Fethullahçı çetenin lideri Fethullah Gülen'in kaldırıldığı hastanede öldüğü açıklandı. Gülen'e yakın yayın organı Herkül'ün paylaşımında "Fethullah Gülen Hocaefendi bugün (20 Ekim) ruhunun ufkuna yürümüştür. Defin işlemleri ile ilgili ayrıntılı bilgi kamuoyu ile paylaşılacaktır” ifadeleri kullanıldı.
Fetullahçı çetenin lideri Fethullah Gülen'in tedavi gördüğü hastanede öldüğü açıklandı.
Haberi, Gülen'in yayın organı konumundaki Herkül duyurdu.
Herkül sitesinin X (Twitter) hesabından yapılan paylaşımda, Gülen'in 20 Ekim'de (dün) öldüğü belirtildi.
Açıklamada, “Ömrünün her anını din-i mübiîn-i İslam’a ve insanlığa hizmet için sarfeden Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi bugün (20 Ekim) ruhunun ufkuna yürümüştür. Defin işlemleri ile ilgili ayrıntılı bilgi kamuoyu ile paylaşılacaktır” ifadeleri kullanıldı.
YEĞENİ DOĞRULADI Öte yandan Fethullah Gülen'in kardeşi Mesih Gülen'in oğlu Ebuseleme Gülen, Fethullah Gülen'in öldüğünü doğruladı.
Ebuseleme Gülen, Fethullah Gülen'in ölüm haberini sosyal medya hesabından duyurdu.
SOLpaylaşım'ın öncesinde Yazıyazforum'un ilgi çeken tartışmalarından biriydi Fethullah Gülen...Gülencılerle AKP'ciler el ele kol kolaydı o zamanlar. 2013 öncesi yıllar. Hatırlıyorum, bu kadar büyük paraları nereden buluyor diye sorduğumda bir Gülenci arkadaşımız '' gönülden bağışlarla'' diye yanıt vermişti. Kuşkusuz gönülden bağış da oluyordu ama bu kadar büyük bir organizasyonun ( o zamanlar bu kadar büyük olduğu da bilinmiyordu) sadece bağışlarla yürümeyeceği de belliydi. Ama iktidar sahipleri gibi yazıyazForum'un Gülenci cemaati de bunu bir türlü kabul etmiyordu.
Hep düşünmüşümdür, bana bu yanıtı veren arkadaş ve onun gibi pek çok forum üyesi gerçekten böyle mi düşünüyordu, yoksa cemaat üyeleriydiler de bir açıklama yapmak gereği hissederek mi böyle yanıt vermek zorunda kalıyorlardı. Bilmiyorum ama, Türkiye'nin başına bela olmuş bir örgütün daha o zamanlar ne olup ne olmadığı belli olmuyor muydu?
Bugünlerde iktidar çevrelerinden Gülen'e yönelik lanet çabalarının hiçbir inandırıcılığı yok. Aynı düşüncedeydiler, aynı yolun yolcusu ve hedefledikleri amaca doğru beraberce yol alıyorlardı. Dershane ve okul konusunda ayrılığa düşmeleri sonucunda bir çorap söküğü gibi çözüldüler. 17-25 Aralık, kartların bir daha hiç yan yana gelmemecesine dağılmasıydı. Sonrası 15-16 Temmuz.
Bir ders alındı mı yaşananlardan? Hiç sanmıyorum. Bugün Fetö'nün yerini çeşitli cemaat ve tarikatlar almıştır ve bunlar da devlet içinde tıpkı Gülenciler gibi örgütlenmişlerdir. Yıllar önce bir cemaat mensubu ile görüştüğümde bana farklarının ''devlet yönetme gibi bir amaçlarının olmadığını'' söylemişti. Ama sorun sadece devete el koyup koymama, devleti yönetme gibi kaygılardan oluşmuyor ki, devlet bir cemaate ve tarikata teslim edilebilir mi? Bu yapıların kendine özgü bir hiyerarşisi var ve bu yapıların üyeleri geldikleri görevlere belli bir liyakat sonucu da gelmiyorlar. Eğitimin hali ortada, iktidarın en övündüğü sağlık sektörünün durumu da öyle. Her şey sadece para olunca, her şeye sadece özelleştirme olarak bakılınca ve suyun başını da ''dindar ve kindar'' bir yapı tutunca bu durum kaçınılmaz bir hale geliyor.
Bu süreç durdurulmalıdır. İktidarın ''yeni anayasa'' ve ''barış demokrasi'' adımları atmaya çabalaması da belki CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in işaret ettiği 2025 Kasım'ı gereğidir. 2025 ya da başka bir tarih, ülke bu haliyle yönetilemez durumdadır ve er ya da geç bir erken seçime gidecektir. Sandık bu sürecin noktalanabilmesinin bir potansiyelini taşımakta. Bu kez hata yapılmamalı. Bu kez, bu gidiş mutlaka durdurulmalı. İktidar (bence) ne yaptığını bilemez hale gelmiştir. Freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağı yuvarlanıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en son (sanırım dün) söylediği ''bir kaç milyon mülteci daha alabiliriz'' sözlerinn başka açıklaması da yok. Ya bu süreç böyle sürüp gidecek, nereye kadarsa ve ne olacaksa, ya da sandıkta bu iktidarı yenilgiye uğratarak bu süreci durduracağız.
Başka bir yol mevcut değil, ne ''yeni anayasa'' ne de adını bile koyamadıkları ''yeni barış süreci''...
Gülen’in öldüğü gün verilen ilk tepki, geriye dönük basın taraması yapmaya ihtiyaç duymadan AKP’nin Cemaatin hangi misyonlarına saygı duruşuna geçtiğini açık etmiştir.
Fethullah Gülen’in öldüğü bilgisinin TRT haberlerinde birinci sıraya yerleştirilmesi başlı başına verilen önemin kanıtı. Normaldir diyebilirdik, ama devamı var. Haberde Gülen’in günahları öyle gösteriliyor ki, TRT yani iktidar saygı duruşunda sanırsınız!
Ama önce AKP’nin Fetö’yle derdi hakkında bir iki not…
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.