'' der. Futbolcular GS başkanına bile gayet saygılı masadan kalkıp odalarına gitmişler. O günlerden bu günlere geldik. Elbette futbolun sanayileşmesi koşulları çok değiştirdi. Ama futbolda bu kadar çirkinlik yaşanıyorsa gözlerimizi kapayamayacağımız yönetici ve başkanlar sayesindedir ve bu konuda en başa da önce Ali Şen'i, sonra Aziz Yıldırım'ı ve şimdi de bu ekolün en tepe noktası olan Ali Koç'u yazmak gerekir. Seviyeyi giderek kötüye, en kötüye çektiler. Bir başkanın konuştuğu sözcükler hakaret, küfür ve tehdit boyutlarındaysa oradan yönetici olarak Selahattin Baki, futbolcu olarak da Mert Hakan yetişir.
Bana öyle geliyor ki, toplumsal alandaki yalnızlığımızdan kurtulmak sanki sosyalist solda bulunan tüm yönetici ve yönetim anlayışlarından kurtulduğumuzda gerçekleşecek. Onlarca yıldır olmuyorsa, başka ne olabilir ki bu hazin durumun nedeni? Sınıflı bir toplumda elbette sosyalist-komünist bir partinin sandıktan yüzde 10'la, yüzde 20'yle çıkması zor. Ama onlarca yıldır binde birlere, on binde birlere mahkum oluşumuzun su yüzüne çıkartılması gereken bir nedeni olmaz mı? Normal mi bu durum. Ülke her türlü pisliğin içinde, her türlü kriz yaşanıyor, bizim buralarda bir esinti bile yok. Ve işin en kötü yanı da sanki her şey uyarında gidiyormuş gibi davranmayı sürdürüyoruz! Bir eleştiri, bir öz eleştiri olmaz mı; anlaşılır gibi değil.
Nasıl ki M. Kemal Atatürk düşmanlığından bir solcu-sosyalist çıkmazsa, emin olun Galatasaray ve aynı şekilde Fenerbahçe düşmanlığından da bir solcu tipoloji çıkmaz. Adam elinde bir sosyalist partinin bayrağı, sorsan sosyalist olduğunu da söylemekten çekinmez ama şu son Fenerbahçe maçı üzerinden Galatasaraylılara ağza alınmayacak sözcüklerle saldırabiliyor!
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.