SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 19 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   14   15   16   [17]   18   19   >   son» 
Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 24.03.2024- 01:06


31 Mart seçimlerine sekiz gün kaldı; ne yapacağız, ne yapılacak, ne yapılması gerekiyor?
AKP-MHP ittifakının başını çektiği gerici tek adam rejimine gözleri kapayıp ''en büyük sosyalist benim'' havalarında bir siyasete mi destek vereceğiz, böyle bir tavrın Erdoğan rejiminin değirmenine su taşıyacağının farkında olabilmek çok mu zor ve üstelik böyle bir tavrın toplumsal alandaki yalnızlığımızı daha da arttıracağı gerçeği de apaçık ortada dururken?

Cumhuriyet tarihinin en gerici birlikteliği ortaya çıkmış, muktedir hale gelmiş, üzerimize çöken karanlığı daha da koyulaştırıp kalıcılaştırmanın yollarını ararken birilerinin hala, sanki her şey uyarında gidiyormuş gibi davranmayı sürdürmeye çalışması..- ne hazin şey!

Yazık!



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 25.03.2024- 07:27


Dünyanın bütün kötülükleri bir yanda yani bir yanda barbarlık, bütün iyi ve güzel insanlar da öte yanda, yani sosyalizm. Engels'in söyleyip Rosa'nın geliştirdiği ya sosyalizm ya barbarlık şiarında ibrenin sevgi ve güzellikten yana çevrilebilmesi için sadece sosyalizm diyerek ve sadece kendi gündemlerimizi ön plana çıkartarak başarı kazanamayız. Güncel olanı, toplumun önünde-gündeminde   olanları da alt etmeyi mücadelemizin bir parçası haline getirebilme becerisi gösterebilmeliyiz. Yoksa, olmuyorsa, başaramıyorsak dünya daha güzel olmayacak. Biz sadece konuşacağız, sesimizin giderek daha da kısık hale geldiğini anlayamadan; dünyanın ışıkları ise bir bir sönmeye devam edecek.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
Proleter_Devrimci
[ Proleter_Devrimci ]

Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 19.01.2019
İleti Sayısı: 132
Konum: Gizli
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

26 kere teşekkür edildi.
44 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: Proleter_Devrimci
Cevap Tarihi: 25.03.2024- 21:39


Ya Sosyalizm ya barbarlık sloganı, Soğuk Savaş dönemi Sosyalizm deneyimleri göz önüne alındığında fazla iddialı bir söylem gibi geliyor. Bu dönemde Sosyalist olduğunu iddia eden devletlerin yaptıkları ve uygulamaları, Kapitalist muadillerinden daha insancıl değildi. Belki de sorun Kapitalist veya Sosyalist farkı olmadan devlet kavramının kendisinden kaynaklanmaktadır, bilemiyoruz. Fakat şu da var ki, insanlar barbar (!) Kapitalist ülkelere kaçmasın diye Berlin şehrinin ortasına duvar ören bir siyasal yapı, Marx'ın veya Lenin'in tasavvur ettiği Sosyalizm-Komünizm algısına ne kadar uygun düşmektedir, tartışılır.

Güncel politik meseleler konusunda Komünistlerin, gündemin gerisinde kaldıkları, mevcut problemlere bir çözüm üretemedikleri konusunda sizinle aynı fikirdeyim. Toplumun aciliyet teşkil eden sorunları için bir çözüm önerisi getirmek yerine, ideolojik tartışmalar veya sloganlar üzerinden bir politik söylem geliştirmek anlamsız. Fakat bununla birlikte mevcut siyasal ve toplumsal sorunların çözümü olarak, düzen muhalefetinin kuyruğuna takılmayı savunmakta aynı derecede hatalı... Biz Komünistler olarak değiştirmeyi mi amaçlıyoruz, yoksa sadece dönüştürmeyi mi? Eğer cevabımız bir seçenek ise, o aman biz Komünistler, burjuva siyasetinin aktörleri arasındaki güç mücadelesinin figüranları olmamalıyız. Çünkü; düzen muhalefetinin içindeki güç ve çıkar çatışmaları gösteriyor ki, iktidara geldiklerinde ve AKP'nin elindeki gücü ele geçirdiklerinde, çokta farklı bir düzen kurmayacaklardır. Seküler burjuvazinin, emeğe ve emekçiye olan bakış açısı, İslamcı burjuvaziden çokta farklı değildir. Aynı şekilde demokrasi ve özgürlüklük gibi kavramlarada...

Bence Komünistlerin burada hem iktidarı, hem de muhalefeti eleştiren bir politik söylem kullanarak, üçüncü bir siyasi hat yaratması gerekmektedir. CHP ile AKP arasında kim yüzde 51'i alacak şeklinde kısırlaştırılan politika hayatına, yeni bir söylem ve en önemlisi de yeni bir umut getirmesi gerekmektedir. Bugün hem iktidar, hem de muhalif seçmen kitlesinde bir umutsuzluk hakim. Oylarını kerhen verdiklerini söylemekte, daha iyi bir alternatif bulamadıklarını belirtmekteler. İktidara oy veren seçmenler bile ekonomiden ve hayat pahalılığından şikayet etmekteler. Tabii bu ekonomik krizden en fazla etkilenenler ise yine emekçiler olmakta... Dolayısıyla bu koşullarda bile Komünistler bir kitle tabanı oluşturacak bir politika üretemiyor ve tüm politik ufuklarını AKP gitsin varsayımı üzerine kuruyorlar ise o zaman Komünist sıfatını bir kenara bırakıp, CHP ya da bir başka partinin tabelası altında siyaset yapabilirler.                                                                                                                                      



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 26.03.2024- 05:15


Güncel olana etkimiz sadece kendimizle, sosyalistlerle mükün olabilse güncel sorunların çözümünü doğrudan kendi gündemimize bağlamak mümkün olur zaten. Olmadığı için burjuva siyaseti arasında fark arayışı içindeyiz. Burjuva siyasetinin farklılıkları arasına yerleşerek kendi gündemimize toplumsal kılmalıyız. Yoksa ne günceli gündem haline getirebilir ve ne de toplumsal alanda etkimizi arttırabilme olanağına sahip oluruz. Böyle bir perspektif de ''burjuva aktörler arasında figüran olmak'' değildir. Öyle nitelerseniz, kendi gettonuzda veya kendinizi kapattığınız cam fanusta kendi kendinize devrimcilik oynamayı seçmiş olursunuz ki, o zaman da ne kalabalık olma şansınız olabilir ve ne de kalabalıklar dönüp bakar.

Tam da şu anda olduğu gibi.
( TİP'in önemi de burada yatıyor, kitlelerin dönüp bakmasını sağlamıştır.)



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 28.03.2024- 00:24


Işid miymiş, ya da Deaş? Tahlil mi, çözümleme mi, analiz mi yapmak istiyorsun, yapabilirsin, yapman da gerekiyor üstelik; kapitalizmin sürdürülebilirliği için bu tür yan sanayilere ihtiyaç olduğunu açıklayabilir ve sonra da insanlığın başına bela olduklarını bütün açıklığıyla ortaya dökebilirsin; ve dahası elinde kala kala sadece sandığa atılacak oy'un varsa, onu da o sorunu güçsüz hale getirebilmek için kullanırsın, kullanmalısın?
Tıpkı 31 Mart'ta yaşayacaklarımız gibi...

Sadece ''kapitalizmin ürünü'' diye yaklaşamazsın. Düzeni ortadan kaldırıp sosyalist dönüşümler başladığında bunların tamamı ortadan kalkacak diyemezsin, O orada durur, muktedir hale gelir ve bagajındaki tüm karanlıkları toplumun üzerine boca ederken ise gözlerini bu gerçeğe kapayamaz, kapamaya çalışanların yanında da durmazsın.

Sınıf mücadelesi hem Deaş'ın dünyaya   ve hem de tek adam rejiminin bu ülkeye dayattıklarını görebilmeli, analiz edebilmeli ama mutlaka ve mutlaka   o savunageldiğimiz mücadelenin merkezi haline getirebilmeliyiz.
Yoksa, iyilik, güzellik, sevgi, umut...-ilelebet Kaf dağının ardında tutsak   olacaktır.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 29.03.2024- 08:55


31 Mart seçimleri sadece belediye seçimi değildir. Özellikle İBB seçimlerinin sonucu bir sonraki seçimlere somut bir umut ışığı yakılarak mı gidileceğini yoksa toplumun önü alınamaz bir bezginlik ve umutsuzluğa yuvarlanacağını mı gösterecek.

Sosyalistler bu gerçeklikten kendilerini soyutlayamazlar.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 30.03.2024- 03:53


Şunun şurasında iki gün bile kalmadı. İlçede TİP aday çıkarmadığı için hem İBB ve hem de ilçe belediye başkanlığında oyumu CHP'ye ( İmamoğlu'na) vereceğim. Kadıköy ya da Çankaya'da ikamet etseydim, ya da Hatay Samandağ'da oyum TİP'e olurdu. İki nedeni var aynı anda AKP-MHP ortaklığını geriletmek ve sosyalist bir partiye de destek vermek. Sanırım 31 Mart seçimleri için en doğru yöntem de bu.

****

Kadıköy'de otursaydım, büyükşehirde oyum CHP'ye olurdu. İlçe seçimlerinde ise TİP'e oyumu verirdim. TKP'nin seçime yaklaşım siyasetini de doğru bulmuyorum, ( İBB için aday çıkarması), Maçoğlu'nu aday göstermesi de... TKP'ye oy vermenin bu iki yanlışa destek vermek anlamna geleceği için vermezdim ve geçen seçimlerden beri seçim siyasetini doğru kuran TİP'e yönelişim de bu yüzden olurdu.



Cvp:
Yazan Cevap içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.006
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

50 kere teşekkür edildi.
36 kere teşekkür etti.
Cevap Yazan: melnur
Cevap Tarihi: 31.03.2024- 02:01


Solcu olmak güzel, sosyalist olmak çok daha iyi. Ama işte toplumun dışında da kalmamak gerek; toplumsal alanda etkimizi arttırmak ve kerameti kendinden menkul bir solculuğu savunmamak... Sanırım sosyalist siyasetin önemi de burada yatıyor. Bir, üç, beş, olmuyorsa ve hala kalabalıklar dönüp bakmıyorsa, kalabalıkları etkileyemiyorsak... -fazla da direnmemek gerek. Sosyalizme farklı yollardan da yararımız olabilir, siyaset farklı bir beceri gerektiriyor sanırım.



Yeni Başlık  Cevap Yaz
 Toplam 19 Sayfa:   Sayfa:   «ilk   <   14   15   16   [17]   18   19   >   son» 



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Sanal dünyanın sol kütüphanesi dayanışma 1 3581 24.12.2014- 12:51
Konu Klasör Şu Cengiz Çandar olayı ve hatırlattıkları... melnur 1 466 21.04.2023- 10:35
Konu Klasör İBB'nin ulaşım zamlarına gösterilen tepkiler ve hatırlattıkları... melnur 0 816 09.04.2022- 10:39
Konu Klasör Kemal Okuyan yazdı: Devrimin Gölgesinde melnur 3 2508 07.11.2019- 04:21
Konu Klasör Ali Ateş yazdı: Tunceli'den Kadıköy'e: Kıssadan hisse... melnur 0 1 19.04.2024- 21:11
Etiketler   Sanal,   medyaya,   -facee-,   yazdıklarımdan,   kısa,   notlar.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS